Mültecilere yönelik insanlık dışı muamelesiyle sıkça duyulan
Avrupa ülkeleri ve diğer birçok mülteci karşıtları sergiledikleri tutum ve
davranışlarıyla küresel çapta yabancı karşıtlığı diye bir olgu oluşturduklarını
söyleyen Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Veysel Ayhan, daha önce
toplumsal ve siyasal bir destek süreci olduğunu belirtti.
Suriye bağlamında bakıldığında en fazla göçmenin yaşadığı
ülkenin Türkiye olduğunu belirten Ayhan, Afganistan’da yaşanılan değişiklikler
sonrası yoğun bir Afgan göçü olabileceğine dikkat çekerek, göç sorunun olmaması
için özellikle İran ve Pakistan merkezli bir organizasyon yapılması gerektiğini
belirtti.
Yaşanan göçmen sorunları ile ilgili değerlendirmelerde
bulunan Prof. Dr. Ayhan, Türkiye'de göçmen karşıtlığının yükseldiğine dikkat
çekti.
"BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNDEN DAHA FAZLA BİR NÜFUSUN
TÜRKİYE'YE GELDİĞİNİ GÖRMEKTEYİZ"
Dünya çapında yabancı karşıtlığı denilen bir olgunun
olduğunu dile getiren Ayhan, "Bu Türkiye'de ilk göçmen dalgası Suriyeliler
ilk geldiklerinde yoktu. Çünkü bunlar gerçekten de mağdur bir kesim olarak
görülüyordu. Aynı zamanda da şöyle bir olgu da vardı. Gelenlerin yaklaşık
yüzde 75-80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Özellikle çocukların oranı çok
daha yüksekti. Yani yüzde 50'den fazlası çocuklardan oluşmaktaydı. Dolayısıyla
toplumumuz ve kurumlarımız bir şekilde bu göçmenlere sahip çıktı. Bunların hem
kamplarda kalması hem sınır bölgelerinde ihtiyaçlarının karşılanması noktasında
birliğiyle çok güzel bir insani çalışma yürütüldü. Tabii sürecin uzaması ve
pandemi ve pandemiye bağlı olarak ülkemizde ekonomik alanda yaşanan sıkıntılar
bir şekilde tepkilerin göçmenlere yönelmesini beraberinde getirdi. Aynı zamanda
sayının çok yüksek olması yani birçok Avrupa ülkesinden daha fazla bir nüfusun
Türkiye'ye geldiğini görmekteyiz. Düşünün bazı illerde Kilis gibi veya bazı
ilçelerde Reyhanlı gibi yerel nüfustan daha fazla bir göçmen nüfusun olduğunu
görmekteyiz." dedi.
"TÜRKİYE’DE GÖÇMENLER KONUSUNDA GELECEĞE DÖNÜK BİR
PLANLAMA BOŞLUĞU VAR"
Konuşmasının devamında Ayhan, şunları söyledi: Dolayısıyla
bu neye yol açtı? Bir karşıtlık, bir toplumsal gerginliği beraberinde getirdi.
Bu toplumsal gerginlik büyümeye başlayınca tabii bu siyasal alana da yansımaya
başladı ve siyasal alanda da özellikle bazı siyasi hareketlenmeler ortaya
çıkmaya başladı. Tabi bunun aynı zamanda bir seçmen karşılığı da var. Bunu
Almanya'da görebilirsiniz, bunu Fransa'da da görebiliriz. Dolayısıyla göçmen
karşıtlığının bir siyasal karşılığı var. Eğer seçmende göçmen karşıtlığının bir
karşılığı var ise o zaman bunun siyasal örgütlenmesi ve siyasal hareketlenmesi
de ortaya çıkmaya başlıyor. Bunun ideolojik arka planı da olmuş olabilir. Yani
bunlar gerçekten de bu Göçmenlerin ileride Türkiye için bir güvenlik riski
yaratabileceğine dair bir düşünceleri de olmuş olabilir. Türkiye’de göçmenler
konusunda toplumsal ve siyasal düzeyde geleceğe dönük bir planlama boşluğu var.
Bunlar ne olacak? Kalacaklar mı, gidecekler mi veya vatandaş mı olacaklar? Bu
gibi ucu açık sorular ve belirsizlikler de toplumsal gerginliğin artmasına yol
açtı. Tabii bunlar daha şiddetli nasıl gerçekleşiyor? İç içe geçmenin yoğun
olduğu mahallelerde, bölgelerde kısmi küçük sokak çatışmaları bir bakıyorsunuz
toplumsal olaylara dönüşüyor. Maalesef göçmen karşıtlığı trendi yükseldiğini
görmekteyiz. İLKHA
0 yorum