Cuma namazı öncesi Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Berat
Gecesi: Af ve Mağfiret Gecesi" başlıklı hutbe irad etti.
Hutbesinde Ramazan ayı ve bu ay içerisindeki gün ve
gecelerin önemine dikkat çeken Ali Erbaş, “Cenâb-ı Hakkın bize lütfettiği
bu özel fırsat ve bereket ayları, geçmişin muhasebesini ve geleceğin
planlamasını yapacağımız tefekkür vakitleridir. Nefsimizin bitmek bilmeyen
isteklerine göre değil, Rabbimizin rızası doğrultusunda yaşamaya azmedeceğimiz
karar vakitleridir. Hata ve günahlarımızdan tevbe edip, Rabbimizin af ve
mağfiretine sığınacağımız dua ve niyaz vakitleridir.”
Başkan Erbaş, hutbesinde şu ifadelere yer verdi:
Muhterem Müslümanlar!
On bir ayın sultanı Ramazan-ı şerifin gölgesi üzerimize
düştü. Yarın, Ramazan’ın muştusu olan Berat gecesini idrak edeceğiz. Cenâb-ı
Hak, bu gece hürmetine aziz Milletimize ve ümmet-i Muhammed’e hayır ve bereket
ihsan eylesin. Berat Gecemiz mübarek olsun.
Aziz Müminler!
Yine böyle bir gece vakti Hazreti Âişe validemiz uyanmış,
Resûl-i Ekrem’i (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yanında göremeyince dışarı çıkıp
aramaya koyulmuştu. Nihayetinde onu Bakî mezarlığında, başını göğe kaldırmış,
dua eder vaziyette bulmuştu. Sevgili Peygamberimiz, hem Hazreti Âişe’nin
merakını gidermek hem de Allah’ın rahmetinin bu gece ne kadar geniş olduğunu
anlatmak için şöyle buyurmuştu: ‘Şaban ayının yarısına denk gelen bu gece,
Allah dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının
yünlerinden daha fazla sayıda insanı affeder.’
Kıymetli Müslümanlar!
Hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de, ebedi kurtuluş
beratını alanların ahiretteki durumu şöyle anlatılır: ‘İşte o vakit,
kitabı sağ tarafından verilen kimse der ki, ‘Alın kitabımı okuyun; Doğrusu ben,
hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.’ Artık o, hoşnut olacağı bir hayat
içindedir; yüce bir cennettedir.’
Bu ayet-i kerimeden öğreniyoruz ki Allah’ın rızasını kazanıp
cennetine kavuşmak, dünyadayken ahiret için hazırlık yapmakla; iman, ibadet ve
istikamet üzere hayat sürmekle mümkündür.
Cenâb-ı Hakkın bize lütfettiği bu özel fırsat ve bereket
ayları, geçmişin muhasebesini ve geleceğin planlamasını yapacağımız tefekkür
vakitleridir. Nefsimizin bitmek bilmeyen isteklerine göre değil, Rabbimizin
rızası doğrultusunda yaşamaya azmedeceğimiz karar vakitleridir. Hata ve günahlarımızdan
tevbe edip, Rabbimizin af ve mağfiretine sığınacağımız dua ve niyaz
vakitleridir. Nitekim Allah Resûlü bize şu tavsiyede bulunmaktadır: ‘Şâban
ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Gündüzünde
oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya rahmet nazarı ile
bakar ve fecir oluncaya kadar şöyle buyurur: ‘Benden af dileyen yok mu,
onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Sıkıntıya
uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim!..’
Değerli Müminler!
Hutbemin sonunda önemli bir hususu tekrar hatırlatmak
istiyorum. Salgın hastalıkla mücadelemiz devam ediyor. Tedbirlere riayet
konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz hassasiyeti bundan sonra da aynı
ciddiyetle devam ettirelim. Yüce Rabbimiz en kısa zamanda salgın hastalıktan
kurtulmayı bizlere nasip eylesin.
Okuduğu hutbenin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş
cuma namazını kıldırdı. VEYSİ GÜLTEKİN
0 yorum