Kartal, en başta tedirgin olan
insanların alınan önlemlere kısa sürede alıştıklarını ancak objektiflere poz vermekten
çekindiğini söyledi.
Kartal, “Evde geçen günlerimiz
bir fotoğrafçının gözünden nasıl kaydediliyor. Herkesin eve kapandığı bir
dönemde siz fotoğraf makinanızın objektifinden nerelere bakıyorsunuz acaba?
Salgının, evde kal çağrısının ve toplumlardaki korku ve paniğin çektiğiniz
fotoğraflara nasıl yansıyor.” Sorusuna şu cevabı verdi: “Sanatçılar için
kuluçka dönemi olabilir bu dönem. Sanatsal projeleri üzerine tekrar tekrar
düşünmek, detaylarına odaklanmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ben
kovid19 pandemisi sürecinde toplumumuzun güvenliği ve ihtiyacı için çalışmak
zorunda kalan insanlara ve şehir meydanlarına çevirdim. Örnek verecek olursak;
Doktorlar, sağlık çalışanları, eczacılar, emniyet mensupları, fırıncılar... Işığın
bir şiirselliği vardır. Fakat bu ortamda hiçbir hastane bu kareleri
ölümsüzleştirmek istemiyor, tedirginlik var. Esnaflar diken üstünde fotoğraf
makinasını gördüklerinde üzerine yürüyorlar. Işığın şiirselliğini kullanarak
çekmeye çalıştığım fotoğrafların ortak bir dil etrafında şekillenen imgelerden
oluşmasını, bir döneme, bir tarihe işaret etmesini, iz bırakmasını ümit
ediyorum. Fakat kimse fotoğraf çekimlerine sıcak bakmıyor hal böyle iken
belgesel niteliğinde fotoğraflar üretemiyorsunuz. Ancak stok fotoğrafçılığı benzeri
kareler üretebilirsiniz. Bu karelerin de pek güçlü yanları bulunmamaktadır.”
HABER MERKEZİ
0 yorum