Anne
ve babalara önemli uyarılarda bulunan Başaran, " Televizyondaki diziler ve
programlar, toplumu değerlerinden uzaklaştırmaya yönelik bir görev
yüklenmişler. İnsanımızın çoğu bu diziler ile ilgili amacı bilmeden zaman
geçirmek için bunları izliyor. Diziler yoluyla empoze edilmek istenen fikirler,
insanların bilinçaltlarına yerleştiriliyor. Günümüzde dizilerin en büyük
hedefi; bizi dinimizin değer yargılarından uzaklaştırmaktır. Bu konuda
özellikle toplumumuzun temeli ve kalesi olan aile kurumu ortadan kaldırılmak isteniyor.
Her bir dizi veya o dizinin bölümleri aile yuvamızdan bir tuğla düşüren deprem
gibidir. Her bölümde bir tuğla düşüyor ve sonunda o evden eser kalmıyor. İşte
İslam düşmanları da bundan dolayı asıl hedefleri olan aile kurumunu ortadan
kaldırmak için televizyon dizilerini kullanıyor." ifadelerini kullandı.
Diziler
aracılığı ile topluma bozuk fikirler enjekte edilmeye çalışıldığına değinen Başaran,
"Dizilerde sadece toplumda olmuş ya da olması muhtemel bazı olaylar
anlatılmıyor. Böyle gösterilmeye çalışılsa da aslında durum tam tersidir.
Topluma enjekte edilmek istenen bozuk fikirler, diziler ve televizyon aracılığı
ile mahremimize girmektedir. Diziler aracılığıyla ailenin olmadığı, ahlaki
değerlerin korunmadığı, ailenin darmadağın olduğu ya da en azından Batı'daki
gibi aile yapısının çok zayıf olduğu bir toplum oluşturulmak isteniyor. Bu
amaçla diziler kullanılıyor. Bundan dolayı uyanık olmalıyız ve mutlaka bunlara
karşı tedbirler geliştirmeliyiz. Örneğin herkesin ailece izlediği bir dizide
evin hacı babası reklam arasında yatsı namazını kılarken, reklamdan sonra da
dizide cinsel sapıklığı (LGBT) özendiren sahnelere şahit olabilmektedir."
şeklinde konuştu.
"DİZİLER
ÇOCUK VE GENÇLERİ GÜNAHA SÜRÜKLÜYOR"
Dizilerdeki
karakterlerin çocuklar ve gençler üzerinde ciddi etkilerinin olduğunu
vurgulayan Başaran, "Dizilerde kullanılan karakterlerin üzerimizde çok
ciddi etkileri vardır. Zamanla dizilerdeki karakterler, söz veya davranışlar
aile fertleri tarafından örnek alınabilmektedir. Özellikle bu durumu, çocuklar
ve gençler üzerinde daha açık bir şekilde görebiliriz. Dizilerde toplum
yapısına uymayan söz, eylem ve karakterler maalesef çocuk ve gençleri günaha,
harama, zevkperestliğe yönlendirmektedir. Diziler, çocukları ve gençleri, kötü
alışkanlıklara bulaşması için en uygun zemini hazırlıyor. Aynı şekilde
dizilerdeki aile modelleri de zamanla ailemizde oluşması muhtemel ve kaçınılmaz
bir durum haline dönüşebiliyor. Oluşturulmak istenen aile yapısı, diziler
üzerinden maalesef toplumumuza enjekte ediliyor." diye konuştu.
"DİZİLERDEKİ
SÜSLÜ YAŞAM TARZI İNSANLARI HIRS HASTALIĞINA SÜRÜKLÜYOR"
Diziler
yoluyla süslü hayatların ve şiddetin topluma aşılanmaya çalışıldığını ifade
eden Başaran, "Dizilerdeki karakterler, insanlara rol model olarak
sunulduğu için onların giyinişleri, davranışları ve bütün halleri gençlerimize
sirayet ediyor. Dolayısıyla saygı, sevgi, muhabbet, ahlak, erdem ve iffete
bürünmesi gereken çocuklarımız; maalesef yalan, kıskançlık, iffetsizlik ve
birçok kötü davranışın görüldüğü bireylere dönüşüyor. Dizilerdeki tozpembe
hayatlar, aile fertleri için ulaşılması istenen bir hayat haline dönüşebiliyor.
Dizilerdeki süslü yaşam tarzı, insanları içerisinden çıkılmaz amansız bir hırs
hastalığına sürüklüyor. Televizyondaki lüks ve sorunsuz hayatı gören aile fertleri;
kanaat, huzur, güven ve mutluluk gibi kavramları unutarak her gördüğüne bir
şekilde ulaşmaya çalışan bir canavara dönüşüyor. Toplumda aile içi şiddet ve
boşanmaların alt zemini bu şekilde oluşturuluyor. Ayrıca dizilerdeki şiddet
içeren söz ve davranışlar; toplumdaki her türlü huzursuzluğun temelini
oluşturuyor." diye konuştu.
"TELEVİZYON
UYGUN ŞEKİLDE KULLANILIRSA NEDEN KARŞI OLALIM"
Televizyonun yerli yerinde
kullanıldığı takdirde faydalı bir araca dönüşebileceğine dikkat çeken Başaran,
"Mutlak olarak televizyona kötü dememiz mümkün değildir. Televizyon uygun
şekilde kullanılırsa neden karşı olalım. Ancak günümüz şartlarında televizyonun
daha çok kötü amaçlarla kullanıldığına şahit oluyoruz. Acaba dinimize,
değerlerimize, geleneklerimize kısacası toplumumuzun yapısına uygun
televizyonlarda kaç dizi ve program var? Ya da ahlakın, erdemin,
faziletin, dürüstlüğün, İffetin verilmek istendiği kaç dizi örnek verilebilir?
Maalesef bu soruya karşı cevabımız kocaman bir hiç olacaktır. Özellikle dizilerde;
ahlaksızlık, ihanet, vefasızlık, şiddet, taciz ve bunun gibi birçok kötülük
topluma aşılanmaya çalışılıyor." şeklinde konuştu. AHMET KÖLGE
0 yorum