Batmanlı Eğitimci-Yazar Kenan
Çaplık, internet ve sosyal medyanın çocuk, aile ile Müslüman
toplum üzerindeki tahribatına dikkat çekerek, "Kullandığınız sosyal medya
ve internet, sizi kitaptan, Kur'an okumaktan, camiye gitmekten, çocuklarınız ve
ailelerimiz ile ilgilenmekten alıkoyuyorsa gerçekten bir israfın
içerisindesiniz demektir. Yani Dicle Nehrinin suyu gibi, zamanınızı boşa
akıttığınızı ve bu noktada büyük bir vebalin altına girdiğinizi bilin."
Dedi.
İnternet ile sosyal medya ortamındaki içeriklerin yüzde doksanının ruh
sağlığına ve tevhidi inanca aykırı olduğunu belirten Çaplık, bunun bilinçli bir
şekilde yapıldığını ve internet üzerinden oynanan oyunların çocukların
zamanlarını boşa harcamalarına ve şiddete yönelmelerine neden olduğuna vurgu
yaptı.
Çizgi filmlerle "Allah yoktur" algısı oluşturulmaya
çalışıldığını aktaran Çaplık, "Ben 10' çizgi filmi başta olmak üzere bütün
çizgi film kahramanlarının tamamının birer proje olduğunu ve nasıl gayelerinin
Allah inancının olmadığına dair çocuklarda bir algı oluşturma yönelik olduğunu
bilelim. Bunların hiçbirisinin masum olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çizgi
filmde 'Ben 10' kolundaki saatine basıyor ve rivayetlerde geçen meleklerin
özellikleri veya daha çoğu karşımıza çıkıyor. Böyle bir şey hiç bir insana
verilmemiştir. İstisna örnek belki Hz. Süleyman'dır, O da Allah'ın
Peygamberidir. Belki o bile çizgi filmde yapılanları yapamaz. Çünkü 'Allah
yoktur' algısı oluşturulmak isteniliyor. Yani hiçbir internet sitesindeki
oyunların masum olmadığını bilmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
Çaplık, genellikle çocukların oynadığı oyunlarda şiddet içerikli
oyunların arka planına işaret ederek, "Oyunlarda çocuğun eline silah
veriliyor ve önüne geleni tarıyor. İslam'da böyle bir şey var mıdır, yoktur.
Semavi dinlerde böyle bir şey yoktur. Ama modern insan algısında 'sadece ben
varım ve herkesi yeneceğim, herkesi öldüreceğim ben güçlü olacağım ve ben
yaşayacağım' oluşturulmak isteniliyor. Böyle bir şey ancak Allah inancının
olmadığı yerlerde olabilir. Allah inancının olduğu kalpte ise korku olur. Biz,
her şeyi yapamayacağımız için İslam inancını kabul ettik. 'Kötülük
yapmayacağım, zina etmeyeceğim, adam öldürmeyeceğim, haram yemeyeceğim, kul
haklarına girmeyeceğim' ahdi üzere Müslüman olmuşuz. Müslümanlar bunları yapsın
diye internetle, sosyal medyayla, dizilerle; hanımlarımızı, çocuklarımızı ve
eşlerimizi şimdiden alıkoymaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.
İlimizin tanınan âlim ve hatiplerinden Molla Mehmet Ali Altun ise
ihtiyacı gidermek için üretilen telefonun bilinçsizce kullanılmasıyla toplumun
ifsadına neden olduğuna vurgu yaparak, telefonun Müslümanca kullanılmasıyla
topluma ve inancına faydalı işlere imza atılacağını dile getirdi.
Altun,
"Müslümanların bir özelliği, yaşarken Allah'a sorarak yaşamaktır. Allah'ı
hayatın dışına çıkartıp kendi heva ve hevesi ile toplumun alışkanlıklarının
akıntısına kendimizi kaptırırsak iman ve salih amel diye bir şey kalmaz. Onun
için şeriatta Sedd-i Zerai diye bir usul vardır. Yani kötülüğe giden sebeplere
ve araçlara set çekmek, ıslah etmek diye bir kural vardır. İmam Nebevi başta
olmak üzere İslam âlimleri diyorlar ki, sazın kendisi haram değildir. Sazın
tahtası, sazın teli, sazı oluşturan diğer her şey ile sesi haram değildir. Ama
sazın hangi sıfatla kullanılacağı hükmü oradan çıkarılır. Sen eğer İslam için,
İslam'ı hatırlatmak, gençleri coşturmak ve cihada alıştırmak için kullanırsan,
bu sıfatlar sazı haram olmaktan çıkarır. Ama sen sazı bir eğlence, bir gaflet
aracı olarak kullanırsan bu sıfatlardan dolayı saz haramdır. Bu sadece saza has
bir mesele değildir. Bu örnektir ama bütün kural ve kaideler de bu şekildedir.
Telefonu da bir saz gibi düşünelim, biz bunu bir mücahit, muttaki, âlim olarak
kullanabiliriz. İçine doldurduğumuz sıfatlar, bunun helal veya haram
noktasındaki hükmünü ortaya koyar." ifadelerini kullandı. ŞEVKİ ASLAN
0 yorum