image

Milyonlarca insanı, tüm bir ülkeyi olumsuz etkileyen darbeler nedeniyle yaşanan sosyolojik, psikolojik ve ekonomik travmalar hep büyük mağduriyetlere, unutulmaz acılara neden oldu.

Osmanlı döneminde başlayan askeri isyan ve darbeler, imparatorluğun yıkılmasının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde de rejimin değişmesine rağmen neredeyse her 10 yılda bir tekrar etti.

12 Eylül darbesinin yıldönümünde konuşan Tarihçi Mehmet Nuri Çelik ve Akademisyen Davut Okçu, Türkiye'deki darbeler geleneğinin önüne geçilmesi gerektiğini belirttiler.

12 Eylül'ün Türkiye'de bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Tarihçi Mehmet Nuri Çelik, o dönem çıkarılan anayasanın halen yürürlükte olduğunu hatırlattı.

"28 ŞUBAT DARBESİNİN MAĞDURU OLAN YUSUFİLER CEZAEVİNDE YATMAKTADIRLAR"

28 Şubat darbesinin mütedeyyin ve muhafazakâr kesimlere yapılan bir darbe olduğunu ve izlerinin halen sürdüğünü söyleyen Çelik, "Bu darbe geleneği 90'lı yıllarda kendisini birebir göstermediyse de 1997 28 Şubat darbesi özellikle mütedeyyin muhafazakâr camialar üzerinde çok ağır izler bırakmıştır. Etkileri mağduriyetleri hâlâ devam etmektedir. Bu darbenin mağduru olan Yusufiler cezaevinde yatmaktadırlar. Ondan sonra yaşanan 27 Nisan e-muhtırası ile zamanın hükümetini dizayn etmeye çalışan askeri anlayış… Son olarak hepimizin canlı canlı izlediği ve darbe tarihinde örneği çok bulunmayan 15 Temmuz darbe girişimini yaşadık. FETÖ'nün elinde bulunan silahları vatandaşlara doğrultarak çok zor bir gece geçirdik. Bunların tekrarlanmaması devam etmemesi için anayasanın değişmesi, kanunların değişmesi ve kesinlikle Türkiye'deki yönetim anlayışını darbelere hiçbir zaman izin vermeyecek şekilde dizayn edilmesi gerekmektedir."

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ KURULDUĞUNDAN BERİ BİRÇOK DEFA DARBELERLE MUHATAP OLDU"

Bir 12 Eylül darbesinin yıldönümünü daha geride bırakıldığını belirten Akademisyen Davut Okçu, "Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri birçok defa darbelerle muhatap oldu. 4 tane büyük darbe yaşadık, irili ufaklı başka darbeler de oldu. 23 Nisan1920'de Cumhuriyet kurulduğunda Büyük Millet Meclis'i açılmıştı. Devletin bir parolası vardı: Milli egemenlik. Hatta milli egemenlik bir bayram haline getirilmişti ve çocuklara armağan edilmişti. Yani yaklaşık 100 yıldır biz milli egemenlik bayramını kutluyoruz ama buna rağmen milli egemenliğe defalarca tecavüz ediliyor, defalarca darbelerle milli egemenlik alt üst ediliyor." dedi.

"15 TEMMUZ'A KADAR BÜTÜN DARBELER TÜRKİYE'DE ASKER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ"

Okçu, " Tabii ki bunun pek çok sebebi var. Belki devletin kuruluşunda Cumhurbaşkanlarının asker olması ondan sonrakilerin de asker olması ve Celal Bayar'ın, Cemal Gürsel'in, Cevdet Sunay'ın ve Fahri Korutürk'ün tümünün asker olması askerlerin gözünü yönetime dikmesine yol açmış olabilir. Çünkü bütün darbeler Türkiye'de asker tarafından gerçekleştirildi. İlk defa 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında bir sivil örgüt söz konusu olmuştur. Bu darbelerin pek çoğunun olmasının sebebi de şudur; her cumhurbaşkanlığı seçiminde askerler kendilerinden birinin Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmak için Meclis'e baskı yapmışlardır. Meclis direndiği zaman siyasileri görevden uzaklaştırma yolu tercih etmiştir. Milletvekillerini ve partileri tehdit etmişlerdir." ifadelerini kullandı. İLKHA

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *