Kur'an Nesli Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından Türkiye’den çok sayıda yazar, araştırmacı, ilahiyatçı, akademisyen, eğitimci ve âlimin katılımıyla "Hayat Namazla Güzeldir" çalıştayı İl Kültür Merkezinde saat 10.00’da başladı.
Yoğun ilginin gösterildiği programa; İTTİHADUL
ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi
Aydın Gök ve HÜDA PAR İl Başkanı Davut Şahin, çok sayıda bölgenin tanınmış âlim
ve kanaat önderi, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Sunuculuğunu Mustafa Tufan’ın yaptığı program
Hafız Şeyh Münir Abdulcevad’ın, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Ardından programın açılış konuşmasını yapan
Kur'an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek, topluluğu tarumar eden
namazsızlık hastalığına dikkat çekmek için böylesi bir program tertiplediklerini
söyledi.
Şimşek, "Allah’u Teâlâ hepinizden razı
olsun. Siz Seydalara namazla ilgili nasihat etme gibi bir amacımız yoktur.
Sizin şahitliğinizle, sizin huzurunuzla, katılımızla toplumumuzun müptela
olduğu hem dünyamızı hem de ahretimizi tarumar eden bir hastalığın, halkımızın
dikkatine sunmak için sizleri de davet ettik. Evet, malumunuz namaz dinimizin
belki kelime şehadetten sonra en önemli rüknüdür. Allah’u Teâla’nın 'Ben
insanları ve cinleri bana kulluk etsinler diye yarattım' fermanın ibadet
hususundaki en önemli ibadettir. 'Muhakkak ki namaz kötülükten alıkoyar'
hakikati ortadayken toplumumuzun bugün namazsızlıktan dolayı bu hastalıklara
müptela olduğu gerçektir. Hatta toplum olarak yaşadığımızın gerek ferdi gerek
toplumsal muzdarip olduğumuz pek çok musibetin, hastalığın, iffetsizliğin,
hayâsızlığın, fitnenin, gayri meşru, gayri insani bütün hastalıklara, bütün
toplumun muzdarip olduğu kötülüklerin belki de ana kaynağı şüphesiz namazsızlık
hastalığıdır." dedi.
"NAMAZLA DİRİLECEĞİZ"
Programda kısa bir konuşma yapan Adana Sivil
İnisiyatif Meclisi ve Adana İHH Başkanı Mahmut Erarslan, "Ölçünün kaçtığı,
terazinin bozulduğu, adalet ve ahlakın yerle bir olduğu bir süreç
içerisindeyiz. Bu süreç İslam davetçilerinin büyük bir çoğunluğunun da sahadan
çekildiği bir süreç. Bu süreçte Kur'an Nesli Platformu yine yıllardır sahada
gördüğümüz İslam davetçileri burada. Biz onları dinlemek için buradayız.
İnşallah bu toplantı hayırlara vesile olur. Güzel bir sayfa açılıyor. Hayat
namazla güzeldir. Şuayb Peygamberin kavminin aynı bugünlerde olduğu gibi
ölçünün kaçtığı, adalet ve ahlakın yerle bir olduğu bir süreçte Şuayb
Aleyhisselam’a soruyorlar; 'Ey Şuayb senin namazın mı seni bu kötülüklerden
alıkoyuyor?' O halde namazla dirileceğiz. Biz namazımızı sağlam tuttuğumuz
zaman bu toplum mesajı alacaktır diyorum. Kur'an Nesli Platformu yönetim
kuruluna, Batmanlılara ve bu işe öncülük edenlere teşekkür ediyorum. Lütfen
buruda bırakmayın. Tüm Türkiye’ye yayın. Hayırlara vesile olsun."
ifadelerini kullandı.
Program Kur'an Nesli Platformu'nun tanımı
sinevizyonuyla devam etti. Gün boyunca 2 oturum şeklinde gerçekleşen çalıştayda
ilk oturuma geçildi.
"ÇOCUĞA NAMAZI ANLAYACAĞI DİLDE
ANLATMALIYIZ"
Moderatörlüğünü Mehmet Emin Gülsever’in yaptığı
birinci oturumda Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr.
Üyesi Ahmet Ceylan, "Namaz ve Çocuk" konulu bir konuşma yaptı.
Namaz çocuk ilişkisine değinen Ceylan, "
Bizim en büyük hatamız büyüklerin anlayabileceği şekilde iman hakikatlerini
aktarıyoruz. Bu yanlıştır. Biz çocuklara anlayacakları dilden aktarmalıyız.
Çocukla çocuklaşmalıyız. Aşırı ciddi, vakur, çocukla çocuklaşmayan birinin ona
namazı emretmesi ve kabul ettirmesi çok zordur. İkinci en önemli şart da anne,
baba ve büyüklerin o evde namaz kılıyor olmasıdır. Baba arada kaçırıyorsa
çocuğa kıl demenin faydası olmayacaktır. Bizim onlara kıl demeden önce
kendimizin kalkıp sonrada onlara kılmamız lazımdır. Ağır bir görev şeklinden
ziyade gönüllü bir iş olarak çocuğa kavratmamız lazım. Öncelikle bizim bu şekilde
namaz kılmamız lazımdır. Şu namazı aradan çıkarayım diye çocuğun yanında
dememeliyiz. Namazı aşkla şevkle sarıldığımız zaman o parıltıyı gözümüzde
gördüğünde çocukta namaz sevecektir." ifadelerini kullandı.
"ÇOCUĞA ALLAH SEVGİSİNİ AŞILAMALIYIZ"
Çocuğa Allah sevgisinin aşılanması gerektiğini
belirten Ceylan, şunları söyledi:"Evren sayamayacağız trilyonlarca
dünyayla doludur. Bu gezegenlerin, güneşin olduğu evrende dünyamız küçücük bir
varlığız. Tüm bu varlıkları idare eden rabbimiz Allah’tır. Etrafımızdaki tüm
varlıklarla dost olmamız, onlara sevgi vermemiz için bizim o varlıkların
yaratıcısı olan Allah’a inanmazız ve gönül bağı kurup bunu çocuğa anlatmamız
lazımdır. Bu durumda kurt, kelebek, deniz, karaların dostumuz olacağını
aktarmamız lazımdır. Nemrudu öldüren bir sivrisinektir. Her birimizin avucunun
içinde yüzlerce mikrop var. Bunların önemli bir kısmı bizi öldürebilir. Ama
rabbim takdir edene kadar bizi öldürmüyorlar. Biz günde 5 defa abdest alıp
namaz kılarsak, Rabbimizin huzurunda fatihayı okursak, fatihanın anlamını
çocuğa kavratırsak, kulluğumuzu bize gösterdiğini, sadece ona kulluk etmek
gerektiğini, geçmiş ümmetlerin hatasına düşmemek için namazı çocuğa
kavrattığımız zaman rabbim inşallah çocuklarımızı Salih kılar."
"NAMAZI ÇOCUKLARIMIZIN KALBİNE
İŞLEMELİYİZ"
Birinci oturumda ikinci konuşmacı olarak söz
alan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Beşir Varol, "Namaz: Cami ve
Gençlik" konulu bir konuşma yaptı.
Peygamber efendimizin namazla tanındığını,
bilindiğini vurgulayan Varol, namazla ciddi bir ilişkisi olmayan bir kimsenin
gerçek anlamda mücahit, davetçi olmasının mümkün olmadığını söyledi. Allah’a
ibadet etmenin, tağutu ret etmenin gerçek anlamda namazla mümkün olduğunu
belirten Varol, Allah’a ibadet etmeyen, namaz kılmayana itaatin olmayacağını
belirtti.
Allah'a inanmayana, baş eğmeyene itaatin
olmayacağını söyleyen Varol, şöyle devam etti:"İlim ve takva ehlinin
insanlara Allah'a itaati anlatması lazım. Kim insana iyilik yaparsa insan
fıtraten ona hürmet eder. Namaz bize farz olmasaydı dahi fıtraten bizim Allah'a
ibadet etmemiz gerekirdi. Çocuklarımıza da bunu anlatmamız lazımdır. Allah'a
itaat etmeyene düşmanlığı çocuklarımızın kalbine nakşetmeliyiz. Bu bir esastır
ve bunu daima çocuklarımıza anlatmalıyız. Ezan okunuyor, bu hakikat anlatılıyor.
Kur'an okuyoruz, namaz kılıyoruz bu hakikat gözümüzün önüne geliyor."
ALLAH’A İBADET ETMEYEN BAŞKASINA EDER
Günün birinci oturumunda son olarak
İlahiyatçı-Yazar Mehmed Göktaş, “Bir Tebliğ Aracı Olarak Namaz” konulu konuşma
yaptı.
Namaza gerçek manada iman edilmesi gerektiğini
belirten Göktaş, namazı çocuklarımıza ve topluma yönelik bir davet aracı olarak
görülmesi gerektiğini söyledi. Saadet asrında münafıkların bile namazı terk
etmediğini söyleyen Göktaş, namaz kılmayanın deli olması gerektiğini ifade etti.
"YA ALLAH’IN HUZURUNDA DİZ KIRACAKSINIZ YA
DA BAŞKASININ"
Allah'a seçe etmeyenin başkasına edeceğini
vurgulayan Göktaş, "Bükülen bir bele sahipseniz, kırılan bir diziniz varsa
eğer Âlemlerin Rabbi uğrunda değilse o dizi, o beli başkasının önünde
kırarsınız. Ya Allah’ın huzurunda diz kıracaksınız ya da başkasının. Siz
zayıfsınız, siz muhtaçsınız. Mutlaka birine secde edeceksiniz. Eğer bu Allah
değilse muhakkak başkasıdır. Allah'a secde, rüku etmeyen mutlaka başkasına, bir
makama, bir kadının, paranın, alkışın önünde secde halindedirler, rüku ve kıyam
halindedirler. Bunu kavramamız icap eder. Biz öyle bir namaz kılmalıyız ki bizi
seyreden biri Allah’u Teâlâ’yı fark etmelidir. Allah’u Teâlâ’yı görmelidir.
Eğer birisi Allah’ı görüyor gibi ibadet ediyorsa onu seyreden adam da onun
gibidir. Onun yaşadıklarını yaşar." diye konuştu.
Kur'an Nesli Platformu Batman Koordinatörlüğü
tarafından düzenlenen “Hayat Namazla Güzedir” çalıştayının ikinci oturumu
öğlenden sonra saat ikide başladı.
Programda selamlama konuşması yapan Batman
Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şemsettin Dursun ve
Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül, bu tür programların
önemine değindi.
ÇALIŞTAYDA "NAMAZ İSTATİSTİKLERİ"
ANKETİ PAYLAŞILDI
Moderatörlüğünü Yunus Emiroğlu’nun yaptığı
ikinci oturumda söz alan Araştırmacı Mehmet Ali Kulat, “Namaz İstatistikleri
(Toplumda Namazın Durumu), Namazın Sosyal Hayata Etkisi (Namaz Kılan Toplumla
Namaz Kılmayan Toplum Örneği)” temasıyla bir konuşma yaptı.
Türkiye’de dine bakış araştırmasıyla ilgili
yapılan anketin sonuçlarını paylaşan Kulat, "Bu çalışma 2017 tarihinde
yayımlandı. 5 bin kişi rastgele seçildi. Türkiye nüfusunun 10 binde biri.
Genç-yaşlı, kadın-erkek dengesine dikkat edildi. Bu çalışma 40’ın üzerinde
makaleye konu olmuş. İlk sorduğumuz soru; 'Allah’ın varlığına birliğine,
öldüren ve yaşatan olduğuna inanıyor musunuz?' yüzde 86’ı inandığını söylüyor.
Yüzde 6'sı inanıyor ama her şeye karışacağına inanmıyor. Yüzde 4 inanmıyorum
diyor. Bu sonuç Türkiye’nin yüzde 99 Müslüman olduğunu tezini de çürütüyor.
Katılımcıların yüzde 75’i meleklere inanıyor. Toplumun yaklaşık 3'te 2'si
Peygamberlere inanıyor. Bir kısmı Peygamberi rol model kabul etmiyor. Kadere
inananların oranı ise yüzde 55" dedi.
"İSLAM DİNİ GOOGLE'DEN ÖĞRENİLİYOR"
Toplumda hiçbir alanın boş bırakılmaması
gerektiğini söyleyen Kulat, "Camiye ne sıklıkta gidiyorsunuz diye sorduk.
Bayramdan bayrama gidenler yüzde 12. Kararsızlar camiye pek gitmiyorlar.
Cumaya, kandilde gidenler '3te bir. Camiye hiç gitmiyorum diyen yüzde 30’luk
bir kesim var. Ramazanda tam oruç tutuyorum diyenler yüzdesi yüksek. Namazdan
daha yüksek… Yüzde 70 kısmen de olsa oruç tutuyor. Yüzde 20’lik kesim hiç
tutmuyor. İslam diniyle ilgili bilgileri nereden öğreniyorsunuz diye sorduk? En
yüksek oran Google. Herkes Google’a soruyor. Bizim bu alanı ihmal etmememiz
lazım. Doğru İslami bilimleri toplumun her kesimine sunacak şekilde doldurmamız
lazım. Kitaplara bakanların oranı yüzde 30." diye konuştu.
"FETÖ 3'TE BİRİ ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİ
YAPMIŞTIR"
FETÖ'den sonra cemaatlere bakışın değiştiğini
belirten Kulat, "Namazı sorduk. 5 vakit namaz kılanların oranı yüzde 22 ve
çoğunluğu kadınlar. Arada kılan, cuma ve teravihe giderim diyenler yüzde 24.
Herhangi bir dini cemaate bağlı mısınız diye sorduk. Evet diyenler yüzde 15.
Daha önce bu oran tam tersiydi. O zamanlar darbe olmamıştı. Bu oran darbeden
sonra insanların cemaatlere toplumun olumsuz bakmasına zemin hazırlamıştır
diyebiliriz. 15 Temmuz darbe girişimi cemaatler bakışınızı değiştirdi mi diye
sorduk. Yüzde 30’luk kesim olumsuz bakmama sebep oldu demiştir. FETÖ 3'te biri
üzerinde olumsuz etki yapmıştır." ifadelerini kullandı.
SONUÇ BİLDİRGESİ OKUNDU
“Hayat
Namazla Güzeldir” çalıştayının bitiminde sonuç bildirgesi okundu. Sonuç bildirgesinde
yetkililer görevlerini yapmaya çağrılarak, namaz üzerinde hassasiyetle
durulması tavsiyesinde bulunuldu.
Namazın hayatın vazgeçilmez bir parçası haline
gelmesini sağlamak için bu alanda faaliyet yürüten STK’ların birbirleriyle
temas halinde olması, Namaz ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli
Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluk
yüklenmeleri, ilköğretimden itibaren namaz ibadetinin müfredata alınması gibi
konular bildirgede öne çıktı.
Çalıştayın sonuç bildirgesi Kur’an Nesli
Platformu Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Emin Sütçü tarafından okundu.
SONUÇ BİLDİRGESİNDE OKUNAN MADDELERDEN BAZILARI
1-Bütün peygamberlerin hayatında namaz vardır
ve namaz, peygamberlerin hayatları boyunca verdikleri Tevhit mücadelesinin
sembolü ve eyleme dönüşmüş halidir. Bütün peygamberler ümmetlerine Tevhitten
sonra ilk olarak namazı emretmişlerdir.
2-İnsanın yaradılış amacı ayet-i kerimenin de
açıkça beyan ettiği üzere, yüce yaratıcıya ibadet etmektir. Bu nedenle namaz
kılmamanın ferdi ve toplumsal hiçbir mazereti yoktur. “Şüphe yok ki ben
Allah’ım. Benden başka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak
için namaz kıl. “ (Taha-14)
3-Toplumsal hastalıkların ve sorunların asıl
kaynağı namazsızlık olduğu gibi, hiç şüphesiz bu sorunların çözüm kaynağı da
yine namazdır. “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahiy olunanı oku, namazı da
dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı
anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor. “
(Ankebût-45)
4-Namazın Allah’ın yardımına vesile olduğu,
namazsızlığın ise birçok bela ve musibete duçar olmanın sebebi olduğu
gerçeğinden hareketle, İslam ümmeti olarak içinde bulunduğumuz hazin halin en
önemli sebebi başta namaz olmak üzere terk ettiğimiz ibadetlerimizdir.
“Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen
bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba
çarptırılacaklardır. “ (Meryem-59)
5-Camiler ümmet bilincinin tesisi hususunda en
önemli kurumlardır. Her cami Kâbe’nin bir şubesidir ve Kâbe gibi farklı
renkleri bir araya getiren birleştirici bir unsur olarak toplumsal hayatın
merkezinde yer almalıdır. Namazı ve camiyi öncelemeden hiçbir şekilde toplumsal
uyanışın beklenemeyeceği bilinmelidir. AHMET KÖLGE
0 yorum