Batman Hukuk ve Adalet Derneği
Başkanı Avukat Yusuf Tanrıseven, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin
yıllık olarak hazırladığı Dünya Kadın İlerleme Raporu'nun, gayr-i meşru bir
hayatı özendirmeyi amaçladığını belirterek, Batı'nın kendi yoz ilişkilerini İslam
dünyasına empoze etmeye çalıştığına dikkat çekti.
Aile kurumunun yozlaşmasının
toplumun sağlığını doğrudan yozlaştırdığını ifade eden Tanrıseven, sokak
kültürüyle, kapitalist kültürle yetişen bir insandan çok fazla vicdanlı,
merhametli olmasının beklenemeyeceğini kaydetti.
Batının kendi yoz ilişkilerini
İslam dünyasına empoze etmeye çalıştığını vurgulayan Tanrıseven, hükümet başta
olmak üzere hassasiyet sahibi tüm sivil toplum kuruluşlarına aileye sahip çıkma
çağrısında bulundu.
BM Kadın Birimi tarafından yıllık
olarak hazırlanan Dünya Kadın İlerleme Raporu'nda yer alan ifadelerin kabul
edilemez olduğunu söyleyen Tanrıseven, “Birleşmiş Milletler Kadın Birimi
tarafından yıllık olarak hazırlanan Dünya Kadın İlerleme Raporunda yapılan
değerlendirmede, kadınlar için en tehlikeli yerlerden birinin aile ortamı
olduğu belirtilmiş. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Öncelikle kadınlar
için en tehlikeli yerlerden birinin aile ortamı olduğunu söylemek gayr-i meşru
bir hayatı özendirmekten ibarettir diye düşünüyorum.” dedi.
“AİLE KURUMUNUN YOZLAŞMASI
TOPLUMUN SAĞLIĞINI DA YOZLAŞTIRIR”
Ailenin yozlaşmasının toplumu
yozlaştıracağını vurgulayan Tanrıseven, “Aile kurumunun yozlaşması toplumun
sağlığını da doğrudan yozlaştırmaktadır. Toplum yozlaştığında ise suç oranları
artmaktadır. Bu, ülkemiz açısından bilinen bir gerçekliktir. Sadece bölgemiz
için değil tüm dünya geneline baktığımız zaman aile sağlığı ne zaman bozulmuşsa
toplum sağlığı da bozulmuş ve yeni suç türleri ortaya çıkmış, suçlarda artış
ortaya çıkmıştır.” diye konuştu.
“BATI KENDİ YOZ İLİŞKİLERİNİ
İSLAM DÜNYASINA EMPOZE ETMEYE ÇALIŞIYOR”
Bugün Batı dünyasında oldukça
yaygın bir evlilik dışı yoz ilişkilerin olduğuna dikkat çeken Tanrıseven,
konuşmasına şöyle devam etti: “Batı kendi bu yoz ilişkilerini İslam dünyasına
da empoze etmeye çalışıyor. Hâlbuki bizde ‘yuvayı dişi kuş yapar’ sözü
geçerlidir. Ferdi yetiştiren ilk mektep ailedir. Çocuk önce ailede gelişir,
orada kendini gösterir, kişilik elde eder. İnsanlar için en güvenilir yerlerden
biri olan ailenin kadın için en tehlikeli yerlerden biri olduğunu iddia etmek
bilimsel gerçeklerle de uyuşmamaktadır. BM’nin bu raporu sadece toplumu daha
çok yozlaştırmaya amacı gütmektedir. Onun dışında bir faydası olacağını
düşünmüyorum.”
“AİLEYİ PARÇALARSAK ÖNCELİKLE GAYR-İ
MEŞRU BİR HAYATI ÖZENDİRMİŞ OLURUZ”
“Aile dağılırsa aile terbiyesi
tanımı da ortadan kalkacaktır.” diyen Tanrıseven, “Çünkü aile olmadan aile
terbiyesi de olamaz. Sokak kültürüyle veya şu andaki kapitalist kültürle
yetişen bir insandan çok fazla vicdanlı, merhametli olmasını bekleyemeyiz.
Özellikle bizim gibi toplumlar açısından bu daha da kötüdür. Çünkü bizim
dinimizin temelinde aile var. Dinimiz, ‘Hiçbir şekilde gayr-i meşru bir hayat
özendirilmemelidir’ diyor. Hatta gayr-i meşru bir hayat yasaklanıyor. Biz eğer
bu gerçeği görmeden aileyi parçalarsak öncelikle gayr-i meşru bir hayatı
özendirmiş oluruz. İnsanları sokağa çıkarmak, oradaki kültürle yetişmesini
sağlamak, oradaki kötü şeylerle karşılaşmasını sağlamak anlamına geliyor. Böyle
bir toplumda sağlıklı bir toplum olmasını bekleyemeyiz. Doğal olarak orada
yetişen, büyüyen insanların da oranın kültürünü kapacağı için suçlara karışma
ihtimali daha da yüksek oluyor. Onun için öncelikle aileyi dağıtmak yerine
güçlendirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“AİLE BAKANLIĞI, TOPLUMU
YOZLAŞTIRAN ŞEYLERE KARŞI DEĞERLERİMİZİ KORUMALI”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının toplumu yozlaştıran şeylere karşı gençleri, değerleri koruması
gerektiğini aktaran Tanrıseven, “Bizim bir Aile Bakanlığımız var. Aile o kadar
önemli görülmüş ki onunla ilgili bakanlık kurulmuş. O yüzden Aile Bakanlığının
bu işlere daha çok eğilmesi lazım. Toplumu yozlaştıran şeylere karşı
gençlerimizi ve değerlerimizi koruması gerekiyor. Ayrıca bununla ilgili çok
fazla sivil toplum kuruluşlarımız var. Sivil toplum kuruluşları biraz daha aile
kurumu üzerinde durması, aile kurumunu güçlendirecek faaliyetlerde bulunması
gerekiyor. Buna yönelik çalışmalar yapılmalıdır.” açıklamasında bulundu. MEHMET EMİN URAZ
0 yorum