Terör şebekesi israil ve Hamas arasında 15 aydır süren çatışmaların ardından, Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldı. Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuğunda gerçekleştirilen müzakereler sonucunda, 19 Ocak'ta yürürlüğe girecek olan anlaşma, bölgedeki şiddeti sona erdirmeyi ve insani yardımların ulaşımını sağlamayı hedefliyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında, İsrail güçlerinin Gazze'nin merkezinden kademeli olarak çekilmesi ve yerinden edilmiş Filistinlilerin evlerine dönmesi planlanıyor. Ayrıca, günlük 600 kamyon insani yardımın Gazze'ye girişine izin verilecek; bu kamyonların 300'ü kuzey bölgesine tahsis edilecek. Bu süreçte, Hamas 33 İsrailli esiri serbest bırakacak; karşılığında da yüzlerce Filistinli tutuklu özgürlüğüne kavuşacak.

Filistin direnişi için bir dönüm noktası

Hamas Siyasi Bürosu Gazze Başkanı Halil el-Hayya, anlaşmanın Filistin direnişi için bir dönüm noktası olduğunu belirterek, Gazze halkının sabrı ve direnişi sayesinde bu başarının elde edildiğini vurguladı. El-Hayya, "Bu tarihi an, halkımızın direnişinin bir parçasıdır. El-Kassam Tugayları’nın yaptıkları, siyonist düşmanı derinden sarstı." ifadelerini kullandı.

Ebu Ubeyde: Zalimlere karşı dimdik durduğunuz için sizlere selam olsun

İzzeddin El-Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde ise Gazze halkına yönelik mesajında, "Sabrettiğiniz, sebat ettiğiniz ve zalimlere karşı dimdik durduğunuz için sizlere selam olsun." diyerek, direnişin önemine dikkat çekti. Bu açıklamalar, Gazze'deki direniş gruplarının moral ve motivasyonunu artırdı.

Mısır, Katar ve Birleşmiş Milletler gözetiminde anlaşma uygulanacak

İşgalci kana doymuyor: 50 şehid İşgalci kana doymuyor: 50 şehid

Anlaşmanın ikinci aşamasında, kalan tüm rehinelerin serbest bırakılması, kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve İsrail askerlerinin tamamen geri çekilmesi hedefleniyor. Üçüncü aşamada ise Mısır, Katar ve Birleşmiş Milletler gözetiminde, kalan cenazelerin iadesi ve Gazze'nin yeniden inşası planlanıyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında hastaneler ve sivil altyapı ciddi zarar gördü. Uluslararası toplum, Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi ve bölgenin yeniden inşası için acil yardım çağrısında bulunuyor.

Direniş Gruplarının Ortak Hareketi israil’e diz çöktürdü

Gazze'deki direniş gruplarının koordineli çabaları, İsrail'in saldırılarına karşı etkili bir savunma mekanizması oluşturdu. 2018'de kurulan Filistin Direnişi Ortak Operasyonlar Odası, farklı direniş gruplarının birlikte hareket etmesini sağlayarak, İsrail'e karşı stratejik bir avantaj elde etti.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Birçok ülke ve insan hakları örgütü, İsrail'in eylemlerini kınayarak, sivillere yönelik saldırıların durdurulması çağrısında bulundu. Ateşkes anlaşması, bu tepkilerin ardından gelen diplomatik çabaların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

Gazze'deki direniş grupları, İsrail'in saldırılarına karşı koyarken, aynı zamanda bölgedeki insani krizin derinleşmemesi için de çaba sarf etti. Hastaneler ve sivil altyapının hedef alınması, direnişçilerin lojistik ve sağlık hizmetleri konusunda zorluklar yaşamasına neden oldu. Ancak, direniş grupları bu engellere rağmen mücadelelerini sürdürdü.

İnsani Yardımlar Gelmeye Başladı

Ateşkes anlaşmasının uygulanmasıyla birlikte, Gazze'de insani yardım faaliyetlerinin hız kazanması bekleniyor. Özellikle sağlık hizmetleri, temiz su ve elektrik gibi temel ihtiyaçların karşılanması için uluslararası toplumun desteği önem taşıyor. Gazze'nin yeniden inşası sürecinde, altyapının güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınmanın sağlanması hedefleniyor.

Terör şebekesi israil ve Hamas arasında varılan ateşkes anlaşması, Gazze'de yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Direniş gruplarının kararlı mücadelesi ve uluslararası toplumun diplomatik çabaları, bu sürecin şekillenmesinde önemli rol oynadı. Bölgedeki barış ve istikrarın kalıcı olması için, anlaşmanın tüm aşamalarının başarılı bir şekilde uygulanması ve Gazze halkının temel ihtiyaçlarının karşılanması büyük önem taşıyor.

Kaynak: ŞEVKİ ASLAN