Malatya’da düzenlenen “Gazze ile Diriliş” programında konuşan Muhammed Emin Yıldırım, konuşmasında ümmetin Filistin halkına karşı olan sorumluluklarını derin bir muhasebe ile ele aldı.
“Gazze’nin yiğitlerine Malatya’dan selam olsun”
Yıldırım konuşmasında Gazze’nin direnişine selam göndererek şunları söyledi: “Şu çorak zamanlarda bize imanı, mücadeleyi, cihadı, izzeti öğreten Gazze’nin bütün yiğitlerine selam olsun. İsterim ki şuradan, Malatya’dan Gazze’nin o yiğitlerine bir selam gönderelim. Ben isimlerini sayayım, siz ‘selam olsun’ deyin. Çünkü o şehitlere çok şey borçluyuz. Şeyh Ahmet Yasin, Şeyh Abdülaziz Rantisi, İsmail Heniye, Yahya Sinvar, Ebu Ubeyde ve nice isimsiz kahramanlara selam olsun!”
“Konuşmaların yetmediği bir zamanda yaşıyoruz”
Yıldırım, ümmetin içinde bulunduğu durumu şu sözlerle ifade etti: “Konuşmanın para etmediği, tesir etmediği bir zaman dilimindeyiz. Dedim ki kendi kendime, Malatya’ya gideyim, beş cümlelik özür konuşması yapayım. Ey Gazze’nin evlatları, size sihalar, İHAlar, asker gönderemedik. Özür diliyoruz. Katil Siyonistlerin ticaret yollarını kapatamadık, özür diliyoruz. Azerbaycan’dan gelen petrolü durduramadık, özür diliyoruz. 2 milyarız ama 2 milyonluk Gazze’yi koruyamadık. Bu bizim en büyük utancımızdır.”
“Ümmet ruhunu kaybetti”
Gazze’den gelen bir feryada dikkat çeken Yıldırım, “Gazze’den biri şöyle feryat etti: ‘Ey ümmeti Muhammed! Neredesiniz? Siz mi Peygamber’in merhametli ümmeti idiniz? Siz, merhametli değil, ölmüş bir ümmetsiniz!’ Bu bizi derinden sarsmalıydı. Çünkü bu bir hakikatti. Kaleler dışında her yer işgal altında. En büyük problem İsrail değil, İsrail’in çıkarları için çalışan yöneticiler” dedi.
“Bu ümmet yeniden dirilmezse, Gazze’nin haritadan silinmesi mümkün”
Konuşmasına ümmetin sorumluluklarına işaret ederek devam eden Yıldırım, “Katil Trump, Gazze’yi turistik bir şehre çevirmek istiyor. Animasyonlar yayınlıyor. Eğer 2 milyarlık ümmetin bir ağırlığı olsaydı bu projeler hayal bile edilemezdi. Ama ümmet ruhunu kaybetti. Eğer yeniden dirilmezse, Gazze’yi yok edecekler. Ama biz buradan haykıralım: Allah onlara o fırsatı vermeyecek!” dedi.
“Gazze kaybetmedi, kazandı!”
Gazze’nin haritadan silinmesi halinde bile kaybetmeyeceğini vurgulayan Yıldırım, “Sonuç ne olursa olsun Gazze kazandı. Hatta haritadan silinse bile kazandı. Çünkü direnişin mektebi oldu. Bir hakikati söylemek istiyorum: Şehadet parmaklarımızı kaldırdık, ama kimsenin üzerine tehdit olarak değil. Çünkü biz tehdit etmeyiz, tevhit ederiz. La ilahe illallah! Muhammedur resulullah!” sözleriyle coşkulu tekbirlerle salondakilere seslendi.
“Muhammed Resulullah silinse bile Allah silmez”
Kur’an’dan Fetih Suresi’ni hatırlatan Yıldırım, Hudeybiye Anlaşması’ndan örnek vererek şu sözleri sarf etti: “Süheyl ibn Amr, anlaşmaya ‘Muhammed Resulullah’ yazılmasına itiraz etti. Peygamberimiz kendi elleriyle o yazıyı sildi. Ama sonra Fetih Suresi indi ve Allah dedi ki: ‘Muhammedün Resulullah.’ Siz silseniz ne olur? Allah silmedikten sonra hanginizin gücü yeter?”
“Gazze direnişin medresesi olmaya devam edecek”
Yıldırım, Gazze’nin sadece coğrafi bir yer değil, bir direniş sembolü olduğunu şu sözlerle anlattı: “Gazze haritadan silinse bile, kalbimizden silinmeyecek. Direnişin medresesi olmaya devam edecek. Gazze her zaman ümmete dirilişin mektebi olarak kalacak.”
“Düşen bombalar umutlarımızı düşürmemeli”
Konuşmasının son bölümünde ümmetin diğer mazlum coğrafyalarına da dikkat çeken Yıldırım, “Sadece Gazze değil, Doğu Türkistan da ağlıyor. Yemen de, Suriye de, Keşmir de feryat ediyor. Düşen bombalar umutlarımızı düşürmemeli. Biz Müslümanlar olarak camileri boş bırakmamalı, cihadı, mücadeleyi sadece slogan olarak değil, hayatın merkezine taşımalıyız” ifadelerini kullandı.
“Bir muhasebe şart”
Sözlerinin devamında samimi bir iç hesaplaşma çağrısı yapan Yıldırım, “İslam coğrafyasının halini görünce, artık sadece konuşmakla yetinemeyiz. Bir muhasebe şart. Kendimize ‘ben ne yaptım?’ diye sormamız gerekiyor. Şehadeti sadece sözle değil, özle de taşımamız gerekiyor” dedi.
“Ümmetin en büyük düşmanı içimizde”
Yıldırım, ümmetin düşmanını sadece dışarıda değil, içeride de aramak gerektiğini belirtti: “En büyük düşmanımız İsrail değil, onun için çalışan, onun planlarına hizmet eden içerideki işbirlikçilerdir. Bu gerçeği artık görelim. Bu uğurda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirelim.”
“Direniş, ümmetin ruhudur”
Direnişin sadece silahla değil, inanç ve bilinçle de sürdüğünü belirten Yıldırım, “Direniş, ümmetin ruhudur. Bu ruhu canlı tutmak için Gazze’ye, Filistin’e sahip çıkmalıyız. Mazlumların sesi olmalı, adaletin savunucusu olmalıyız” dedi.
“Gazze ile diriliş bizim imtihanımızdır”
Konuşmasını veciz ifadelerle tamamlayan Muhammed Emin Yıldırım, “Gazze ile diriliş, sadece onların mücadelesi değil, bizim de imtihanımızdır. O topraklarda dökülen her damla kan, bize bir sorumluluk yüklemektedir. Allah, bizleri bu imtihandan yüz akıyla geçiren kullarından eylesin.” diyerek konuşmasını büyük bir coşku ve dualarla sonlandırdı.



