En'âm Suresi 122. Ayet: Fazileti ve Mutluluğun Şifresi
Kur'an-ı Kerim'in En'âm Suresi'nin 122. ayeti, ölü iken diriltilen ve insanlar arasında ışıkla yürüyen kimse ile karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayacak kimsenin bir olmadığını ifade ederek, imanın insan hayatına kattığı değeri ve aydınlığı vurgular. Bu ayet, birçok müfessir ve alim tarafından derin anlamlar taşıyan ve manevi mutluluğun bir şifresi olarak görülen önemli bir ayettir.
Ayetin Arapça metni ve Türkçe meali:
Arapça: أَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِي بِهِ فِي النَّاسِ كَمَنْ مَثَلُهُ فِي الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِنْهَا كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْكَافِرِينَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Meali: "Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalmış, oradan bir türlü çıkamamış kimse gibi midir? İşte kafirlere yaptıkları böyle süslü gösterilmiştir." (En'âm Suresi, 122. Ayet)
Ayetin Anlamı ve İmanın Nuru
Bu ayetin temel mesajı, imanın insan hayatına getirdiği aydınlık ile küfrün getirdiği karanlığı karşılaştırmaktır.
-
"Ölü iken dirilttiğimiz": Buradaki "ölü", manevi olarak ölü, yani imansızlık, cehalet ve sapkınlık içinde olan kişiyi ifade eder. Allah'ın hidayetiyle "diriltilmesi" ise, kalbinin imanla canlanması, hakikati görmesi ve doğru yolu bulması anlamına gelir.
-
"Kendisine insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz": İman, bu kişiye yol gösteren bir ışıktır. Bu nur, sadece kalbi aydınlatmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin düşüncelerini, sözlerini ve eylemlerini de aydınlatır. İman sahibi kişi, bu nur sayesinde hayatta doğru kararlar alır, iyilikleri görür, kötülüklerden sakınır ve insanlara karşı da adaletli, şefkatli davranır. Bu nur, hem dünyevi hem de uhrevi anlamda bir rehberdir.
-
"Karanlıklar içinde kalmış, oradan bir türlü çıkamamış kimse gibi midir?": Bu ifade ise, imandan yoksun, küfür ve cehalet içinde yaşayan kişiyi temsil eder. Böyle bir kişi, hayatın anlamını kavrayamaz, manevi bir boşluk içindedir, doğru ile yanlışı ayırt etmekte zorlanır ve sürekli bir kafa karışıklığı ve huzursuzluk yaşar. Karanlıklardan çıkamaması, hakikati görememesi ve sapkınlık içinde bocalayıp durmasıdır.
-
"İşte kafirlere yaptıkları böyle süslü gösterilmiştir.": Bu cümle, inkar edenlerin yanlış yolda olsalar bile, kendi amellerini ve düşüncelerini doğru ve güzel zannettiklerini, şeytanın ve nefsin aldatmasıyla bu durumdan çıkamadıklarını belirtir.
En'âm 122. Ayetin Fazileti ve Mutluluğun Şifresi
Bu ayet, özellikle manevi aydınlanma, hidayet ve kalbin huzuru ile ilişkilendirilir. Ayetin fazileti ve mutluluğun şifresi olarak görülmesinin nedenleri şunlardır:
-
Hidayet ve İmanın Değeri: Ayet, Allah'ın bir kuluna hidayet vermesinin, onu manevi ölümden diriltmesinin ve ona nur bahşetmesinin ne kadar büyük bir lütuf olduğunu vurgular. İman, kişiye doğru yolu gösteren, hayatına anlam katan ve onu dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştıran yegane ışıktır.
-
Basiret ve Gerçekleri Görme: İman eden kişi, bu nur sayesinde hayatın gerçeklerini, imtihanın mahiyetini ve dünyanın geçiciliğini daha net görür. Bu basiret, insanı dünyevi hırslardan kurtarır, huzur ve kanaat duygusu verir.
-
İç Huzur ve Mutluluk: İman, insana bir aidiyet duygusu ve bir yüce güce bağlanma hissi verir. Bu da kişiye içsel bir huzur ve dinginlik sağlar. Allah'a teslimiyet, kalpteki endişeleri giderir ve gerçek mutluluğun kaynağı olur.
-
Doğru Yönelim: Nur ile yürüyen kişi, hayatında doğru seçimler yapar, kötü alışkanlıklardan uzak durur, insanlarla iyi ilişkiler kurar ve hayırlı işlere yönelir. Bu durum, hem kendi hayatını hem de çevresini olumlu etkiler.
-
Karanlıktan Kurtuluş: Ayet, imansızlığın ve cehaletin bir karanlık olduğunu net bir şekilde ifade eder. Bu ayet üzerinde düşünen kişi, bu karanlıktan kurtulmak ve iman nuruyla aydınlanmak için çaba gösterir. Bu arayış ve buluş, en büyük mutluluktur.
Bu ayet, müminlere imanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatır ve şükretmeye teşvik ederken, imandan yoksun olanlara da düşünmeleri ve hidayet yolunu aramaları için bir davet niteliğindedir. Manevi anlamda diriliş ve içsel aydınlanma, gerçek ve kalıcı mutluluğun anahtarıdır.


