İşgalci terör rejimi son
zamanlarda terör faaliyetleri kapsamında saldırı, taciz ve infazlara ağırlık
vermiş durumda.
Batı Yaka’da yerleşimci adı
altında işgalin genişletilmesi için atılan adımlara sürekli yenileri
eklenirken, Kudüs’te Müslüman ve Hıristiyanlara ait olan yerler saldırıya
uğramakta, özellikle de Mescid-i Aksa’ya yönelik sistematik saldırı ve tacizler
birbirini takip etmektedir.
Netanyahu ve koalisyonunun
insanlık dışı bir zihniyete sahip olmasının elbette bunda payı vardır; ama
İslam Dünyasındaki “normalleşme” adımlarının da bu vahşet tablosunda payı
olduğunu unutmamak gerekir. Özellikle BAE, Bahreyn ve Fas’ın işgalci terörist
ile siyasi, ekonomik ve askeri alanda iş birliğine gitmesi, Türkiye’nin diplomatik seviyeyi
yükseltmesi ve işgalci terörist elebaşlarını üst düzeyde karşılaması katillerin
pervasızlığını artırmıştır. Mısır ve Tunus’ta İslam düşmanı diktatörlerin yönetimde
olması, Libya ve Sudan’daki istikrarsızlık, Fas ve Cezayir arasındaki
gerginlik, Irak ve Suriye’de bitmeyen çatışmalar da işgalcinin elini
güçlendirmiştir.
Ama asıl ihanetin içeride,
çok yakında aranması gerektiği gerçeği de göz önündedir.
Arap medyasında yer bulan şu
haber acı gerçekleri bir daha yüzümüze çarpmaktadır.
“Arap Dünyası Haber Ajansının
bildirdiğine göre, İsrail ordusu sözcüsü, İsrail'in Filistin Yönetimi ve Ürdün
makamlarını Cenin şehri ve kampında devam eden operasyon hakkında bilgilendirdiğini
söyledi.”
Cenin işgal altındaki Batı
Yaka kentlerindendir ve özellikle İslami direnişin çok canlı olduğu yerlerden
biridir.
İşgalci terörist buraya
sürekli saldırılar yapmakta, infazlar gerçekleştirmekte; ama her zaman da
direnişle karşılaşmaktadır.
Cenin, direnişin, şehadetin,
zalime boyun eğmemenin adeta sembollerinden biridir.
İşgalciye sürekli karşılık
verilmekte, kayıplar verdirilmektedir.
2002’deki işgalci
saldırısında onlarca şehid verilmesine rağmen Cenin direndi ve çok sayıda
Siyonist teröristi cehenneme yolladı. İslami direnişin yiğit erleri,
ellerindeki çok kıt imkânlar ile dünyanın en büyük askeri gücüne karşı kentte
ve mülteci kampında ev ev, sokak sokak direndiler ve işgalcinin “yenilmezlik”
iddiasını yerle bir ettiler.
Kan pahasına, can pahasına
İslami direnişin izzetini muhafaza ettiler.
Bugünlerde Cenin yine
hedefte…
Son bir haftada işgal çetesi
Cenin’i uçaklar ve dronlarla bombalıyor. Son saldırıda 9 şehid, 50’den fazla
yaralı vardı.
Saldırı devam ediyor ve şehid
sayısı artıyor.
Arap ajanslarında yer bulan
habere dönersek…
Evet, işgalci terör çetesinin
ordu sözcüsü vahşi saldırı öncesi Ürdün Krallığının ve Abbas yönetimin
bilgilendirildiğini söylüyor ve bu iki taraf bunu yalanlamıyor.
Abbas ve yandaşlarına önceden
haber verilmesi herhalde saldırıdan zarar görmemeleri içindir, çünkü mevcut
Filistin hükümetinin varlığı, İşgalci Terör Çetesi için önemlidir.
Çünkü işgalci kadar Abbas
hükümetinin emrinde çalışan güvenlik teşkilatı da direnişte bulunanları
tutukluyor ve direnişin zayıflaması için çaba sarf ediyor.
Tarih, İslami direnişin
izzetli tavrına ve ulusalcı sol ihanetin zilletine, ihanetine şahitlik ediyor.
Tüm dünya ile beraber “hazır
gözetleyiciler” her şeyi not ediyor.
Selam olsun şerefli kâtiplere!