Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından irad edilen hutbede,
"Dünya hayatı bir iyilik yolculuğudur. Her birimiz bu âlemde, kendi
iyiliğimizin imtihanını vermekte, insanlık sınavından geçmekteyiz. İnanmak,
faydalı işler yapmak ve iyiliği yeryüzünde hâkim kılmak en ulvî görevimizdir.
Kötü, çirkin ve zararlı işlerden kaçınmak ve bunlara engel olmak en temel
vazifemizdir." denildi.
Cuma hutbesinde, şu ifadelere yer verildi:
"Kim iyilik yaparsa ona yaptığının on katı vardır; kim
de kötülük yaparsa o sadece yaptığının dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa
uğratılmazlar. (En’âm, 6/160) Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Kim iyilik yaparsa ona yaptığının on katı vardır; kim de kötülük yaparsa
o sadece yaptığının dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar."
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (Sallallahu
Aleyhi Vesellem) şöyle buyuruyor: "İyilik güzel ahlaktır. Kötülük ise
vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir."
Aziz Müminler!
Dünya hayatı bir iyilik yolculuğudur. Her birimiz bu âlemde,
kendi iyiliğimizin imtihanını vermekte, insanlık sınavından geçmekteyiz.
İnanmak, faydalı işler yapmak ve iyiliği yeryüzünde hâkim kılmak en ulvî
görevimizdir. Kötü, çirkin ve zararlı işlerden kaçınmak ve bunlara engel olmak en
temel vazifemizdir.
İyilik, var oluşun temel gayesidir. İnsanı insan kılan
değerlerin bütünüdür. Mümince bir duruşun, Müslümanca bir hayatın en tatlı
meyvesidir. İyilik, bazı yüzlerin ağaracağı, bazılarının ise kararacağı günde
yüz aydınlığıdır.
Kıymetli Müslümanlar!Bizi iki cihanda huzur ve mutluluğa
ulaştıracak, bize Rabbimizin rızasını kazandıracak sayısız iyilik yolları
vardır.
İyilik; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve
peygamberlere iman etmektir. Mal ve servetten yakınlara, yetimlere, yoksullara,
yolda kalmışlara, ihtiyaç sahiplerine harcamaktır. Namazı kılıp zekâtı vermek,
verilen söze sadık kalmaktır. Darlıkta, hastalıkta ve zor zamanlarda
yardımlaşmak, bollukta ve sağlıkta paylaşarak şükretmektir.
İyilik; samimi bir kul, hürmetkâr bir evlat, şefkatli bir
anne baba, vefakâr bir eş olmaktır. Akrabalarımızın ve komşularımızın
sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşmaktır. İyilik; mazlumun, kimsesizin,
hastanın, yaşlının gönlüne dokunmaktır.
Değerli Müminler!
İyilik; güler yüzlü, güzel sözlü olmaktır. İnsanlara karşı
affedici, hoşgörülü, adil davranmaktır. Şefkat ve merhameti, ihlas ve
samimiyeti, hayâ ve iffeti, sabır ve vefâyı, hâsılı güzel ahlakı kuşanmaktır.
Öyleyse hiç vakit geçirmeden hayatımıza iyilikle anlam katalım. İyilikle
fethedilmiş gönüller ve kazanılmış dualar biriktirelim. Elimiz, ihtiyaç
sahibine şefkatle uzansın. Yüreğimiz, bir yalnızın yüreğine muhabbetle
dokunsun. Gözlerimiz, ferini yitirmiş bir gözle merhametle buluşsun.
Unutmayalım ki kötülük, ondan şikâyet etmekle değil, onun karşısında dimdik
durmakla ve iyiliği yaymakla engellenebilir. Ve iyilik, konuşulan, yazılan,
okunan bir şey değildir. İyiliği yapabilmektir asıl olan.
Aziz Müslümanlar!
Önümüzdeki Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece mübarek
Berat Gecesi’dir. Berat Gecesi, Rabbimize karşı sorumluluklarımızı yeniden
hatırlamak ve iyiliklerimizi çoğaltmak için önemli bir fırsattır. Bu vesileyle
Berat Gecenizi şimdiden tebrik ediyorum. Cenâb-ı Hak, bu mübarek geceyi, aziz
milletimiz, ümmet-i Muhammed ve tüm insanlık için hayırlara vesile kılsın.
" (İLKHA)




