Kürt Meselesi, Türkiye’de çözülmesi gereken meselelerin
başında gelmektedir. Uzun yıllardır ülkede tartışılmış ve halen de tartışılan
bir konudur.
AK Parti, 2 Kasım 2002’de iktidar olduğunda Kürt
vatandaşların çözüm adına beklentisi artmıştı. O dönemlerde Sayın Erdoğan, Kürt
meselesini çözüp ülke gündeminden çıkarmak için çeşitli girişimlerde
bulunacağını ifade etmişti.
Hatta 2005 yılında Başbakan iken “Kürt meselesi benim
meselemdir” diyerek önemli bir çıkış yapmıştı. Hakikaten de daha sonraki
süreçlerde Kürt dili ve Kürt vatandaşlar ile alakalı atılan müspet adımlar
umutları artırmıştı.
Tabi mesele, basitçe çözülecek bir mesele değildi.
Cumhuriyetin bidayetinden beri var olan bir meseleydi. O yüzden meseleyi çözmek
için bir sürece ihtiyaç duyuluyordu.
Bir yanda gerçek manada meselenin çözülmesini isteyenler,
diğer tarafta meselenin çözülmesini istemeyenler vardı. Bundan ötürü Sayın
Erdoğan’ın işi kolay değildi. Sabretmeliydi, azmetmeliydi, mücadelesini
sürdürmeliydi.
Sayın Erdoğan gerçekten de Kürt meselesinin çözümü için uğraş
verdi, birçok badire atlattı. Ancak maalesef ki gelinen aşamada mesele
çözülmemiş bir şekilde gündemdeki yerini korumaktadır.
Sayın Erdoğan’ın geçen hafta grup toplantısında yapmış olduğu
“Kürt sorunu yoktur” açıklaması, Kürt meselesinin AK Parti’nin gündeminden
çıkmış olduğunu göstermektedir.
AK Parti, Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP’nin milliyetçi
anlayışını bir devlet politikası haline getirmiştir. Bugün mevcut olan ötekileştirici
politika, meselenin çözümü adına beklentileri boşa çıkarmış ve şimdiye kadar
atılmış olan müspet adımlara da gölge düşürmüştür.
İster kabul edilsin ister edilmesin; Türkiye’de bir Kürt
meselesi vardır. Ülkenin aydınlık geleceği, Kürt meselesinin çözümüne bağlıdır.
Kürt meselesini çözmek istediğini ifade eden iktidarın
şimdiye kadar yapmış olduğu yanlışların başında, meseleyi daha çok ekonomik
sorunlar ve terör bağlamında ele almış olması gelmektedir.
Oysa mesele bir terör meselesi, bir PKK sorunu ya da sadece
ekonomik bir sorun değildir. Mesele, hakları yıllarca gasp edilmiş mazlum bir
halkın gelecek meselesidir.
Kürt meselesi çözülmediği müddetçe birileri Kürtlerin
haklarını bahane ederek emellerine ulaşmanın gayretinde olacak ve ortaya
konulan iyi niyetli adımları suiistimal edecektir.
O yüzden mesele, ötelenmeden, ertelenmeden, temel haklar
pazarlık konusu yapılmadan adalet ve kardeşlik temelinde çözüme kavuşmalıdır.
Bunun için de anayasal güvence şarttır.
Hukuk ve adalet ile ilgili reformların yapılacağından söz
edildiği bugünlerde, iktidar Kürt meselesi konusunda adımlar atmanın, reformlar
yapmanın hesabı içerisinde olmalıdır.
Çözüm konusunda kriter, İslamî ölçü olmalıdır. Ki mesele
İslamî bir anlayışla ele alınmadığı müddetçe mutlak manada çözülmeyecektir.
İslam’ın belirlemiş olduğu hudut bellidir. Ne bir Türk ne de
bir Kürt, ne bir Arap ne de bir Fars birbirinden üstün değildir. Üstünlük ancak
takva iledir.
Emperyalizm, ümmeti böldüğü gibi ülkeyi de milliyetçilik
üzerinden bölme ve çatıştırma uğraşındadır. Emperyalizmin planlarının akim
kalmasının yolu, var olan iç sorunları adalet temelinde çözmekten geçmektedir.
Kürt meselesi de, ülkenin bir iç meselesidir. Emperyalistlere
havale edilmeden ve dış güçler müdahil edilmeden Türkiye’deki halkların kendi
aralarında oturarak, anlaşarak çözmeleri gereken bir meseledir.
Aslında meselenin çözümü çok zor değildir, atılması gereken
adımlar bellidir. Hükümet, Kürt meselesine dair çok ciddi bir tecrübeye sahip
olan ve konuyla alakalı sıklıkla açıklamalarda bulunan HÜDA PAR’ın önerilerini
dikkate alarak çözüme gidebilir.
Hatta hükümet HÜDA PAR’ın yetkililerinin de içerisinde
bulunduğu bir komisyon kurup çözüm için bir yol haritası belirleyebilir. Öyle
tahmin ediyorum ki bu konuda partinin kapısı çalındığı takdirde, partiden Kürt
meselesinin çözümüyle alakalı destek görülebilir.
HÜDA PAR’ın Kürt meselesiyle ilgili ısrarla gündeme getirdiği
insan ve İslam merkezli çözüm önerileri dikkate alınır ve uygulanırsa, ülkede
uzun yıllardır var olan çok ciddi bir mesele çözülmüş olacaktır. Kardeşliğin ve
toplumsal barışın tesisi için bu meselenin çözülmesi şarttır.