Deprem gibi musibetlerin yüce Allah (c.c)'ın birer
ikazı olduğuna iman etmişiz.
Bu ikazla ilahi azamete karşı acizliğimiz ve
çaresizliğimizi bir kez daha aynelyakin olarak müşahade ettik.
Ne mal ne makam ne de dünyalık hiçbir şeyin fayda
vermediği bu musibetler üzerine iyi tefekkür etmeli ve yüce rabbimizle olan
bağlarımızı tekrar gözden geçirmeliyiz.
"Ol" demekle milyonlarca insanı etkileyen,
geniş bir coğrafyayı titreten azamet sahibi yüce Allah (c.c), sağ kalan biz
Müslümanlara kulluk için yeni bir imkan vermiştir. Hakkıyla ibret alıp kulluk
vazifesini yerine getirenlerden olma temennisiyle asıl konuya dönmek istiyorum.
Evet, her fırsatta İslami STK'ları, cemaatleri,
tarikatlerı ve medreseleri eleştiren zevatlar!
Yine gençlerimize "Z Kuşağı" deyip çılgın ve
zevkperest olarak yetiştirmek isteyen hayalperestler!
Sizlere seslenmek istiyorum; Bu deprem sürecinde
bizzat şahit olduğumuz çalışma ve fedakarlıklar bizlere gösterdi ki sizin iddia
ve hedefleriniz temelsiz ve koca birer yalandır.
Çünkü yıkımın olduğu deprem bölgelerinin tamamında
resmi kurumlar dışında onlarca gönüllü İslami STK'lar, cemaatler, tarikatlar ve
medrese hocaları vardı. Her boşluğu doldurup mağdur halkımızın dertlerine şifa
olmaya çalışıyorlardı.
Kimi enkaz başında çalışıyor, kimi yaralıları pansuman
ediyor, kimi kumanya dağıtıyor kimi de aş pişiriyor... Kısacası on binlerce
gönüllü Müslüman, günlerce uyumadan mağdur kardeşlerinin sorunlarına çare
oluverdiler. Hem de Kürt, Türk veya Arap diye herhangi bir ayrım yapmadan.
Karanlık mahfillerde neslimiz üzerine projeler üretip
"Z Kuşağı" diye ayrıştırmaya çalıştıkları binlerce gencimiz, onların
hayal ettiklerinin aksine salavat ve tekbirlerle mağdur halkımızın yanında
oldular.
Bu konuda basına yansıyan ya da duyduğumuz yüzlerce
örnek verebiliriz. Ancak ilk günden beri bizzat şahit olduğum bazı
fedakarlıkları siz okurlarla paylaşmak istiyorum.
Biz deprem dehşetini Urfa'da yaşadık. Adeta küçük bir
kıyamet provasıydı. Milyonlarca insan sokaklara dökülüp nereye gittiklerini
bile bilmeden sürekli yaya ya da araçlarla hareket halindeydiler. Herkes
yaşadığı dehşet karşısında şok olmuş ve bir hal çaresi arama telaşına
düşmüşlerdi. Onlarca bina yıkılmış, yüzlerce vefat ve binlerce yaralı haberleri
yayılmıştı...
Daha ilk gün sabah saat 10:00 suları...
Gönüllüsü olduğum Urfa Umut Kervanı Derneğine gittik.
İlk etapta Urfa'da acil olarak yapılacak bir şeyin olmadığını ve yıkılan
binaların enkazına UMKE ekiplerinin intikal edip gerekli çalışmaları yaptığını
gördük.
Adıyaman, Maraş ve Hatay'da ciddi yıkımların olduğunu
ve oralarda her türlü yardıma ihtiyaç olduğunu duyduk. Umut Kervanı Derneği
acil olarak ekipleri yıkımın çok olduğu bu şehirlere sevk etti.
İlk gün öğlene doğru birçok ekip Adıyaman'a yetişti.
Adeta seferberlik halini yaşayarak bazı kardeşler enkazda arama-kurtarma
çalışmasını yaparken bazıları da büyük çadırlar kurarak ivedilikle öğlen ve
akşam için yemek hazırlıklarını yaptılar...
Evet, daha ilk günde sağlam bir örgütlenmeyle bütün
birimleri kurarak sahada aktif çalışan Umut Kervanı Vakfı ve kardeş dernekler
İHO EBRAR, YETİMLER VAKFI ve Avrupa Yetim Eli Derneği takdire şayan hummalı bir
çalışma yaptılar ve yapıyorlar. Bundan dolayı mezkur dört İslami STK'nın
şahsında alanda büyük bir özveriyle çalışan tüm cemiyetlere müteşekkiriz.
Bu süreçte bizi duygulandıran birkaç örnek vererek
yazımı bitirmek istiyorum.
Bir bacımız yıkılan evinde eşini kaybetmişti ve kalan
tek kıymetli eşyası olan küpesini mağdurlara harcanmak üzere tasadduk olarak
vermesi hepimizi duygulandırdı.
Urfa'dan Adıyaman'a yardıma gitmek için soğuk havada
sıra bekleyen yüzlerce genç vardı. Daha 18 yaşlarında olan bir genç,
"ağabey gitmek için araçlarda yer yoksa beni bir aracın bağacına koy! ya
da bir pikabın kasasında bile olsa gitmek istiyorum!..." demesini hiç
unutmayacağımız örneklerdendi.
Yeni gelinlerin el işlemeli çeyizlerini ve hiç
kullanmadıkları yorganlarını göndermeleri, nişanlı olan kardeş ve bacılarımızın
nişan yüzüklerini yardım için göndermeleri, çocukların kumbaralarda
biriktirdikleri harçlıklarını göndermeleri... gibi onlarca fedakarlık örnekleri
verebiliriz.
Rabbim bir daha böyle müsibetleri yaşatmasın ve
yaşadığımız bu musibetten de ibret alanlardan eylesin.