Adnan Oktar, 2 Şubat 1956 tarihinde Ankara’da doğmuş Türk yazar, televizyoncu ve tartışmalı bir dini cemaat lideridir. Özellikle 1980’li yıllardan itibaren kamuoyunda hem dini hem de ideolojik görüşleriyle tanınmıştır. Kimi çevreler tarafından “Harun Yahya” mahlasıyla yazdığı eserlerle bilinirken, kimi çevreler tarafından da kurduğu örgüt yapısı, televizyon programları ve sonrasında yaşadığı adli süreçlerle gündeme gelmiştir.

Adnan Oktar, ilk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra İstanbul’a taşındı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Üniversite yıllarında dine yöneldiği, evrim teorisine karşı fikirlerini bu dönemde geliştirmeye başladığı bilinir. 1980’lerin ortasında “Bilim Araştırma Vakfı” (BAV) adlı bir oluşum kurarak bilim ve din ilişkisi üzerine çalışmalar yürüttü. Bu vakıf aracılığıyla, “Harun Yahya” takma adıyla çok sayıda kitap, dergi ve belgesel yayınladı. Özellikle evrim teorisine karşı İslamî bakış açısını savunduğu “Yaratılış Atlası” adlı eseri uluslararası alanda yankı uyandırmıştır.

İmam Gazali kimdir?
İmam Gazali kimdir?
İçeriği Görüntüle

1990’lı yıllarda Adnan Oktar, hem dini hem siyasi açıklamalarıyla gündeme geldi. Kendisini “dini bir cemaat lideri” olarak tanımlasa da, kamuoyunda kurduğu yapının kapalı bir topluluk olduğu, üyelerini sıkı bir kontrol altında tuttuğu ve manipülasyonla yönettiği iddia edilmiştir. Bu süreçte “Adnan Hoca” olarak tanınmaya başladı. Özellikle 2000’li yıllarda A9 TV adlı kanal üzerinden yayınlanan televizyon programlarıyla geniş bir kitleye ulaşmıştır. Bu programlarda “kedicikler” olarak bilinen kadın ve erkek takipçileriyle birlikte dini, siyasi ve toplumsal konularda konuşmalar yapmıştır. Ancak bu yayınlar, toplumun farklı kesimlerinden ciddi eleştiriler almıştır.

Adnan Oktar, fikirlerinde evrim teorisine karşı çıkmış, materyalizmi eleştirmiş ve Darwinizm’in insanlık tarihine zarar verdiğini savunmuştur. Ancak zamanla dini söyleminin yanında lüks yaşam tarzı, dikkat çekici televizyon görüntüleri ve cemaat yapısı öne çıkmıştır. Bu durum, kamuoyunda dini söylemlerinin samimiyeti konusunda tartışmalar yaratmıştır.

2018 yılında Adnan Oktar ve grubuna yönelik geniş kapsamlı bir operasyon düzenlenmiştir. Operasyon sonucunda Oktar ve birçok müridi gözaltına alınmış, “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “cinsel istismar”, “şantaj”, “tehdit”, “dolandırıcılık” ve “casusluk” gibi çeşitli suçlamalar yöneltilmiştir. Yargı süreci sonunda Adnan Oktar, 2021 yılında çıkarıldığı mahkemece ağırlaştırılmış müebbet ve ek hapis cezalarına çarptırılmıştır. 2022 yılında Yargıtay’ın bazı kararları bozması sonrasında yeniden yargılanmış, 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından toplam 8 bin 658 yıl hapis cezasına hükmedilmiştir.

Adnan Oktar davası, Türkiye’de dini yapıların denetimi, örgütleşme biçimleri ve inanç kisvesi altında işlenen suçlar açısından en dikkat çekici olaylardan biri olarak kabul edilmiştir. Oktar’ın kurduğu yapının iç işleyişi, itirafçı ifadeleriyle birlikte kamuoyunda ayrıntılı biçimde tartışılmıştır.

Sonuç olarak Adnan Oktar, Türkiye’nin yakın tarihinde hem dini bir figür hem de hukuki anlamda tartışma konusu olmuş bir kişiliktir. “Harun Yahya” mahlasıyla yazdığı eserlerle İslamî çevrelerde tanınmış, ancak yıllar içinde kurduğu örgüt ve işlediği suçlar nedeniyle dini bir kanaat önderi olmaktan çıkıp suç örgütü lideri olarak hüküm giymiştir. Onun hikayesi, dini otoritelerin sınırları ve toplumsal manipülasyonun tehlikeleri konusunda önemli bir örnek olarak değerlendirilmektedir.

Muhabir: Editör