Batman Hukuk ve Adalet Derneği
Başkanı Yusuf Tanrıseven, 28 Şubat 1997 yılında ülkede yapılan post modern
darbenin yaklaşan yıldönümü münasebetiyle gazetemize açıklamalarda bulundu. 28
Şubat'ın üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen hâlâ insanların mağduriyetinin
devam ettiğini belirten Tanrıseven, 28 Şubatçıların hâlâ aramızda olduğuna ve
bir yere gitmediklerine dikkat çekerek, ellerine güç geçirdikleri takdirde bu
gücü daha fazla kullanacaklarının altını çizdi.
İslami kimliklerinden ve
düşüncelerinden ötürü cezaevinde olanları hatırlatan Tanrıseven, o süreçte
yaşanan mağduriyetlerin artık tarih sahnesinden bütünüyle silinmesi gerektiğini
kaydetti.
28 Şubat döneminde kanayan
yaraların halen sarılmadığına, bir kısım yaraların hâlâ kanamaya devam ettiğine
vurgu yapan Tanrıseven, zaman zaman kamuoyunda 28 Şubat sürecini hatırlatan
bazı uygulamaları görebildiklerine dikkat çekti.
28 Şubat'ın tam anlamıyla
bitmediğini ve halen eski günlerin özlemi içerisinde olanların olduğunun altını
çizen Tanrıseven, "28 Şubatçılar hâlâ aramızda, bir yere gitmediler. Yarın
güç tekrardan ellerine geçtiği takdirde bunu daha fazla kullanmak
isteyeceklerdir. Yine aynı şeyleri yapmak isteyeceklerdir." diyerek
uyarılarda bulundu.
"O DÖNEMDE CEZAEVİNE GİREN
İNSANLAR HÂLÂ CEZAEVİNDE"
Tanrıseven, "28 Şubat'ın
üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen hâlâ insanların mağduriyeti
devam ediyor. Bir kısım insan hâlâ cezaevindedir. O dönemki yargılamaları
hatırlarsınız, çok güzel yargılamalar değildi. Nasıl FETÖ yargısından şikâyet ediyorsak
28 Şubat sürecindeki yargılar da aslında ondan çok farklı değildi. İnsanlara
sırf görüşlerinden dolayı, kendilerine benzemedikleri için ağır cezalar
verildi. Bu yargılamalar sonucunda o dönemde cezaevine giren insanlar hâlâ
cezaevinde. Bir şekilde bu insanlara çözüm bulmak gerekiyor. 28 Şubat
mağdurlarının mağduriyetlerinin artık giderilmesi gerekiyor." dedi.
"BU SÜRECİN TAMAMEN TARİH
SAHNESİNE GÖMÜLMESİ GEREKİYOR"
Halen o dönemin kanayan
yaralarının sarılmadığını ifade eden Tanrıseven, "28 Şubat döneminde
üniversitelerde ikna odaları kuruluyordu. İnsanların zorla başları
açtırılıyordu. Dini vecibelerin yerine getirilmesi engellenmeye çalışılıyordu.
Bin yıl sürecek denilen süreç erken bitti ama halen o dönemin kanayan yaraları
sarılmadı. Bir kısım yaralar hâlâ kanamaya devam ediyor. Bu sürecin bir an önce
artık tamamen tarih sahnesine gömülmesi gerekiyor. Öte yandan zaman zaman
kamuoyunda 28 Şubat sürecini hatırlatan bazı uygulamalar görebiliyoruz. İşte,
gözaltında nezarette bazı başörtülü bayanların başlarının açtırılmak zorunda
bırakılması gibi… Bunlar artık tamamen silinmesi, bir an önce sona ermesi
gerekiyor." diye konuştu.
"HALEN ESKİ GÜNLERİN ÖZLEMİ
İÇERİSİNDE OLANLAR VAR"
28 Şubat türü uygulamaların
tamamıyla ortadan kaldırılması gerektiğini aktaran Tanrıseven, "Eğer biz
28 Şubat'ı yaşamamış olsaydık FETÖ yargısı yargıda bu kadar etkili olamazdı.
Artık bu süreçlerin geçmesi gerekiyor. Geçmişin yaralarının sarılması, eski
mağduriyetlerin giderilmesi ve 28 Şubat türü şeylerin tarih sahnesine gömülmesi
gerekiyor. 28 Şubat'ın yüzde yüz bittiğini söyleyemeyiz. 28 Şubatçılar hâlâ
aramızda, bir yere gitmediler. Yarın tekrar güç ellerine geçtiği takdirde bunu
daha fazla kullanmak isteyeceklerdir. Yine aynı şeyleri yapmak isteyeceklerdir.
Zaman zaman da etkilerini görüyoruz. Halen eski günlerin özlemi içerisinde
olanlar var. Halen 28 Şubat günlerini özlemle ananlar var ama artık toplumumuz
o günleri bir daha görmek istemiyor. Eğer o günleri yaşamıyor olsaydık belki de
bu kötü günleri yaşıyor olmazdık." ifadelerini kullandı.
"İNSANLARIN KATEGORİZE
EDİLMEMESİ GEREKİYOR"
Tanrıseven,
son olarak şunları söyledi: "İnsanlarımız mutlu değil. İnsanlar yeterince
özgür düşünmüyorlar. Hâlâ insanların düşünceleri bir takım şeylerle
engellenebiliyor. Hâlâ insanlara prangalar vurulabiliyor. Hâlâ insanlar
kendilerini özgürce ifade edebilmekte zorlanabiliyorsa bizim kat etmemiz
gereken hâlâ işler var demektir. Özgürlüklerin genişlemesi, hayatın daha da
normalleşmesi gerekiyor. Artık insanların kılık kıyafetiyle, düşünce tarzıyla uğraşılmaması
lazım. İnsanlar, kendilerini rahat ifade edebilmeli. İnsanların kategorize
edilmemesi gerekiyor." ŞEVKİ ASLAN



