28 Şubat Ve FETÖ Mağduru Aileler Batman Kapalı Cezaevi Önünde basın açıklaması yaparak mağduriyetlerinin bitirilmesini istediler. 28 Şubat Ve FETÖ Mağduru Aileler İnisiyatifi'nin yaptığı basın açıklamasına çok sayıda tutuklu yakını STK temsilcisi ve Hüda Par İl Teşkilatı da destek verdi. Basın açıklamasında 'Sen Üzülme Yusuf'um Elbet Hesapların Üstünde Bir Hesap Vardır. Ben Babasız Büyümek İstemiyorum, Babam Yeniden Yargılansın. Adalet İstiyoruz. Af Değil, Lütuf Değil Adalet İstiyoruz. Yusufilere Özgürlük.' yazılı dövizler taşındı.

Cezayir, Fransa'nın soykırım dolu sömürüsünden 71 yıl önce başlattığı devrimle bağımsızlığına kavuştu
Cezayir, Fransa'nın soykırım dolu sömürüsünden 71 yıl önce başlattığı devrimle bağımsızlığına kavuştu
İçeriği Görüntüle

İNSAF SAHİPLERİNE SESLENİYORUZ

Basın açıklamasını inisiyatif adına Hatice Ezer okudu. 'Bugün buraya, yıllardır haksız ve hukuksuz bir şekilde zindanlarda tutulan babalarımız, kardeşlerimiz, eşlerimiz ve yakınlarımız için gelmiş bulunmaktayız.' Diyen Ezer, '28 Şubat'tan 15 Temmuz darbe girişimine kadarki süreçte emniyet, Jitem, yargı üçgeninde kurulan kumpaslar sonucu demir kapılar, beton yığınları arkasında tutsak edilen ve kendilerine Yusufiler dediğimiz zindan bahadırlarının aileleri olarak yetkililere, insaf ve vicdan sahiplerine haykırmak için toplanmış bulunuyoruz.' Dedi.

KUMPASLAR BİR BİR İFŞA OLMAKTADIR

15 Temmuz'dan sonra Fesat şebekesinin kumpaslarının bir bir ortaya çıktığını söyleyen Ezer, '15 Temmuz 2016 tarihi bir milattır. Bu tarihte Allah'ın izni ve imanlı halkımızın gayreti ile büyük bir felaketin eşiğinden son anda dönülmüştür. Bu girişim sayesinde gerek ülke, gerekse de bölge genelinde cereyan etmiş pek çok karanlık ve sinsi planlar, eylemler, özellikle de İslami Kesime yönelik kumpas ve hileler Allah'ın yardımıyla gün yüzüne çıkmış ve aydınlanmıştır. Fesad Şebekesinin şantaj, hile ve uydurma deliller ile nice insanın özgürlüğünü ve itibarını ellerinden aldıkları gerçeği, her geçen gün daha iyi anlaşılmakta, kumpaslar bir bir ifşa olmaktadır. Ancak ne yazık ki; ortaya çıkan mağduriyetler, buzdağının sadece görünen bir yüzüdür. İşte bizler de bu yüzün bir parçasıyız. Bizler 28 Şubat ve Fetö'nün mağduru olan ve kimisi neredeyse 25 yıldır zindanlarda dirsek çürüten bu mazlum tutsakların anneleri, babaları, eşleri ve yakınlarıyız.' İfadelerini kullandı.

ZULME SESSİZ KALMAYIN

İmkanı olduğunu halde zulme sessiz kalmanın da zulüm olduğunu belirten Ezer, 'Çok değil, daha kısa bir zaman önce binlerce hakim ve savcının, emniyet ve askeri personelin birer birer adalet önüne çıktığına şahit olduk. Hiçbir zulmün payidar kalmayacağı, hiçbir zalimin cezasız kalmayacağına olan inancımız peygamberimizin 'Küfür devam eder, zulüm asla devam etmez.' şiarıyla adeta perçinlenmiştir. Bu nedenle diyoruz ki; Zulme sessiz kalmak ve imkanı varken zulmü ortadan kaldırmamakta zulümdür. Hükümet yetkilileri 15 Temmuz'dan sonra her şeyin farklı olacağına dair beyanatlarda bulundular. Bu nedenle mağdur kesimlerin tümünde, bu mağduriyetlerin telafi edileceğine dair bir umut yeşerdi. Ancak maalesef iktidar, mağdur kesimler olarak Ergenekon ve Balyoz gibi davaları gördü, her türlü hak ve hukuku biraz da abartılı olarak onlar için işletti.' Dedi.

DİNDARLARA YÖNELİK ZULMÜ GÖRMEMEK GAFLETTİR

Mütedeyin insanlara yönelik zulmü görmemenin büyük bir gaflet olduğunu söyleyen Ezer, 'İdarecilerin, geçmişte türlü türlü zulümlere maruz kalmış ve bugün artık bunun ayyuka çıktığı bir dönemde, mütedeyyin kesimlere yönelik herhangi bir girişimde bulunmuyor olması, görmezden ve duymazdan gelmesi büyük bir gaflettir. Halkımızın ve özellikle de dindar kesimin devrimini çalmaya çalışanları övmek ve yüceltmek, İslami kesime ve halka bir nevi nankörlüktür. Yargı ve emniyetteki yapılanma bugün deşifre olmuştur. Bu nedenle bunların geçmişte verdikleri karar hükümsüz olmalıdır. Kaldı ki; bununla ilgili bir çalışma yapılırsa görülecektir ki, şuanda zindanlarda olan pek çok masum insanın kararlarında fesad şebekesine bağlı hakim-savcı, polis-asker imzası ve mührü vardır. Bu nedenle tek amaçları inançlarını yaşamak ve yaşatmak olan bu mağdur kesimlere, yargı kararları tekrar gözden geçirilmek sureti ile yeniden yargılanma yolu açılmalı, adalet ile hüküm edilmelidir.' İfadelerini kullandı.

SESİMİZE SES OLUN

Yetkililere ve halka seslenen Ezer,'Buradan yetkililere ve sesimizi ulaştırabileceğimiz tüm duyarlı kesimlere, halkımıza seslenmek istiyoruz; İktidarlar gelip geçicidir. Baki olan Allah'tır. İktidarı bu vebalden kurtulmaya ve bizlerin de sesini duymaya davet ediyoruz. Bizler af veya merhamet dilemiyoruz. Sadece hakkımız olan adaleti talep ediyoruz. Halkımızdan, basın ve medyamızdan, Sivil Toplum kuruluşu ve siyasi partilerden de bu süreçte yanımızda olmalarını, sesimize ses, gücümüze güç katmalarını istirham ediyoruz.' Dedi.

MERHAMET DEĞİL ADALET İSTİYORUZ

Basın açıklaması öncesi duygularını paylaşan tutuklu yakınları merhamet değil adalet istediklerini belirttiler. 15 yıldır cezaevinde tutuklu bulunan Nurettin İrmak'ın babası Molla Musa İrmak, 'Oğlum iftiralarla, kumpaslarla tutuklandı ve 15 yıldır hapistedir. Hükümetten beklentimiz şudur. Madem adını adalet ve kalkınma partisi koymuş ve madem bakanlığının adı adalettir, biz de adalet talebinde bulunuyoruz. Biz onlardan af talep etmiyoruz, af Allah'tan talep edilir. Madem Ergenekon tutuklularını yeniden yargılayıp çoğunu serbest bıraktılar, biz de yeniden yargılanma talep ediyoruz.' İfadelerini kullandı.

30 BAYRAMDIR OĞLUMDAN UZAĞIM

30 bayramdır oğlundan uzak olduğunu söyleyen Mahmut Avcı'nın annesi Asiye Avcı da hasta olduğunu, çoğu sefer oğlunu görmeye gidemediğini söyledi. Oğlunun peşinde şehir şehir dolaşmak zorunda kaldığını belirten Avcı, artık tahammüllerinin kalmadığını, bu zulmün sona ermesi gerektiğini söyledi. Yaşlı kadın daha fazla konuşamayarak gözyaşları içinde adalet talebinde bulundu.

ONLAR OLMADAN BAYRAM BAYRAM DEĞİL

19 yıldır tutuklu bulunan M. Ali Çelik'in annesi Dilber Çelik de gözyaşları içinde, 'Onlar olmadan bayram bayram değildir. Hiçbir bayram görmedik. Neydi suçları? Müslüman olmak, İslam'ı savunmaktı. Biz bu suçla şeref duyuyoruz, islam'a binlerce başımız feda olsun. Biz pişman değiliz. Çocuklarımızın hiçbir suçu yok. Çocuklarımızı haksız yere mağdur edenler şimdi aynı cezayı çekiyorlar. Hepsi hapislerde. Biz adalet istiyoruz. Çocuklarımız suçlu değil.' dedi.

ADALETSİZLİĞİ KABUL ETMİYORUZ

Babasının 15 yıldır haksız yere cezaevinde olduğunu söyleyen İbrahim Gürceğiz'in kızı Zeliha Gürceğiz, 'İktidarda olan ve isminin başında adalet olan parti bize yönelik adaletsizlik ve mağduriyeti gidermelidir. Adaleti göz ardı edemezler, Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz çifte standartı kabul etmiyoruz. Eğer bu ülkede hukuk varsa herkes eşit olmalı. Babam zindana girdi diye davası zarar görmedi. Bayrağı ben taşıyorum.' ifadelerini kullandı. İlhan Yıldız

Muhabir: Editör