Ulu Cami başta olmak üzere ilimizdeki birçok camide de
okunan hutbede yılbaşı kutlamalarının toplumsal bir yozlaşma olduğu
belirtilerek, “Ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin bozulmaya başladığı,
kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu kültürel
yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır. Oysaki yılbaşı adı altında
yapılan eğlencelerin, bu eğlencelerde yer alan sembolik figürlerin, çam
ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle, kültürümüzle hiçbir alakası yoktur.”
İfadesi kullanıldı.
Milli piyango, toto, loto ve bütün şans oyunlarının haram
olduğu açıklanan hutbede, “Yüce dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan
alkolü, ocakları söndüren, cinayetlerin işlenmesine sebep olan kumarı haram
kılmıştır. Kumarın farklı bir çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans
oyunları da dinimizce haramdır, günahtır.” Denildi.
Değerlerimize sahip çıkılması çağrısının yapıldığı hutbede şu
ifadeler kullanıldı: “Öyleyse, bizi biz yapan, bizi ayakta tutan ve en güçlü
sığınağımız olan değerlerimize sımsıkı sarılalım. İnancımız, tarihimiz ve
kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, adet ve gelenekleri hayatımıza
yansıtmayalım. İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz
aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi
değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep
birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun
değerleriyle yükselemez. Kültürüne yabancılaşan bir toplum, medeniyet inşa
edemez. Tarihini bilmeyenler geleceklerini sağlam bir zemine oturtamaz.”
Tüm Türkiye’de okunan hutbenin tamamı şöyle:
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam’ın hedefi, Kur’an ve sünnet çerçevesinde
bir Müslüman kimliği inşa etmektir. Bu kimliği inşa ederken de İslam’ın temel
ölçüsü, Allah Resûlü (s.a.s) ile hayat bulan ahlaki ilkelerdir. Bu ilkelerle
vücut bulan İslam kültür ve medeniyetidir. Varlığımızı anlamlı kılan âdâb-ı muaşeret
kurallarıdır. Dinimiz, bizi biz yapan bu evrensel değerlere sahip çıkmayı, öz
benliğimizden uzaklaştıracak her türlü söz ve davranıştan kaçınmayı emreder.
Aziz Müminler!
Müslüman kimliğini oluşturan en yüce değer, yaratılış
gayemizi hatırlatan, sorumluluklarımızı öğreten ve bizlere şahsiyet kazandıran
imandır. Rabbimizin rızasını kazandıran ibadetler, huzur ve mutluluğun kaynağı
güzel ahlaktır. Müslümanlar, kulluktan sosyal hayata, giyim kuşamdan yeme
içmeye kadar her alanda bu değerlere sahip çıktığında inançlarını ve
kültürlerini muhafaza etmişlerdir. Çağ kapatıp çağ açan medeniyetler kurmuşlar,
ilim ve bilimde, kültür, sanat ve edebiyatta bütün insanlara önder ve örnek
olmuşlardır. Ancak Müslümanlar, ne zaman kendi inanç ve değerlerinden uzaklaşıp
yabancı kültürlerin etkisi altına girmişler, işte o zaman kimlik ve
aidiyetlerini kaybetmişlerdir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kimliğini muhafaza eden Müslüman’dan beklenen, İslam’ın
şiarına, yani İslam’ın sembol ve nişanelerine saygı duyması ve onları korumasıdır.
Tevhidin sembolü Kâbe, ümmet olma bilincinin tazelendiği hac, teslimiyetin
simgesi kurban, birlik ve beraberliğimizin nişanesi camiler, şehadetleri dinin
temeli ezân-ı Muhammedî, kulluğun zirvesi namaz bizi biz yapan İslam’ın
şiarlarındandır. Cenâb-ı Hak, وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَٓائِرَ اللّٰهِ فَاِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ "Kim Allah’a ait
nişanelere saygılı davranırsa, bu kalplerin takvalı olmasındandır."[1]
buyurmuş, bu sembol ve nişaneleri muhafaza etmenin takvamızın bir gereği
olduğunu haber vermiştir.
Değerli Müminler
Ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin bozulmaya başladığı,
kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu kültürel
yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır. Oysaki yılbaşı adı altında
yapılan eğlencelerin, bu eğlencelerde yer alan sembolik figürlerin, çam
ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle, kültürümüzle hiçbir alakası yoktur. Yüce
dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren,
cinayetlerin işlenmesine sebep olan kumarı haram kılmıştır. Kumarın farklı bir
çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans oyunları da dinimizce haramdır,
günahtır.
Kıymetli Müslümanlar!
Toplumlar değerleriyle bilinir, onlarla anılırlar.
Değerleriyle yaşar, onlarla ayakta dururlar. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bu
hususta ümmetini şöyle uyarmaktadır: مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ "Kim bir kavme
benzerse o da onlardandır."[2] Öyleyse, bizi biz yapan, bizi ayakta tutan
ve en güçlü sığınağımız olan değerlerimize sımsıkı sarılalım. İnancımız,
tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, adet ve gelenekleri hayatımıza
yansıtmayalım. İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz
aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi
değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep
birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun
değerleriyle yükselemez. Kültürüne yabancılaşan bir toplum, medeniyet inşa
edemez. Tarihini bilmeyenler geleceklerini sağlam bir zemine oturtamaz.
Hutbemi Yüce Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum: "Sizin
dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı
kılan, zekâtı veren müminlerdir."




