Mesleğini severek yaptığını belirten Sığak, yıllardır çay demleyerek geçimini sağlıyor. “Allah’a şükür, alnımızın teriyle kazandıklarımızı yiyoruz” diyen Sığak, mesleği sayesinde hem evini geçindirdiğini hem de üç çocuğunu okutmayı başardığını anlatıyor.
Çay Kazanından Üniversiteye Giden Yol
Sığak, küçük yaşlardan itibaren çaycılıkla ailesine destek olmaya başlamış ve yıllar içinde kazandıklarıyla üç çocuğunu da üniversiteye göndermeyi başarmış.
Mesleği hakkında şöyle diyor: "Helalinden bir lokma da olsa, yediğimiz ekmeğin kıymetini biliyoruz. İşimizden çok memnunuz. Her gün huzurla çalışıp evimize huzurla gidiyoruz."
Gençlere Tavsiye: "Emek Verin, Alın Teriyle Kazanın"
Yılların tecrübesini gençlere nasihat olarak aktaran Sığak, bugünün gençlerinin çalışmaktan uzaklaştığına dikkat çekerek, “Gençler maalesef her şeyi hazır istiyor. Telefonla vakit geçirip, emek vermeden para kazanmak istiyorlar. Oysa mesleğin ne olursa olsun eline almalı ve alın terinle kazandığın lokmayı yemelisin. Çalışmak insanı huzurlu yapar. Alnının teriyle kazandığın parayla uyuduğunda, için rahat olur." ifadelerini kullandı.
Yarım Asırlık Kardeşlik ve İş Birliği
Sığak, yıllardır kardeşiyle birlikte çalıştıklarını ve çaycılık mesleğinin onlara sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı sunduğunu ifade etti.
Sığak, "Burada ağabey kardeş beraber çalışarak hayatımızı sürdürdük. Hiçbir zorluk çekmedik, Allah’ın izniyle bugün de aynı sevgiyle işimizi yapıyoruz." şeklinde konuştu.
Alın Terinin Huzuru
Emin Sığak’ın hikayesi, çalışmanın ve emeğin insan hayatındaki önemine vurgu yapıyor. Çay kazanlarının başında geçen yıllar, sadece ekmek parası kazanmakla kalmamış; huzurlu ve anlamlı bir yaşamın da anahtarı olmuş. Sığak’ın gençlere mesajı ise net: “Emek vermeden hiçbir şey olmaz; çalışmak ve alın teriyle kazanmak, huzur ve mutluluğun anahtarıdır.” MURAT ORHAN