"Hükümetin aralık ayında duyurduğu “Yeni Ekonomi
Modeli” uygulamada istenen ve beklenen olumlu etkiyi oluşturamadı." diyen
Yapıcıoğlu, yükselen enflasyon, yükselmeye devam eden fiyatlar ve ağırlaşan
hayat şartlarının toplumda büyük bir karamsarlık oluşturduğunu belirtti.
Yapıcıoğlu, yüzde 11,1 olarak açıklanan ocak ayı tüketici enflasyonunun
yıllık bazda yüzde 49’lara dayandığını; üreteci enflasyonunun ise yüzde 93’ü
aştığını hatırlattı.
Bu iki enflasyon oranı arasındaki makasın, yerli üretim
söyleminin yüksek maliyetler altında kaybolduğunu ortaya koyduğunu söyleyen
Yapıcıoğlu, "Farklı kuruluşlarca açıklanan açlık ve yoksulluk sınırları
ise Türkiye’de başta asgari ücretliler ve emekliler olmak üzere dar ve sabit
gelirli kesimin ne denli zorluklarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Ücretlere yapılan iyileştirme zamları enflasyon baskısı altında şimdiden
eridi." dedi.
Yapıcıoğlu, "Tüm bu tartışmalar ve yaşanan krizler
'Serbest Piyasa Ekonomisi' içerisinde gerçekleşiyor. Bilmek gerekir ki kriz
üretmek kapitalizmin tabiatında vardır ve esasında kapitalist ekonomi sistemi
krizlerin nedenidir. Bu sistemin tabii ve belki istenen sonucu olan ekonomik
krizler büyük sermaye sahiplerince fırsata dönüştürülmekte, bir avuç azınlığın
elinde toplanan servet, baskı, şantaj ve manipülasyon aracına dönüşmektedir.
Zengin ile fakir arasındaki gelir dağılımının uçurum seviyesinde bulunduğu,
üretilen her bir krizin zenginler açısından yeni fırsatlara kapı araladığı
mevcut ekonomik sistemin dayandığı vahşi ilkeler tartışılmadan sadece belli
aralıklarla nükseden sonuçları tartışmanın çare olmadığı artık görülmelidir.
Servetin bir avuç zenginin arasında dolaşan bir iktidar vesilesi olduğu bu
ekonomik sistemde dar gelirli vatandaşlar lehine bir çözümün çıkması mümkün
değildir. Gerçekçi ve kalıcı bir çözüm için sorunun kaynağına inilmeli ve
sistem değişikliğine gidilmelidir." diye konuştu. ŞEVKİ ASLAN




