FETÖ'nün kumpasları sonucu kapatılan Mustazaf-Der'in
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesi Şube Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna'nın
katledilişinin üzerinden 11 yıl geçti. Aradan geçen bunca yıla rağmen faillerin
tespiti ya da yakalanması adına hiçbir şekilde adım atılmaması ve olayın faili
meçhul olarak kalması "Ubeydullah Durna'nın davası rafa mı
kaldırıldı?" sorusunu akıllara getiriyor.
Hükümet yetkililerinin, kendi hükümetlerinden önceki
dönemlere ait pek çok faili meçhul cinayeti çözüp faillerini ortaya
çıkardıklarını ve kendi dönemlerinde hiçbir cinayetin faili meçhul kalmadığını
söylemesine karşın Şehid Ubeydullah Durna cinayetinin çözülmemesi soru
işaretlerine neden oluyor.
Şehid Ubeydullah Durna nasıl şehid edildi?
Onlarca kez kendi eliyle onardığı ve başkan yardımcılığını
yaptığı dernek binasının yeniden hedefte olduğunu duyan Şehid Ubeydullah,
ailesinden son kez ayrılarak derneğe gitti.
Daha önce o derneğe 12 kez saldırı yapan
PKK/BDP (şimdiki HDP) yanlıları 13'üncü saldırıyı yapmak için harekete
geçmişti. PKK ve BDP yanlıları o gün Mustazaf-Der'in şahsında Yüksekova'nın
imanlı gençlerini ve İslami çalışmaları hedef almıştı. Ellerindeki
molotofları dernek binasına atarak derneği içindekilerle birlikte yakmaya
başladılar. Ubeydullah ve arkadaşları saldırganları iki-üç kez püskürtmüştü.
Ancak püskürtülmeyi hazmedemeyen saldırgan grup daha kalabalık ve silahlı bir
şekilde derneğe saldırdılar. Dernek binasında mahsur kalan Ubeydullah ve
arkadaşları son çare olarak derneğin çatısına çıktılar. Pusuda bekleyen
karanlık eller, uzun namlulu silahla ateş etmeye başladılar. Açılan ateşle
Ubeydullah Durna şehid edildi. Tüm bu yaşananlar polisin gözü önünde ve polis
kameralarının kayıtta olduğu bir anda yaşandı.
Olayın üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına rağmen Ubeydullah
Durna'nın katledilişiyle ilgili davada en küçük bir gelişme yaşanmadı. Yapılan
saldırıların hiçbirinin failleri yakalanmadı. Davanın üstü adeta örtülerek
zaman aşımına bırakıldı.
"Ubeydullah Durna cinayeti 6-8 Ekim saldırılarının
işlenmesine zemin hazırladı"
Av. Mehmet Mehdi Oğuz
Dava avukatı Mehmet Mehdi Oğuz daha önce yapmış olduğu
açıklamalarında, dosyanın şu an rafa kaldırıldığını, herhangi bir gelişmenin
olmadığını ve cinayetin aydınlatılması noktasında gerekli soruşturmanın
yapılmadığını dile getirmişti.
Ubeydullah Durna cinayetinin aydınlatılmamasının 6-8 Ekim
saldırıları başta olmak üzere bölgede birçok siyasi cinayetin işlenmesine zemin
hazırladığını da aktaran Oğuz, "Dolayısıyla Ubeydullah Durna cinayetinin
aydınlatılması çok kilit bir öneme haizdir. Bu cinayet aydınlatılırsa
bölgemizde işlenen diğer siyasi cinayetlerin aydınlatılmasında önemli bir yol
alınır." ifadelerini kullanmıştı.
"Durna cinayetinin aydınlatılması için hükümetin bir
irade ortaya koyması gerekir"
Dava sürecinde yapmış olduğu açıklamalarında, rafa
kaldırılan Ubeydullah Durna dosyasının tekrar ele alınması gerektiğini belirten
Oğuz, "O dönem bölgede faaliyet yürüten güvenlik güçlerinin önemli bir
bölümünün FETÖ ile irtibatlı olduğu 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ortaya
çıkmıştır. Eğer gerçekte de FETÖ ile mücadele edilecekse, hesap sorulacak ise
bu Mustazaf-Der camiasına yönelik yapılan birçok saldırının faillerinin ortaya
çıkarılması gerekiyor. Aslında failler bellidir. O dönemde Yüksekova'da görev
yapan mülkü amirler de dahil olmak üzere güvenlik güçleri amirleri ve güvenlik
güçleri elamanları soruşturulmalı ve bu kapsamda Ubeydullah Durna dosyası
tekrar raftan indirilip gündeme getirilmelidir. Bu cinayetin aydınlatılması,
faillerinin yakalanması ve bu cinayeti örtbas edenlerin ortaya çıkarılması için
hükümetin bir irade ortaya koyması gerekir. Ancak maalesef bugüne kadar böyle
bir irade ortaya konulmadı." ifadelerini kullanmıştı.
Ubeydullah Durna kimdir?
Şehid Ubeydullah Durna, 5 Şubat 1981 yılında Hakkâri'nin
Yüksekova (Gewer) ilçesine bağlı Aksu (Gagewran) köyünde doğdu. Ailenin en
büyük çocuğu olan Ubeydullah'ın kendisinden küçük 5 erkek, 4 kız kardeşi
bulunuyordu. İlkokul mezunu olan Ubeydullah, askerlikten sonra köy camisinde
Kur'an eğitimi almış, daha sonra ailenin isteği üzerine İstanbul'a çalışmaya
gitmişti. Yaklaşık iki sene İstanbul'da çalıştıktan sonra Yüksekova'ya dönmüş
ve akabinde de evlenmişti. Ubeydullah, o yıllarda İslami çalışmalarına ağırlık
vererek kendisini yetiştirme gayretine girdi. Evliliğinden bir kız ve bir erkek
çocuğu olan Ubeydullah, inşaat işçiliği yaparak geçimini sağlıyordu. İş
hayatında sahip olduğu güzel ahlak ile yanında bulunanların hep dikkatini
çekmiş, işini sağlam yapan ve sözünün arkasında duran biri olarak tanınmıştı. (İLKHA)




