Türkiye’de gündem çarkının ibresi, belediyelerin düzenlediği milyon dolarlık konserleri gösteriyor. İçişleri müfettişleri iddiaları araştırmak için inceleme başlatmışlar.

Destekli rivayetlere göre İBB, 2021-2023 yılları arasında konserlere 5 milyar 60 milyon lira harcamış. İnsan rakamların içinde bile kayboluyor be!

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ise, 98 konser düzenlediği, 33 konseri de ihalesiz yaptırdığı söyleniyor ve Candan Erçetin konseri için 80 milyon lira, Mor ve Ötesi konseri 71 milyon lira, Ebru Gündeş konseri için teknik hizmet bedeli olarak 69 milyon lira, Tan Taşçı konseri 94 milyon lira ödediğine dair rivayetler var. Netice itibariyle ABB’nin toplamda konserlere 6 milyar lira ödediği rivayet ediliyor. Yine rivayetlere göre, bu sanatçıların her biri bu kadar parayı almadıklarını söylüyorlar. Göründüğü kadarıyla fahiş fiyat uygulaması belediyeye de sıçramıştı. Kısacası anlatılanlara göre, ortada ne kedi vardı ne de ciğer. Angora ya da Ankara kedisi ciğeri bir yerlerde iç etmişti.

Bu rivayetler doğru ise, Ankaralıların günlük 402 bin lira konser giderleri vardı. Bu giderlerinin farkında olmayan bazı aklı evveller kendi paralarıyla eğlendirildiklerinin farkında değiller, bedava konser izlediklerini sanıyorlar.

Elbette ki bu konuda konuşulması gerekenin başında CHP’nin başında duran Özgür Özel’di. Gerçekten çok kısa ve çok özel bir açıklama yaptı: “Belediye başkanlarımız israfları bitirdiler” dedi. Bu açıklama konser meselesinin üzerine cuk diye oturdu. Kendince konuyu dağıtmaya çalıştı ama “Giriş, gelişme, sonuç” bağlamında herkesin dişlerini göstermesini sağlayacak bir sonuç cümlesi ekledi. “Belediye başkanlarımız israfı bitirdiler” Gerçekten millet gülecek durumda değil. Zaten herkesin başında bin dert var bu da oldu iki…

Konser harcamaları konusunda AK Parti belediyelerinin ve Kültür Bakanlığı’nın sicili de pek parlak değil. Bu konularda da çok şey yazıldı çizildi. AK Parti belediyelerini ve Kültür Bakanlığının düzenlediği konserleri çok eleştirdik.

Bir zamanlar muhaliflerin saray, iktidar çevrelerinin külliye dediği Beştepe Türkiye’nin ana gündemiydi. 1000(bin) odalı bir yer olduğu söyleniyordu. Neyse günü geldi son noktayı Erdoğan koydu ve spekülasyonlara son verdi. Gazeteciler Erdoğan’a Külliye’nin gerçekten bin odalı olup olmadığını sormuşlardı. Erdoğan: “Hayır, 1000(bin) oda değil 1150(bin yüz elli oda)” demişti.

Mansur Yavaş da “Söylendiği rakamları ödemedim, toplam 39 milyon ödedim” dedi. Neticede milletin parası harman gibi savrulmuş, çarçur edilmiş.

Bu para ne Mansur Yavaş’ın ne Ekrem İmamoğlu’nun ne de AK Partili belediye başkanlarının cebinden çıkıyor. Bu para direkt olarak halkın parası… Bundan sonra kimse “kul hakkına girmedik” demesin!

Kim bilir bu para ile Mansur Yavaş’ın kulaklarından tuttuğu kaç çorba kazanı pişerdi? Çocuklara kaç litre süt alınırdı? Kaç ekmek alınırdı? Evlerine kırmızı et götüremeyenler kaç kilo et alırdı? Bir yandan sefahat, bir yandan sefalet… İyiye doğru gitmediğimiz çok açık.

Konserlerin maddi boyutunu yazdık. Aslında en önemlisi de manevi boyutu. Fesat boyutu, ifsat boyutu… Konserlerin neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Çıplaklık ile sanat nasıl bir araya getirilebilir? Şevval Sam’ın çıplak haliyle rakı bardağını kafasında dolandırıp 5 şarkı ile belediyeden 5 milyon alması sanat kitabının neresinde yazıyor? Biz yine de her ne kadar davetimize icabet etmeseler de konserci bütün belediye başkanlarını insafa davet edelim. Yoksa durmak yok konserlere devam mı?