Tori İsmi Nereden Geliyor Anlamı Nedir?

Etnografik ve tarihsel veriler incelendiğinde, Torî adında, kan bağına dayalı bir aşiret yapısının varlığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Araştırmalar, bu terimin bir aşireti değil, çok daha katmanlı bir kimliği ifade ettiğini göstermektedir.

Daha çok kabul edilen görüşe göre "Tori"nin bir aşiret değil, öncelikli olarak coğrafi bir bölge olan "Tor" ile tanımlanan bir bölgesel kimlik olduğudur. "Tori" (Torî), "Tor bölgesinden olan kişi" anlamına gelmektedir.

Tori Aşireti Kavramın Yeniden Değerlendirilmesi

Güneydoğu Anadolu’nun tarihsel dokusunu anlamak için bölgenin aşiret yapısı en önemli sosyolojik unsurlardan biridir. Ancak “Tori Aşireti” ifadesi, sıkça kullanılsa da, klasik anlamda bir “aşiret”i değil, daha geniş bir kimlik formunu temsil etmektedir. Bölgeyi inceleyen araştırmacılar —örneğin etnolog Martin van Bruinessen ve Kürt tarihçisi Celîlê Celîl— “Torî” adının, soy bağına dayalı bir topluluk değil, tarih boyunca kültürel, dilsel ve coğrafi bir kimliği temsil ettiğini belirtirler. Dolayısıyla “Tori aşireti” tanımı, modern antropolojik terminolojide “Torî kimliği” olarak yeniden okunmalıdır.

Tori̇ Anne Ve Çocuklari

Tori Anne ve Çocukları

Torî Kimliğinin Coğrafi Temelleri

“Tor” bölgesi, belirli idari sınırlara bağlı olmamakla birlikte Batman, Mardin ve Siirt üçgeninde yer alan tarihsel bir mikro-bölgedir. Bu bölgenin kalbi, Beşiri’nin doğu kırsalı ile Gercüş, Hasankeyf ve Midyat hattı boyunca uzanır. Tarihsel olarak Dicle havzasının kuzey eteklerinde kalan bu alan, Mezopotamya’nın kuzey sınırında yer alan kadim Kürt yerleşim alanlarından biri olmuştur. Osmanlı arşiv belgelerinde de “Tor nahiyesi” veya “Tor havalisi” ifadeleriyle anılan bu bölge, yüzyıllar boyunca hem etnik hem de dinsel çeşitliliğiyle tanınmıştır.

Torî Aşiretler Birliği ve Bölgesel Dağılım

Torî kimliği, tarih boyunca bölgesel bir konfederasyon yapısı sergilemiştir. “Torî Aşiretler Birliği” olarak anılan topluluk; Hasankeyf, Gercüş, Midyat, Ömerli, Dargeçit, Nusaybin, İdil ve Cizre hattında yaşamıştır. Bu birlik, yalnızca Kürt aşiretlerinden değil, aynı zamanda Ezidi, Süryani ve Arap topluluklarının kültürel etkileşimini de içerir. Ömerî, Mihelmî, Alîkî, Hebizbînî ve Raman gibi aşiretler, tarih boyunca Torî coğrafyası içinde iç içe yaşamış ve ortak kültürel motifler geliştirmiştir.

Midyat

Hakiki Torî ve Geniş Torî Ayrımı

Torî kimliği bölge halkı tarafından ikiye ayrılarak tanımlanır. “Hakiki Torî” olarak bilinen grup, Midyat, Ömerli ve İdil çevresinde yaşayan toplulukları kapsar. Buna karşılık “Geniş Torî” olarak adlandırılan grup, Hasankeyf, Gercüş, Dargeçit, Nusaybin ve Cizre çevresinde yer alır. Bu ayrım, yalnızca coğrafi bir farkı değil; aynı zamanda dil, lehçe, gelenek ve ekonomik yapı bakımından da belirgin farklılıkları işaret eder.

Torîlerde Kültürel Miras ve Sözlü Tarih

Torî kimliği, zengin sözlü edebiyatı ve dengbêj geleneğiyle tanınır. En çok bilinen halk destanlarından biri, Aliyê Bâte isyanı ve Hâco Ağalıkları hikâyesidir. Bu destanlar, yalnızca kahramanlık öyküleri değil, aynı zamanda bölgenin sosyo-politik tarihine ışık tutan sözlü arşivlerdir. Dengbêjlerin icra ettiği “stran”lar, kuşaktan kuşağa aktarılan tarihsel bilinci diri tutmuştur. Ünlü dengbêj Mîraden Kîne, Torî kültürünün sembol isimlerinden biri olarak kabul edilir.

Torîlerde Giyim, Gelenek ve Günlük Yaşam

Torîlerin giyim kültürü tarih boyunca özgür ve sade bir çizgi izlemiştir. Osmanlı döneminde “şaşık” ve “şalvar” yaygınken, Cumhuriyet’in ilk yıllarında “şapka kanunu” ile birlikte erkekler arasında takım elbise ve şapka kullanımı artmıştır. Günümüzde ise bu geleneksel tarz, modern unsurlarla harmanlanmış durumdadır. Kadınlar arasında renkli yazmalar, el dokuması kuşaklar ve gümüş takılar hâlen kültürel bir simge olarak görülür.

Torî Ekonomisi: Bağcılık

Torî bölgesi, dağlık coğrafyasına rağmen verimli bağ alanlarıyla tanınır. Suyun az olduğu bu topraklarda tarım kısıtlı olsa da, özellikle üzüm üretimi ve pekmez yapımı bölge ekonomisinde önemli bir yer tutmuştur. Sermiyan, Bagok ve Mawa dağları eteklerinde üretilen üzümden elde edilen pekmez, bölgenin gastronomik mirasının bir parçasıdır.

A N I T L I

İnanç Mozaiği: Müslümanlar, Ezidiler ve Süryaniler

Torî bölgesi, tarih boyunca çok inançlı bir yapıya sahip olmuştur. Bölgede Sünni Müslümanların yanı sıra Ezidiler, Süryaniler ve Keldaniler de yaşamıştır. 7. yüzyıldan itibaren İslam’ın bölgeye yayılmasıyla birlikte bu inanç toplulukları komşuluk ilişkilerini sürdürmüş, karşılıklı kültürel etkileşim yaşanmıştır. Ayrıca, Hz. Muhammed’in soyundan gelen seyyid aileler özellikle Becirman köyü ve çevresinde yaşamaya devam etmektedir.

Göç, Yıkım ve Bellek Kaybı

1990’lı yıllarda yaşanan çatışma süreci, Torî bölgesini de derinden etkilemiştir. Çok sayıda köy boşaltılmış, bazı yerleşimler yakılmış ve halk büyük oranda göç etmek zorunda kalmıştır. Avrupa’ya ve Türkiye’nin batı metropollerine yönelen bu göç, bölgenin demografik yapısını kalıcı biçimde değiştirmiştir. Bir zamanlar kültürel bir merkez olan Hasankeyf, Gercüş ve Midyat kırsalı, bugün sessiz birer hafıza mekânına dönüşmüştür.

Torîlerin Direnci ve Kimlik Bilinci

Tarih boyunca hiçbir feodal beyliğe boyun eğmedikleri bilinen Torîler, bağımsızlık ruhunu koruyan nadir topluluklardan biridir. Bu duruş, halk arasında “Torî merttir, sözünün eridir” deyişiyle simgeleşmiştir. Torî toplulukları, her dönemde kimliklerini koruma ve kültürel hafızalarını yaşatma yönünde güçlü bir irade göstermiştir.

Torî Kadınlarının Rolü

Bölgedeki sözlü kaynaklara göre, Torî kadınları toplumsal yaşamda aktif rol almıştır. Aile içi karar mekanizmalarında söz sahibidirler ve özellikle tarımsal üretimde, dokumacılıkta ve kültürel aktarımda belirleyici konumdadırlar. Geleneksel Torî dengbêjlik kültüründe bazı kadın sanatçılar, hikâyeleriyle toplumsal belleğe yön vermiştir.

Torîler, Mezopotamya’nın Sessiz Sütunları

Fatma Zehra Kız Anadolu İHL'den kültürel mirasa değer katacak proje
Fatma Zehra Kız Anadolu İHL'den kültürel mirasa değer katacak proje
İçeriği Görüntüle

Torî kimliği, Anadolu, Mezopotamya, Kafkas ve Orta Asya arasındaki tarihsel geçişin bir ürünüdür. Bugün üç vilayete (Batman, Mardin, Şırnak) dağılmış olsa da, Torîlerin kökleri, Mezopotamya’nın kadim kültürel damarlarında yaşamaya devam ediyor. “Torî milleti çalışkan, mert, dürüst ve cesur bir kimlikle yaşadığımız topraklarda ön planda tutmayı başarmıştır.” ifadesi, bu kimliğin özlü bir özeti olarak dillerde dolaşmaktadır.

Kaynak: ŞEVKİ ASLAN