Yeraltı dünyasının en tartışmalı figürlerinden biri olan Abdullah Çatlı, özellikle 1996 yılında yaşanan ve "derin devlet" ilişkilerini gün yüzüne çıkaran Susurluk Kazası ile Türkiye'nin yakın tarihine damga vurmuş bir isimdir.
Kısa Bir Portre: Ülkücü Militandan Uluslararası Kaçağa
Abdullah Çatlı, 1 Haziran 1956’da Nevşehir’de doğdu. Genç yaşlarda ülkücü hareket içinde yer aldı ve siyasi görüşleriyle öne çıktı. Ancak adı kısa sürede yasal sınırların dışındaki eylemlerle anılmaya başlandı:
-
Cinayet İddiaları: Çatlı, 1978'de Ankara'da yedi TİP'li öğrencinin öldürüldüğü Bahçelievler Katliamı ve Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bedrettin Cömert’in öldürülmesi gibi birçok cinayet olayının faili olarak yargılandı.
-
Yurtdışı Kaçışı: 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yurt dışına kaçtı. Burada uyuşturucu kaçakçılığı gibi uluslararası suçlardan dolayı yargılandı ve bir süre hapis yattı.
-
Gizli Görev İddiaları: Yurt dışı döneminde, sahte kimlikler ve diplomatik pasaportlar kullanarak serbestçe hareket ettiği, uyuşturucu trafiğiyle ilgilendiği iddia edildi. Bazı kaynaklarda, Ermeni terör örgütlerine karşı düzenlenen eylemlerde yer aldığı ve devletin illegal operasyonlarında "ajan" olarak kullanıldığı öne sürüldü.
Susurluk Kazası ve Derin Devlet İlişkileri
Abdullah Çatlı'yı Türkiye gündeminin merkezine oturtan olay, 3 Kasım 1996'da Balıkesir’in Susurluk ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazası oldu.
Kaza, içindeki kişilerin kimlikleri nedeniyle büyük bir skandala yol açtı:
-
Hüseyin Kocadağ: İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı (Öldü)
-
Abdullah Çatlı: (Mehmet Özbay sahte kimliğiyle araçtaydı) (Öldü)
-
Gonca Us: Çatlı’nın kız arkadaşı (Öldü)
-
Sedat Edip Bucak: Dönemin DYP Şanlıurfa Milletvekili ve aşiret lideri (Yaralı kurtuldu)
Aracın içinden çıkan ruhsatsız silahlar, susturucular, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait mühimmatlar ve Mehmet Özbay adına düzenlenmiş sahte kimlikler, devlet görevlileri, siyasetçi ve yeraltı dünyası figürlerinin karıştığı yasa dışı bir ilişki ağının varlığını ortaya çıkardı. Bu olay, Türkiye siyasi tarihinde "Susurluk Skandalı" olarak anılan ve "derin devlet" olarak adlandırılan yapıların sorgulanmasına yol açan dönüm noktası oldu.
Abdullah Çatlı, yaşamı boyunca tartışmalı eylemleri ve ölümünden sonra açığa çıkan gizemli ilişkiler ağıyla, Türkiye’nin en karmaşık ve karanlık dönemlerinin sembol isimlerinden biri olarak tarihe geçti.




