Güneşin etkili olduğu vakitlerde mümkün olduğunca dışarı
çıkılmaması gerektiğini söyleyen Yaşam Hastanesi Dâhiliye uzmanlarından Dr. M.
Reşat Aran güneş çarpması ve yaratabileceği etkilerden korunmak için şapka
kullanılması gerektiğini ifade etti.
“SICAK HAVALARDA
NASIL KORUNMALIYIZ?”
Dünyadaki ortalama ısı derecelerinin arttığına dikkat çeken
Uzm. Dr. M. Reşit Aran, “Son 20 yıldır dünyadaki ortalama ısı dereceleri
artmaktadır. Bu da ciddi iklim değişiklerine sebep olacak gibi görünmektedir.
Özellikle bu sene Avrupa’yı kasıp kavura bir sıcak dalgası var. Bizim ülkemize
de gelecek gibi duruyor. Zaten sıcak bir memleketiz daha da ısınacağız gibi
duruyor. Güneş çarpması ve yaratabileceği etkilerden korunmak için öncelikle
kafamıza bir şapka geçirmemiz gerekmektedir. Çünkü başımız tepede duruyor ve
güneş ışınları dik bir şekilde çarpmaktadır. Saç renkleri genelde siyah
olduğundan güneş ışınlarını emmektedir. Evden çıkmadan önce güneş kremleri
kullanılmalı. Elbise olarak geniş, bol ve derinin havalandırmasını
kolaylaştıracak giysiler giyilmeli mümkün mertebe pamuklu elbiseler giyilmeli. Gözlerimizi
güneş ışınlarından korumamız için uygun güneş gözlükleri kullanılmalı. Kendimizi
korumak adına saat 10 ile 16 arası mecbur değilsek güneşte durmayalım.” Dedi.
“BESLENME VE SIVI
ALIMI NASIL OLMALIDIR?”
Besin olarak yeşilliğe ağırlık verilmesini ve genel olarak,
gün içinde yaklaşık iki buçuk litre sıvı tüketilmesini tavsiye eden Uzm. Dr. M.
Reşit Aran, “Yaz aylarında yeşilliğe ağırlık vermek ve bol sıvı tüketmek güneş
çarpmasına karşı koruyucu faktörlerdendir. Egzersiz yapılacaksa eğer bunu ara
vererek yapmak ve güneş ışınlarının yeryüzüne dik gelmediği, sıcakların yüksek
olmadığı vakitlere denk getirmemiz gerekmektedir. Normal bir insanın günlük
sıvı ihtiyacı kilosu çarpı 30 CC’dir. Yani ortalama 80 kiloluk bir kişi 2,5
Litre almalıdır. Ekstra terleyen kişiler bu limiti biraz daha aşabilir. Sıvı
dediğimiz zaman meyve suyu gibi şekerli içecekleri kast etmiyorum. Saf su, ayran
ve maden suyu tercih edilebilir.” Dedi.
“RİSK ALTINDAKİ
GURUPLAR KİMLERDİR?”
Özellikle yeni doğan bebeklerin ve 65 yaş üstü yaşlıların
risk altında olduğunu söyleyen Uzm. Dr. M. Reşit Aran, “Küçük çocukların sıvı
ihtiyaçları yetişkinlere oranla daha fazladır. Vücutlarının ısıya karşı
dirençleri yetişkinlerin kadar gelişmemiştir, olgunlaşmamıştır. Özellikle 1 yaş
altı çocuklar ebeveynleri tarafından su ile beslenmelidirler. Çünkü 1 yaş altı
çocuklar susuzluğunu tarif edemezler. Ebeveynlerin bu konuya dikkat etmeleri
lazım. 65 yaş üstü yaşlıların vücutlarının koruma mekanizmaları iyi değil. Susuzluğa
karşı dayanıklı da değillerdir. Bunların bir kısmı kalp hastası veya şeker hastası
olabilir. Kronik hastalıklara sahip olan kişiler özellikle böbrek hastalığı
olanlar kesinlikle susuz kalmamalıdırlar. Tarlalarda inşaatlarda uzun süre
güneş altında güç işçisi olarak çalışan kişiler ise dikkatli olmaları gerekmektedir.”
Dedi.
Son olarak, elimizden geldiğince gereksiz enerji kullanımından
kaçınmamız gerektiğini ifade eden Aran, “Bizler dünyayı kirlettik ve kirletmeye
de devam ediyoruz. Yeryüzünde dünyayı kirleten tek varlık insandır. Diğer bütün
canlılar bir şekilde artıklarını imha edecek şekilde yaratılmış. Fakat
insanların artıkları imha edilemiyor. Arabalarımızın egzoz dumanları, elektrik
enerjilerimiz artıkları vb. gibi her türlü kaynaklarımızla dünyayı
kirlettiğimizden dolayı dünya ısınıyor. Isınınca da önce bizi etkilemektedir.
Bundan dolayı dünyayı kirletmeyelim. Elimizden geldiği kadar geri dönüşümlü
enerji kaynaklarına yönelelim. Mümkün mertebe gereksiz enerji kullanmayalım.” dedi.
M.ŞERİF DURMAZ





