1979 yılında İstanbul'da doğan Bayraktar, ailesinin teknolojiye olan ilgisi sayesinde küçük yaşlardan itibaren bu alana yönelmiştir. Lise eğitimini Robert Kolej'de tamamlayan Bayraktar, üniversite eğitimi için İstanbul Teknik Üniversitesi'ne girmiş ve burada Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. Yurt dışında aldığı eğitimler ve yürüttüğü çalışmalar, onu insansız hava araçları (İHA) teknolojisinde uzmanlaştırmış ve Türkiye'nin bu alandaki gelişimine büyük katkılar sağlamıştır.
Bayraktar'ın eğitim hayatı, onun vizyoner bir mühendis olmasında kilit rol oynamıştır. Pennsylvania Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamlayan Bayraktar, daha sonra Georgia Teknoloji Enstitüsü'nde doktora çalışmalarına başlamıştır. Bu süreçte, İHA teknolojileri üzerine önemli araştırmalar yapmış ve bu alandaki en yeni gelişmeleri yakından takip etmiştir. ABD'deki eğitim ve araştırma süreçleri, ona uluslararası düzeyde bilgi ve deneyim kazandırmıştır. Bu birikim, Türkiye'ye döndükten sonra hayata geçireceği büyük projelerin temellerini oluşturmuştur.
Baykar'ın Kuruluşu ve Yükselişi
Selçuk Bayraktar, 2007 yılında ağabeyi Haluk Bayraktar ile birlikte, babaları Özdemir Bayraktar'ın kurduğu Baykar şirketinin başına geçmiştir. Bu tarihten itibaren Baykar, Türkiye'nin savunma sanayindeki en önemli aktörlerinden biri haline gelmiştir. Bayraktar'ın liderliğinde şirket, özellikle insansız hava aracı (İHA) ve silahlı insansız hava aracı (SİHA) teknolojilerine odaklanmıştır. Bu çalışmaların en somut sonuçları, Türkiye'nin savunma kapasitesini önemli ölçüde artıran ve uluslararası alanda büyük ses getiren Bayraktar TB2 SİHA ve AKINCI TİHA gibi platformlar olmuştur. Bu platformlar, modern savaş stratejilerinde devrim yaratmıştır.
Baykar'ın başarısı, sadece teknolojik ürünlerle sınırlı kalmamıştır. Şirket, AR-GE çalışmalarına yaptığı yatırımlarla, Türkiye'yi insansız hava aracı teknolojisinde lider konuma taşımıştır. Bu süreçte, yerli ve milli üretimi teşvik eden Bayraktar, dışa bağımlılığı azaltma hedefine hizmet etmiştir. Baykar'ın projeleri, aynı zamanda Türkiye'nin teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna gelmesine de katkıda bulunmuştur. Bu başarı hikayesi, genç girişimcilere ve mühendislere ilham vermektedir.
Toplumsal Etki ve TEKNOFEST Faaliyetleri
Selçuk Bayraktar, teknoloji ve savunma sanayi alanındaki çalışmalarının yanı sıra, toplumsal projelere de büyük önem vermektedir. Türkiye'nin en büyük teknoloji festivali olan TEKNOFEST, bu projelerin başında gelmektedir. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) öncülüğünde düzenlenen bu festival, gençleri ve çocukları teknolojiye teşvik etmek, onların bilim ve mühendislik alanındaki projelerini sergilemelerine olanak tanımak amacıyla hayata geçirilmiştir. TEKNOFEST, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayarak teknolojiye olan ilgiyi artırmaktadır.
Bayraktar, TEKNOFEST'in Türkiye'nin teknolojik geleceği için hayati önem taşıdığına inanmaktadır. Festival, sadece bir etkinlik olmanın ötesinde, genç beyinleri bir araya getiren ve onlara ilham veren bir platformdur. Bayraktar'ın bu alandaki çabaları, onun sadece bir mühendis değil, aynı zamanda ülkesinin geleceğine yatırım yapan bir vizyoner olduğunu göstermektedir. TEKNOFEST aracılığıyla, gençlerin bilim ve teknoloji alanında yetişmesine büyük katkı sağlanmaktadır.
Kişisel Hayatı ve Siyasi İlişkileri
Selçuk Bayraktar'ın kişisel hayatı da kamuoyunda merak edilen konulardan biridir. 2016 yılında, dönemin Başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile evlenmiştir. Bu evlilik, Bayraktar'ın siyasi çevrelerle olan bağlarını güçlendirmiştir. Bayraktar, kamuoyu önünde siyasi konularda çok sık açıklama yapmamasına rağmen, savunma sanayine ve teknolojiye olan katkılarıyla ülkenin stratejik hedeflerinde önemli bir yer edinmiştir.
Bayraktar'ın liderliği ve projeleri, uluslararası alanda da yakından takip edilmektedir. Özellikle Bayraktar TB2 SİHA'nın farklı çatışma bölgelerindeki etkin kullanımı, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki gücünü göstermiştir. Selçuk Bayraktar, bu başarılarıyla sadece bir mühendis olarak değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknoloji ve savunma alanındaki yükselişinin sembolü olarak anılmaktadır. Onun hikayesi, azim, vizyon ve milli teknolojiye olan inancın somut bir örneğidir.
