Batman'ın Kurucu Dinamiği Olarak Raman Kimliği

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin yakın tarihindeki en çarpıcı sosyolojik dönüşümlerden biri, hiç şüphesiz Dicle havzasındaki pastoral yaşamdan modern endüstriyel kentleşmeye geçiş sürecidir. Bu sürecin merkezinde ise sadece demografik bir yoğunluk olarak değil, aynı zamanda jeolojik bir kader birliği ve politik bir laboratuvar olarak "Raman Aşireti" yer almaktadır. Raman aşireti üzerine yapılan bu kapsamlı araştırma, aşiretin isminin kökenindeki felsefi derinlikten, yaşadıkları coğrafyanın petrol zengini jeolojik yapısına; tek partili dönemdeki devlet-aşiret ilişkilerinden, günümüzdeki çok katmanlı siyasi tercihlerin yarattığı modern kimlik bunalımlarına kadar uzanan geniş bir süreci ele almaktadır.

Şansi'den Üniversite Adayı Gençlere Moral Desteği
Şansi'den Üniversite Adayı Gençlere Moral Desteği
İçeriği Görüntüle

Raman: Petrolün, Tarihin ve Zirvenin Bekçileri

Güneydoğu Anadolu’nun kalbinde, Dicle Nehri’nin bereketli sularının hemen yukarısında sarp bir dağ silsilesi yükselir. Bu dağ, sadece coğrafi bir yükselti değil, Türkiye’nin sanayi tarihini değiştiren "kara altının" fışkırdığı yerdir. İşte o dağın efendileri, o coğrafyanın kadim sakinleri Raman Aşireti, isimlerini bu dağdan almış, kaderlerini bu toprakların altındaki ve üstündeki hazinelerle birleştirmiş köklü bir topluluktur.

Raman Aşireti

"Raman" İsminin Etimolojisi ve Kültürel Felsefesi

Bir topluluğun kendini tanımlama biçimi, o topluluğun kolektif bilinçaltına dair en önemli ipuçlarını barındırır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki aşiret isimlendirmeleri genellikle kurucu atanın ismine (patronimik), coğrafi bir özelliğe veya savaşçı bir niteliğe ("Cesurlar", "Şahinler" vb.) dayanır. Ancak "Raman" ismi, bu geleneksel isimlendirme taksonomisinin dışında kalarak, son derece entelektüel ve soyut bir kavram alanına işaret etmektedir.

Aşiretin adının, bugün Batman sınırlarında kalan Raman Dağı bölgesinden geldiği kabul edilse de bazı tarihçiler farklı görüşler ileri sürmüştür.

Ünlü tarihçi Muhammed Emin Zeki Beg, Raman Aşireti’ni “Ramani” olarak adlandırır ve bu grubun İsmaili, Karzuvi, Mesudi ve Şakani aşiretleriyle birlikte Şivankara/Şebankare konfederasyonuna mensup olduğunu belirtir. Bu görüşe göre Ramani kolu, köken olarak Sasani hükümdarı Erdeşir’e kadar uzanmaktadır.

El-Mukaddesi de Ramanları Fars kökenli aşiretler arasında gösterir. Farsname’de yer alan bilgilerde Ramani kolundan çıkan isimlerin Fars bölgesinde komutanlık, valilik gibi üst düzey görevler yaptığı anlatılır.

Raman Bölgesi ve Coğrafyası: Stratejik Bir Kale

Raman bölgesi, bugünkü Batman il sınırları içerisinde, merkezin güneyinde yer alır ve Hasankeyf ile Beşiri ilçelerine doğru uzanan geniş bir alanı kapsar.

Sınırlar: Kuzeyde Batman Çayı ve Batman şehir merkezi, güneyde tarihi Dicle Nehri ve Hasankeyf, doğuda ise Garzan (Kurtalan) bölgesi ile çevrilidir.

Raman Dağı: Bölgenin omurgasıdır. 1.288 metre yüksekliğindeki bu dağ, aşiretin hem kalesi hem de yaylası olmuştur. Dağın yapısı kalkerli ve engebelidir; mağaralar, derin vadiler ve sarp kayalıklarla doludur. Bu coğrafi yapı, tarih boyunca aşireti dış saldırılara karşı koruyan doğal bir zırh görevi görmüştür.

Bitki Örtüsü: Geçmişte sık meşe ormanlarıyla kaplı olan bu dağlar, zamanla petrol arama faaliyetleri ve yerleşim baskısıyla bozkıra dönüşse de, bahar aylarında hala zengin bir floraya ev sahipliği yapar.

Aşiretin Ana Kolları - Bavıklar

Aşireti oluşturan büyük aileler (bavıklar) şunlardır:

• Mala Kuheylî (Kuhêla)

• Mala Reşşoka

• Mala Alibalo

• Mala Perixana

• Mala Sakakîrî

• Mala Şeheb

• Mala Kejika

• Mala Alireşika


Raman Aşireti Köyleri Kürtçe İsimleri
Gundê Kola
Gundê Diyêr
Barlatê
Baglatê
Kepraf
Cimêline
Hiziwê
Peparê
Geduk
Bazbutê
Deyrê
Çınêran
Zağora
Şikeftan
Meymuniyê
Serê Kane
Kewerza Jêr
Kewerza Jor

Raman Aşi̇reti̇-1

Coğrafyanın Belirleyiciliği: Raman Dağı ve Jeolojik Kader

Raman aşireti, ismini verdiği veya ismini aldığı coğrafyayla, dünyada az görülen bir bütünleşme içindedir. Raman Dağı (Çiyayê Raman), sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda Türkiye'nin kaderini değiştiren jeolojik bir formasyondur. Aşiretin kaderi, bastıkları toprağın altındaki karbonhidrat yataklarıyla mühürlenmiştir.

Raman Coğrafyası ve Yerleşim Dokusu

Raman coğrafyası, sadece dağlık değil, aynı zamanda su kaynaklarıyla sınırlanmış stratejik bir havzadır. Ermeni kaynakları ve modern coğrafi etütlere göre bölge; Batman Çayı, Dicle Nehri ve İluh Deresi'nin sularıyla şekillenmiş, jeomorfolojik olarak su erozyonu ve tortul birikimin iç içe geçtiği bir çöküntü alanıdır.3

Batman Çayı: Aşiretin batı sınırını çizen ve tarımsal sulama imkanı sunan bu nehir, aynı zamanda tarihsel bir sınır hattıdır.

İluh Deresi: Modern Batman şehrinin çekirdeğini oluşturan İluh köyü, bu dere kenarında kurulmuştur. Aşiretin yaylak-kışlak döngüsünde, Raman Dağı'nın yüksek yamaçları ile İluh Deresi'nin suladığı ovalar arasında dikey bir hareketlilik yüzyıllarca sürmüştür.

Raman Aşireti Köyleri ve Yerleşim Düzeni

Raman aşireti, tarihsel olarak dağın eteklerine ve Dicle Vadisi'ne inen yamaçlara yerleşmiştir. Batman'ın il oluşu ve şehirleşme ile birlikte nüfusun büyük kısmı şehir merkezine (özellikle Karşıyaka, Hürriyet, Petrolkent gibi mahallelere) göç etmiş olsa da, kök köyleri hala varlığını sürdürmektedir.

Öne çıkan tarihi Raman yerleşimleri şunlardır:

  • Yakıtlı (Zêwê): Aşiretin en bilinen ve tarihi merkezlerinden biridir. Raman Dağı'nın eteklerinde yer alır.
  • Oymataş (Bêdiya): Batman merkeze yakınlığı ve tarihi mağaralarıyla bilinir. Son dönemde "Batman'ın balkonu" olarak anılan stratejik bir köydür.
  • Demirbilek (Meymûniyê): Aşiretin önemli kollarının bulunduğu, tarım ve hayvancılığın yapıldığı kadim bir köydür.
  • Yaylıca (Dirbêsa): Yine aşiretin yoğun olduğu, geleneksel yapısını koruyan köylerdendir.
  • Diktepe (Xincika): Batman-Diyarbakır yolu üzerinde stratejik bir noktadadır.
  • Yolağzı (Dawudiye) ve Yeniköy (Sêgirka): Aşiret mensuplarının yaşadığı diğer önemli noktalardır.

Bu köyler, petrol kuyularının ("at kafaları"nın) gölgesinde yaşamlarını sürdürürler. Dünyada petrol kuyusu ile köy evinin bahçesinin iç içe olduğu nadir yerlerdendir.

Raman Aşireti Tarihi, Coğrafyası Ve Önemli Şahsiyetler 33

Geçmişten Günümüze Tarihsel Süreç ve Çarpıcı Olaylar

Raman aşiretinin tarihi, bölgenin fırtınalı geçmişiyle paralel ilerlemiştir.

Osmanlı Dönemi ve Göçebelikten Yerleşikliğe

Aşiret, 19. yüzyıl kayıtlarında bölgede yarı göçebe ve yerleşik düzen arasında yaşayan, hayvancılıkla uğraşan güçlü bir yapı olarak geçer. Osmanlı'nın son dönemlerinde Hamidiye Alayları süreçlerinde ve bölgedeki otorite boşluklarında kendi bölgelerini koruma refleksleri gelişmiştir. Ezidi kökenli olduklarına dair tarihi spekülasyonlar olsa da, aşiret uzun yüzyıllardır Sünni İslam inancına mensuptur ve bölgedeki medreselerle (özellikle Zeve/Yakıtlı'daki alimlerle) güçlü bağları vardır.

Rus İşgali ve Direniş

Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordularının Bitlis ve Muş hattına kadar inmesiyle bölge kaosa sürüklenmiştir. Raman aşireti mensuplarının, milis kuvvetleri olarak bölge savunmasında ve Rus ilerleyişinin durdurulmasında rol oynadığı, yerel tarih anlatılarında sıkça geçer.

Osmanlı Arşivlerinde Raman Aşireti İle İlgili Resmi Belgeler

Talori kazasındaki fedailer için Midyat'tan zehair ve barutun kervanlarla sevk edildiği, fedailerin bir kısmının Midyat'a geçmek üzere Raman Aşireti Reisi Mehmed'den yardım aldıkları ve bunların derdest olunarak mahkemeye teslim edildiği. (Bitlis) R-08-01-1320

Midyat'tan Talori'ye zahire gönderilmekte olduğu ve Keli Hürmüz'ün barut göndermekte olduğu Raman Aşireti Reisi Mehmed Hacı Abdullah ile aralarında muharebe çıktığı haber verildiğinden gerekli tahkikatın yapılması. (Diyarbekir) R-20-01-1320

Raman Aşireti Reisi Mehmed'in zorunlu teslim olmasıyla Mardin'e gönderildiği. (Bitlis) R-26-01-1320

Gıyaben cinayetle mahkum olup fesad hareketleri artan Raman Aşireti Reisi Mehmed'in derdesti için Diyarbekir Vilayeti'yle haberleşilerek tedbirler alındığı ve mecburiyetten teslim olan aşiret reisinin Mardin'e gönderildiği. H-24-01-1322

Haksız olarak haps edildiğinden bahisle adalet talebinde bulunan Raman Aşireti Reisi Mehmed'in şikayetinin tahkiki. H-22-02-1322

Beşiri kazası'na tabi Raman Aşireti eşrafından Abdullah nam şahsın iftiralar yüzünden haksız yere Diyarbekir Hapishanesi'nde iki yıldan beri tutuklu bulunduğu. H-19-07-1337

Asker-i Şahane'ye hücumla vukuata sebep olan Alikan Aşireti Reisi Osman'ın oğlu Hasan'ın diğer zanlı ile masum gösterilmeye çalışılan Rıdvan Müdürü Hacı Abdullah'ın derdest ve irsali hususunda Diyarbekir Vilayeti'nce gerekenin yapılması talebinde bulunulduğu. H-14-10-1317

Diyarbekir'ın acil ihtiyaçları olan nahiye teşkilatının tamamlanması, mektebler açılması, memur tayini, aşiretler arasında sulhun temini ve telgraf hattının temdidi hususları için tahsisat temini mümkün olmadığından iane toplanması. H-3 -03-1320

Beşiri kazasının Alikan ve Maladiyo aşiretleriyle Garzan ve Midyat'a tabi Raman aşiretleri reislerinin biraraya getirtilerek barıştırıldıkları, kanunsuz işlere başvurmayacaklarına dair kendilerinden senet alındığı ve gasb edilen malların bir kısmının sahiplerine iade edildiği. H-10-03-1321

Diyarbekir'da yakalanan kaçak barut ve mütecasirlerinin mahkemeye sevkedildiği, kaçakçılığın engellenmesi için Diyarbekir'daki ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacı olan barutun Trabzon Barut Bey'iyye Memurluğu'ndan alınarak furuht edilmesi. H-10-01-1322

Raman ve Aligan aşiretlerinin bulundukları köylerin Beşiri kazasına ve Reşgonan aşiretinin bulunduğu kuranın Garzan kazasına ilhakı. (Harbiye, Maliye, Defter-i Hakani, Dahiliye) H-03-12-1326

Raman ve Hazini Aşiretleri ağalarının tertibledikleri hücumların, Beşiri Kazası'nın asayişini bozmaya başladığı ve adliyenin de vazifesini yapamadığına dair Diyarbekir Vilayeti'ne çekilen telgraf. H-17-11-1332

Raman ve Hızbini Aşiretleri ağalarından fesad tertib edenlerin bir daha baş gösteremeyecek şekilde kahr u tedmirleri tedbirine tevessül edildiği ve takibatın devam etdiği. H-18-11-1332

Cebel-i Düruz rüesası ve meşayihinden bazılarının nişanla taltifi H-22-12-1335

Abdülmesih Efendi'nin de içinde bulunduğu kafilenin Musul'a sevki esnasında Raman aşiretleri tarafından cümlesinin itlaf edildiği. (Diyarbekir) R-23-11-1334

Garzan'da Cemil Çeto namındaki şakinin, Beşiri'deki Raman ve diğer aşiretlerle birleşerek, bazı aşiretlere tecavüz için çadır kaldırdığından bahisle meselenin sulh içerisinde halledilmesi ve şakinin kaldırılıp bir daha dönmesine meydan verilmemesine dair Kalem-i Mahsus'tan Bitlis ve Diyarbekir vilayetine çekilen telgraf.

Şeyh Said Kıyamı Dönemi: Destek Ve Baskı

Şeyh Said Kıyamı sonrası Ramanlılar büyük baskılara maruz kalmış, birçok aile Suriye’ye geçerek burada Hoybun hareketine destek vermiştir.

Cumhuriyet döneminde ise bir kısmı devletle iyi ilişkiler kurmuş, aşiret bölgedeki siyasal ve toplumsal hayatta etkisini sürdürmüştür.

Cumhuriyet ve "Kara Altın"ın Keşfi (Kırılma Noktası)

Raman aşiretinin kaderini değiştiren olay, 1940'ların sonudur. Türkiye'de petrol aramaları yapılırken, Raman Dağı'nda (Raman-8 kuyusu) 1948 yılında ticari anlamda ilk petrol bulunur.

  • Toprak Kaybı ve İstihdam: Petrolün bulunmasıyla aşiretin arazilerinin büyük kısmı TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) tarafından kamulaştırma sahasına girmiştir. Bu durum başta gerginlik yaratsa da, zamanla aşiret mensuplarının devlet kurumlarında ve petrol sahalarında işçi/memur olarak istihdam edilmesini sağlamıştır.
  • Batman'ın Doğuşu: Raman dağındaki petrol, İluh köyünün Batman şehrine dönüşmesini sağlamış, aşiret de bu yeni kurulan modern şehrin kurucu unsurlarından biri haline gelmiştir.

1930'ların Güvenlikçi Politikaları ve Bölgesel Etki

Her ne kadar Raman bölgesi (Garzan/Batman), 1937-38 Dersim Olayları'nın doğrudan merkez üssü olmasa da, o dönemin siyasi atmosferi ve askeri harekat mantığı tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu etkisi altına almıştır. Tarihsel kaynaklar, 1938 yılındaki askeri harekatların sadece Tunceli (Dersim) ile sınırlı kalmadığını, bölgedeki aşiretlerin genel bir silahsızlandırma ve "medenileştirme" operasyonuna tabi tutulduğunu göstermektedir.

13 Eylül 1938 gibi spesifik tarihlerde yoğunlaşan bu operasyonlar sırasında, basının (örneğin Köroğlu gazetesi) sansürlendiği, zehirli gaz kullanımı gibi iddiaların haberleştirilmesinin yasaklandığı ve harekat lehine yayın yapmanın teşvik edildiği bir propaganda dönemi yaşanmıştır.Raman aşireti de bu "olağanüstü hal" rejiminin gölgesinde, 1948 yılına kadar süren kırsal direniş veya kaçak yaşam dinamiklerinin bir parçası olmuştur. "Direniş amacıyla kırsal alanda kalanların direnişi 1948'e kadar sürmüştür" tespiti, bölgedeki devlet otoritesinin tam anlamıyla tesisinin II. Dünya Savaşı sonrasına, yani çok partili hayata geçiş ve petrolün endüstriyel üretimine başlanması dönemine denk geldiğini göstermektedir.

Petrol Çağı ve Mülkiyet Çatışmaları: TPAO ile Hukuki Savaşlar

1940'larda Raman-8 kuyusunda petrolün bulunması, aşiret için bir dönüm noktası olmuştur. Bu keşif, aşireti feodal bir yapıdan, devlet kapitalizminin (TPAO) doğrudan muhatabı olan bir mülk sahibi sınıfına ve aynı zamanda sanayi işçisine dönüştürmüştür. Ancak bu dönüşüm sancısız olmamıştır.

Kamulaştırma ve "Acele El Koyma" Gerçeği

Raman Dağı'nın altındaki servet devlete (TPAO), üstündeki tapu ise aşiret mensuplarına aittir. Bu ikilik, on yıllardır süren hukuki bir savaşın zeminini oluşturmuştur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) kararları incelendiğinde, TPAO'nun petrol sahaları için sıklıkla "kamulaştırma" yoluna gittiği görülmektedir.

Özellikle Batman ve Diyarbakır il sınırları içindeki AR/TPO/K/M46-a1, a2 pafta numaralı ruhsat sahalarında açılan kuyular (örneğin Kayıköy-1 kuyusu), mülkiyet çatışmasının somut örnekleridir. Süreç genellikle şu şekilde işlemektedir:

1. Pazarlık: TPAO, lokasyon sahası ve yolu için arazi sahipleriyle (Ramanlılar) görüşür.

2. Anlaşmazlık: Arazi malikleri, devletin önerdiği rakamın üzerinde, "rayiç haddin üzerinde" bir bedel talep ederler.

3. Yargı Müdahalesi: Anlaşma sağlanamayınca TPAO, Batman Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne başvurarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca "acele el koyma" kararı aldırır.

Bu döngü, aşiretin toprakla olan bağını zayıflatırken, elde edilen istimlak bedelleri aşiret sermayesinin Batman şehir merkezindeki gayrimenkul ve ticari yatırımlara kaymasına neden olmuştur. Yani petrol, aşireti dağdan indirip şehre yerleştiren ekonomik motor olmuştur.

Modern Siyaset Arenasında Raman Aşireti: Bölünme ve Çeşitlilik

21.yüzyılda Raman aşireti, artık tek bir liderin (Ağa) emriyle blok oy kullanan monolitik bir yapı değildir. Türkiye siyasetindeki polarizasyon, aşiret içinde de derin bir yarılmaya neden olmuş, aşiret mensupları Kürtlerin sol seküler kanadı (HDP/DEM Parti) ile İslami-muhafazakar kanadı (HÜDA PAR/AK Parti) arasında dağılmıştır.

Raman Aşireti Tarihi, Coğrafyası Ve Önemli Şahsiyetler 7

HÜDA PAR ve "Serkan Ramanlı" Fenomeni

Aşiretin siyasi gücü, Türkiye siyasetinde son yıllarda yükselişe geçen HÜDA PAR (Hür Dava Partisi) ile temsil edilmektedir. Bu temsilin en güçlü figürü, aşiretin ismini soyadı olarak taşıyan ve HÜDA PAR'ın parti sözcülüğünü yapan Serkan Ramanlı'dır.

2023 Genel Seçimleri: Serkan Ramanlı, AK Parti listelerinden Batman milletvekili adayı gösterilmiş ve seçilmiştir. Seçim sonrası sosyal medyada ve bazı çevrelerde, itirazlar sonucu vekilliğin Yeşil Sol Parti (YSP) adayına geçtiği iddiaları ortaya atılmışsa da, bu iddialar asılsız çıkmış ve Ramanlı 1089 oy farkla vekilliği kazanmıştır.

2024 Yerel Seçimleri ve Kişisel Oy Gücü: Serkan Ramanlı, 2024'te HÜDA PAR'ın Batman Belediye Başkan adayı olarak yarışmıştır. Bu seçim sonuçları, Serkan Ramanlı etkisini net bir şekilde ortaya koymuş HÜDA PAR Ak Parti’yi geçerek 2. Parti konumuna yükselmiştir.

DEM Parti (Gülüstan Sönük): %64.52 (122.143 Oy)

HÜDA PAR (Serkan Ramanlı): %15.68 (29.698 Oy)

AK Parti (Adil Sebati Ceylan): %12.42 (23.511 Oy)

Serkan Ramanlı, iktidar partisi AK Parti'nin adayını geride bırakarak ikinci olmuştur. Batman gibi HDP oylarının yüksek olduğu bir ilde, HÜDA PAR'ın %15 bandına çıkması ve AK Parti'yi geçmesi, Serkan Ramanlı'nın "şahsi" ve "aşiretsel" oy potansiyelinin, partilerin kurumsal kimliklerinin ötesine geçebildiğini göstermektedir. Bu durum, Raman aşiretinin muhafazakar kanadının, AK Parti yerine kendi içlerinden çıkan bir figüre yöneldiğini kanıtlamaktadır.

Sosyal Yapı ve "Aşiret Büyükleri" Kurumu

Modernleşme ve kentleşmeye rağmen, "Raman Aşireti Büyükleri" kavramı tamamen yok olmamış, ancak fonksiyon değiştirmiştir. Eskiden silahlı güç ve toprak ağalığı üzerinden tanımlanan bu liderlik, günümüzde "siyasi pazarlık" ve "sosyal arabuluculuk" üzerinden yürümektedir. Ancak bu otorite mutlak değildir; Serkan Ramanlı örneğinde görüldüğü gibi, farklı siyasi angajmanlar geliştiren aşiret mensupları da kendi etki alanlarını yaratabilmektedir. Dolayısıyla aşiret, "tek bir büyüğe" itaat eden dikey hiyerarşiden, farklı siyasi partilerde temsilcileri olan yatay bir ağ yapısına evrilmiştir.

Aşiret Büyükleri ve Öne Çıkan İsimler

Aşiret, geleneksel "ağa" yapısından modern siyasi temsilcilere evrilen bir liderlik profili çizmiştir.

Eminê Perixanê: Aşiretin en etkili liderlerinden biri; Hoybun Cemiyeti'nde yer almış, Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslara karşı savaşmış, İngiliz keşif uçağını düşürmesiyle tanınır

Emin Özdemir: Raman aşiretinin yakın tarihteki en sembol ismidir. Uzun yıllar Batman siyasetinde, ziraat odalarında ve yerel yönetimlerde söz sahibi olmuş, barış elçisi (kan davalarını çözen kanaat önderi) rolüyle tanınmıştır. Vefatı tüm bölgede büyük yankı uyandırmıştır.

Mustafa Ramanlı: Geçmiş dönemlerde Batman Belediye Başkanlığı yapmış, aşiretin modern yüzünü temsil eden, halkla ilişkileri güçlü bir figürdü. Batman'ın şehirleşme sürecinde imzası olan isimlerdendir.

Faris Özdemir: 20. ve 21. Dönem Batman Milletvekilliği yapmıştır. Ankara bürokrasisinde uzun süre etkisini göstermiştir.

Serkan Ramanlı: Son dönemde Hüda Par Batman Milletvekili Serkan Ramanlı aşiret üzerinde etkisini net bir şekilde hissettirmektedir.

Ramanlıların Karakteristik Özellikleri

Bölge halkı arasında Ramanlılar şu özellikleriyle bilinir:

  • Diplomasi Yeteneği: Sert güç kullanmaktan ziyade, siyaset ve bürokrasi yoluyla sorunları çözme eğilimindedirler.
  • Misafirperverlik: Raman dağındaki yayla kültüründen gelen cömertlikleri meşhurdur.
  • Bağlılık: Aşiret içi dayanışma, özellikle düğün ve taziyelerde çok güçlüdür. Binlerce kişinin katıldığı taziye yemekleri meşhurdur.

Petrolün Gölgesindeki Çınar

Raman Aşireti, bugün sadece bir "akraba topluluğu" değil, Batman'ın sosyolojik hafızasıdır. Koyunlarını otlattıkları meralardan petrol fışkıran, at bindikleri patikalardan şimdi asfalt yollar geçen bu topluluk; geleneksel Kürt aşiret yapısı ile modern şehir hayatı arasındaki geçişin en çarpıcı örneğini sergilemektedir. İsimleri, Türkiye'nin enerji haritasına "Raman Petrol Sahası" olarak kazınmış, tarihe ise bölgenin sarsılmaz yerlileri olarak not düşülmüştür.

Kaynak: ŞEVKİ ASLAN