Batman'da koyun
besiciliği yapan Abdülhakim Ekinci (63), baba mesleği olan besiciliği ve peynir
üretimini ailesiyle beraber türlü zahmet ve sıkıntılarla devam ettirdiklerini
söyledi.
Nisan ayıyla beraber
başlayan taze peynir üretiminin yaklaşık 2-3 ay sürdüğünü ifade eden Ekinci,
sade koyun sütünden yaptıkları peynirleri esnafa toptan, vatandaşlara ise
perakende satarak geçimlerini sağladıklarını belirti.
Besicilerin ve peynir üreticilerinin yaşadığı en büyük sıkıntının hayvanlarını otlatacak mera alanları bulamamak olduğunu söyleyen Ekinci, yetkililere besiciler için mera alanları tahsis etmesi talebinde bulundu.
Mera talebinin
sağlanması durumunda hayvan sayısının artacağını ve bununla beraber hem üretime
katkı sunacağını hem memlekete faydası olacağını belirtti.
"Peynir yaparak geçimimizi
sağlıyoruz"
Bahar aylarının gelmesiyle taze peynir üretimine başladıklarını aktaran besici Abdülhakim Ekinci, "İşimiz hayvancılıktır. Yılın 12 ayı bu işi yapıyoruz. Bahar mevsimi geldiği zaman koyunların süt verme zamanı başlıyor. Sağdığımız sütü peynir yapmak için önce tulumlara, süzdükten sonra leğenlere boşaltıyor, ardından peynir mayası ekledikten sonra peynir olmasını bekliyoruz. Buraya gelen esnaf peynirleri hem kendilerine almak hem de satmak için alıyorlar. Ailece bütün işimiz budur ve bu şekilde geçimimizi sağlıyoruz. Babam da bu işi yapıyordu ve 63 yaşındayım, ben de bu işe devam ediyorum ama çocuklarımın bu işe devam edip etmeyeceği onlara kalmış." dedi.
"Devlet besicilere mera alanları açarsa
hem hayvancılık hem de peynir üretimi artar"
Ömrü boyunca hayvan
besiciliğiyle beraber peynir yaptıklarını söyleyen Ekinci, yaşadıkları en büyük
sorunun hayvanlarını otlatacak mera alanlarının olmayışı olduğunu vurguladı.
Ekinci, "Koyun sütü çok yağlı olduğu için sütü de peyniri de lezzetli ve güzedir. Tabi bakımı da çok zahmetlidir. Eskiden hayvancılık yapmak daha güzeldi. Hayvanlarımız çok olduğu için yaylalara gidiyorduk. Bitlis, Hakkâri, Van ve civar bölgelere gidiyorduk. O zaman her birinin bin tane koyunu vardı ve o zamanın da bereketi çoktu. Şimdi ise hem bizde hem Türkiye genelinde hayvan sayısı çok az. Bunun en büyük nedeni ise hayvanlarımızı otlatacağımız meraların olmamasındandır. Devlet besicilere mera alanları açarsa hayvan sayısı çoğalır ve bundan hem besici hem halk hem de diğer ülkelere ihraç ederek devlet de fayda görecektir." şeklinde konuştu.
"Nisan ayıyla beraber taze peynir yapımı
başlıyor"
Kendini bildi bileli
hayvan besleyip peynir yaptığını belirten Hamide Ekinci ise peynir yapımı ile
ilgili şunları söyledi:
"Beslediğim koyunları sağdıktan sonra o sütleriyle peynir yapıyorum. Bu şekilde bütün çocuklarıma da bakıp büyüttüm. İneklerimiz yok, sadece koyun peyniri yapıyoruz. Nisan ayına girdik mi peynir yapma zamanı başlıyor ve 3-4 ay böyle sürüyor. Koyunlardan sağdığım sütü süzdükten sonra evde mayalıyor ve iyicene karıştırdıktan sonra iki saat bekletiyorum iki saat sonra peynirim hazır oluyor. Ardından suyunu da aldıktan sonra temiz torbalara koyup ardından kalıp kalıp kovalara koyuyorum. Bir gün sonra sabah erken saatlerde buraya gelen müşterilerimize satıyorum."
"Taze peynir hemen yenmez"
Taze peynir alan
müşterilerinin çoğu kışın yemek için aldıklarını ifade den Ekinci, "Taze
peynir hemen yenmez. Yenilirse hastalık olur. Taze peynir tuzlandıktan sonra
biraz sertleşir ve en az 10-20 gün soğuk hava deposunda ya da dondurucuda
bekletilmesi lazım. Yeni peynir bu süreçten sonra yenme kıvamına geliyor. Kimi
müşterilerimiz ise aldığı taze peyniri kış aylarında tüketmek için soğuk hava
depolarına bırakıyorlar. Masraflarımıza göre peynir fiyatı uyguna gidiyor.
Çünkü saman ve yem fiyatları çok yükseldi. Bundan dolayı masraflarımızı bile
zor çıkarıyoruz. Geçen sene taze peynirin kilosunu 100 lira civarında verirken
bu sene 150 lira civarında fiyat veriyorlar." ifadelerini kullandı.