Necip Hablemitoğlu, akademisyen, yazar ve Atatürkçü düşünceye bağlı bir aydın olarak tanınan önemli bir isimdir. 28 Kasım 1954 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Eğitim hayatına Ankara’da başlayan Hablemitoğlu, lise öğreniminin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girmiş ve buradan mezun olmuştur. Akademik kariyerine aynı üniversitede devam eden Hablemitoğlu, kamu yönetimi ve siyaset bilimi alanlarında uzmanlaşmıştır.
Üniversite yıllarından itibaren ulusal bağımsızlık, laiklik ve Atatürk ilke ve devrimleri üzerine yoğunlaşmış, bu konuları hem akademik hem de toplumsal düzlemde savunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine duyduğu bağlılık, onu özellikle Atatürkçü düşünce sistemini tehdit eden yapıların karşısında konumlandırmıştır.
Necip Hablemitoğlu, akademik hayatı boyunca çeşitli araştırmalar yapmış, özellikle Türk tarihi, istihbarat, azınlık politikaları ve yabancı vakıfların Türkiye üzerindeki etkileri gibi konular üzerine çalışmıştır. Bu çalışmalar, onun sadece bir akademisyen değil, aynı zamanda ulusal güvenlik konularında da etkili bir düşünce insanı olmasını sağlamıştır.
En bilinen eserlerinden biri “Köstebek” adlı kitaptır. Bu kitapta, Türkiye’deki bazı yabancı istihbarat örgütlerinin ve dış kaynaklı yapıların devlet kurumlarına nasıl sızdığını iddia etmiş; özellikle Fethullahçı yapılanmanın devlet içinde güç kazanma sürecine dikkat çekmiştir. Hablemitoğlu, bu dönemde Türkiye’de henüz FETÖ olarak anılmayan bu yapının gelecekte ciddi bir tehdit oluşturabileceğini açıkça dile getiren az sayıdaki aydınlardan biri olmuştur.
Ayrıca “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” adlı kitabında, bazı Alman vakıflarının Türkiye’deki çevre hareketlerini kullanarak ülkenin iç işlerine müdahale etmeye çalıştığını öne sürmüştür. Bu kitap, özellikle 1990’lı yıllarda Bergama köylülerinin siyanürle altın çıkarılmasına karşı yürüttüğü çevre eylemlerinin arkasında dış bağlantılar bulunduğu iddialarıyla geniş yankı uyandırmıştır.
Necip Hablemitoğlu’nun çalışmaları ve açıklamaları, zamanla bazı çevreleri rahatsız etmiştir. 2002 yılının sonlarına doğru, “Köstebek” adlı kitabını yayımlamaya hazırlandığı dönemde tehditler aldığı da iddia edilmiştir. 18 Aralık 2002 gecesi, Ankara’daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu suikast, Türkiye kamuoyunda büyük yankı uyandırmış, kimliği uzun yıllar belirlenemeyen failler ve azmettiriciler tartışmalara neden olmuştur.
Cinayetin aydınlatılması yıllarca sürmüştür. 2020’li yıllarda, FETÖ yapılanmasıyla bağlantılı bazı eski istihbarat mensupları ve askerlerin bu suikastla ilişkili olduklarına dair davalar açılmıştır. Soruşturma sürecinde Hablemitoğlu’nun ölümünün, o dönemde Fethullahçı yapılanmayı ve yabancı istihbarat ilişkilerini deşifre etmesiyle doğrudan bağlantılı olabileceği ileri sürülmüştür.
Necip Hablemitoğlu, geride bıraktığı eserlerle Türkiye’nin yakın tarihine ve ulusal güvenlik tartışmalarına önemli katkılar sunmuştur. Bilimsel araştırmaları kadar vatansever duruşu, eleştirel bakış açısı ve Atatürkçü ideallere bağlılığıyla da anılmaktadır.
Evli olan Hablemitoğlu, iki kız çocuğu babasıydı. Eşi Şengül Hablemitoğlu da akademisyen olup, kadın hakları ve psikoloji alanlarında çalışmalar yapmıştır. Necip Hablemitoğlu’nun yaşamı, fikirleri ve ölümü, Türkiye’de aydınların özgür düşünce uğruna verdikleri mücadelenin sembollerinden biri haline gelmiştir.
Özetle, Necip Hablemitoğlu; yalnızca bir akademisyen değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlığı, laikliği ve Atatürkçü kimliğini savunan kararlı bir fikir adamıydı. Yaşamı boyunca doğruları söylemekten çekinmemiş, bu uğurda hayatını kaybetmiş bir Cumhuriyet aydını olarak hafızalarda yer etmiştir.
