Her zaman medyanın bir sihirbaz
olduğunu söylerim. Bugün sosyal medyada şöyle bir videoya rast geldim; bir
futbol sahası… Kalenin doksan diye tabir edilen noktasına bir levha asılmış,
futbolcu frikik çekecek ve adeta nişan alıp topu o levhaya vuracak… Ama
öncesinde şu oluyor; futbolcu ayağını tam topa vuruyormuş gibi yapıyor, yeşil
elbiseli biri çıkıp topu alıp doksana doğru topu dolandırarak koşuyor ve topu o
levhaya vuruyor…
Sonra ikinci görüntü… Bu sefer
görüntüde yeşil elbiseli yok ama diğer enstrümanların tümü var. Futbolcu topa
doğru koşuyor vuruyor gibi yapıyor, top dolanarak gidip o levhaya çarpıyor.
Oysaki öncesinde yeşil elbiseli adam topu götürüp levhaya vurmuştu. Futbolcunun
hiçbir dahli yoktu. Kamera marifetiyle adam görüntüden alınmış
futbolcunun topa vurduğu ve levhaya isabet ettiği izlenimi verilmiş… Sonuçta
bize yanlış bir hal gösterildi. Bize gösterileni doğru sandık.
İşte bugünlerde şu medya
sihirbazlığı Afganistan’da bütün teknikleriyle kendisini gösteriyor. Hangi
basın organına rast gelsek Taliban şöyle, Taliban böyle… Taliban ile ilgili
olduğu söylenen videolar paylaşılıyor, Taliban’ın ne kadar korkunç insanlar
oldukları anlatılmaya çalışılıyor da çalışılıyor...
Çıngıraklı yılanlar! Amerika
yirmi yıldır başkasının memleketi Afganistan’ı işgal etmemiş mi? Binlerce
insanı evinden yurdundan etmedi mi? Kaç kez yanlışlıkla denilerek binlerce
Afganlının başına B-52 bombardıman uçaklarıyla bomba yağdırarak öldürmedi mi?
Onlarca medrese öğrencisinin üzerine “yanlışlıkla” tonlarca bomba atmadı mı?
Sayısız silahlarını masum insanların üzerinde denemedi mi? Küşne yemiş boğa
gibi sürekli etrafa saldırmıyor mu? Sayısız katliamları, işgal tarihi
defterlerine kaydetmediler mi?...
İşleri tersyüz ederek Amerika’nın
kâr defterine yazdığınızın farkında olmadığımızı mı sanıyorsunuz? Amerika’nın
demokrasisini(!) bir gün gündeme getirmediğinizi bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?
Amerika’nın sömürgeciliğini bir gün olsun dile getirdiğinizin gözümüzden kaçtığını
mı sanıyorsunuz? Amerika’nın yakıp-yıktığı, kırıp-döktüğü Afganistan’ı bir gün
gündem etmediğinizi bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?
Yoksa üzerinde “Taliban’a
karşı derken (aslında şeriata yani İslam’a karşı) Amerika’nın yanında yer
alırız” yazılı maskenizi görmediğimizi mi sanıyorsunuz? Sömürgecilerin sütünü
emdiğinizi, davullarını çaldığınızı bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? İslam’a
düşman olduğunuzu bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? Saksafon hastası olduğunuzu
bilmediğimizi mi sanıyordunuz?
Yanlışı doğru, doğruyu yanlış
gösterme gibi gizli bir vazifenizin ve rolünüzün olduğunu bilmediğimizi mi
düşünüyorsunuz?
Bu son tavrınızla Amerika’dan
yana safınızı belirlediğinizin, mazlumlara karşı bir duruş sergilediğinizin
farkında olmadığımızı mı sanıyorsunuz? Gerçi Amerika’nın eski Başkanı Bush; “Ya
bizdensiniz ya da onlardan” dediği gün safınızı belirlediğinizi biliyorduk ama
bu kadar vicdandan yoksun olduğunuzu bilmiyorduk.
Bu çıngıraklı yılanların bir gün
Amerika’daki elektrikli sandalyelerdeki idamları, beyinlerine tesir etsin diye
başlarını ıslattıklarını ve sömürgecilerin daha nice katliamlarını gündeme
getirdiklerini gördünüz mü? Guantanamo’daki vahşeti gündeme getirdiklerini
gördünüz mü?
Sizde vicdan namına bir şey
olsaydı, “Süper Gücün” işgaline karşı yalın ayaklıların, terliklilerin zaferine
şapka çıkarırdınız. Gönlünüzdeki aşkın yalın ayaklılara karşı yenilgisini,
kabullenemediğinizi de biliyoruz. Normaldir…
Amerika ile beraber
zedelenen itibarınız için üzüldüğünüzü de biliyoruz. Bu da normaldir…
Yoksa hâlâ olagelenleri bir
Hollywood filminin bir parçası olarak mı görüyorsunuz? Şu anda gerçek bir film
izliyorsunuz…
Eğer medyaya inanırsanız,
masumları suçlu, suçluları masum olarak görmeye başlarsınız, diyen Malcom X ne
kadar da güzel söylemiş.
Şunu da söylemek gerekir ki,
medya sihirbazlığı eskisi gibi para etmiyor. Yavaş yavaş kaybolan meslekler
arasında yerini alıyor. Bunu da bildiğimizi de sizin bilmenizi istiyoruz.