İran ile Amerika arasında “mahkum takası” konusunda anlaşmaya
varıldığı konusu iki tarafın doğrulamasıyla teyit edildi.
Buna göre İran’ın elindeki “çifte vatandaş” olan 5 kişi
Amerika’ya teslim edilecek, Amerika da elinde tuttuğu 4 İranlıyı serbest
bırakacak. Bunun yanı sıra Amerika’nın isteği üzerine Güney Kore’nin el koyduğu
İran’a ait 6 milyar dolar da sahibine iade edilecek.
Bazıları tüm düşmanca politikalarına rağmen Amerika’nın
böyle bir anlaşmaya razı olmasını anlayamadı; ama işin aslı son 10 yıl
içerisinde bu türden 3 takas daha gerçekleşmiş.
İran tarafı elinde bazı Avrupa ülkeleri hesabına casusluk
yapan çok sayıda kişi olduğunu söyleyerek yeni takaslar için zemin oluşturmaya
başladı bile.
Yani önümüzdeki süreçte bu şekilde takas haberleri ile
karşılaşabiliriz.
“Soğuk savaş dönemi biteli çok oldu” diye düşünebilirsiniz;
ama son birkaç yıldır hem sıcak hem de soğuk savaşın yaşandığı “ikisi bir
arada” tarzı ilginç durumların olduğunu inkar edemezsiniz.
İnfazlar, adam kaçırmalar, teknoloji hırsızlıkları olayları
ile yüz yüze kaldığımız gibi Ukrayna’daki gibi düşük yoğunluklu da olsa “mini
bir dünya savaşı”nı canlı yayın izliyoruz.
Ukrayna üzerinden ABD ve Avrupa, Rusya’ya karşı büyük bir
savaş yürütürken, İran, Rusya’ya askeri destek vermektedir.
İşgalci Siyonist rejimin güvenliğini her şeyden daha fazla
önemsediğini söyleyen Amerika, nükleerde ilerlemeye devam eden İran’ı bir
tehdit olarak görmekte ve “5. Kol faaliyetleri” ile yönetimin devrilmesine
çalışmaktadır.
İçeriden casuslar devşirmekte, ülkeyi daha önce terk etmiş
İranlılara sabotaj ve casusluk eğitimi verip geri göndermekte, toplumsal
olayları tetikleyip kaos oluşturmaktadır.
Bu arada ele geçirilenlerin faaliyetleri ve bağlantıları
deşifre edilince Amerika kaygılanmakta ve masada elinde bir şeyler bulunsun
diye İran için önemli bilim adamı ve tüccarları “yaptırımları deldi”
gerekçesiyle alıkoymaktadır.
Takas için pazarlıklar bazen çok uzun sürmektedir.
Bu son takas için 3-4 yıldır görüşmelerin yapıldığı iddia
ediliyor.
Tabii pazarlıkların “tam olarak” neleri kapsadığı konusunda
iki tarafın haricindekiler kesin bir bilgiye sahip değildir.
Tarihe “İrangate skandalı” olarak geçen 1986 yılında
pazarlıkların bir kısmı deşifre edilmişti.
Lübnan’da İran’a yakın gruplardan biri Amerika’nın bölgedeki
önemli istihbarat yöneticilerinden William Buckley isimli “CIA istasyon şefi”ni
yakaladığında süreç, İran’a Adnan Kaşıkçı üzerinden silah sağlama, fidye için 5
milyon dolar ödeme noktasına kadar işlemiş, yapılanlar ortaya çıkınca da büyük
gürültü kopmuştu.
CIA başkanı istifa etmiş, Ulusal Güvenlik Danışmanı görevden
alınmış, hatta üst düzey bürokratlar arasında intihar vakaları yaşanmıştı.
O yüzden de mevcut takaslarda gerçekte hangi pazarlıkların
yapıldığı konusunda net bir bilgi yok.
Bu son olaydan yola çıkarak diyebiliriz ki, hem İran hem de
Amerika “istediğini” aldığını düşünüyor.
Hatta Amerika’dan gelen açıklamaya göre “takas kapısının”
açık olduğu ve kullanılabileceğini öğreniyoruz. Nitekim daha önceden
Afganistan’da Taliban’ın elindeki bazı adamlarını kurtarmak için de “esir
takası” gerçekleştirmişti. Amerika, Taliban’ın elindeki askerlerine karşılık
Guantanamo’daki 5 esiri serbest bırakmıştı.
Tam bu esnada aklımıza bir konu takılıyor.
Amerika ile takas gerçekleştirenler acaba yıllardır zulmün
her çeşidiyle karşı karşıya bırakılan Afiyet Sıddıki için de gün gelir somut
adım atar ve onu zalimin elinden kurtarmaya çalışırlar mı?