Kapora Nedir?
Arapça’da arabûn veya urbân şeklinde telaffuz edilen kapora, ön ödeme ve bağlanma parası anlamına gelir. Fıkıhta ise, satım veya icâre akdinde müşterinin, sözleşmeyi tamamlaması halinde toplam fiyattan düşülmesi, feshetmesi durumunda ise akitten dönmenin karşılığında mal sahibinde kalması şartıyla yaptığı ön ödeme olarak tanımlanır.

Hadislerde Kapora Tartışması
Kapora ile ilgili hadisler incelendiğinde, konunun hükmüne dair net bir bilgiye ulaşılamıyor. Zira birbirleriyle çelişen iki hadis bulunmaktadır ve her ikisi de muhaddisler tarafından zayıf kabul edilmektedir.

· Caiz olmadığını belirten hadis: Amr bin Şuayb’ın, babasından ve dedesinden rivayetle; Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) kaporayı nehyetti (Muvattâ, Ahmed, Nesâî, İbnu Mâce).

· Helal olduğunu belirten hadis: Zeyd bin Eslem rivayet etmektedir. Zeyd der ki: “Allah Resulüne urbân satışı sorulduğunda helal olduğuna hükmetti.” (Musannaf, Abdürrezzâk)

İslam Âlimlerinin Görüşleri
İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu kapora parasını caiz görmez. Aralarında Şafii ve Maliki mezhebi ile Abdullah bin Abbas gibi bazı sahabeler, haksız kazanç olacağı gerekçesiyle kaporayla yapılan alışverişi geçersiz sayar. Hanefiler ise alışverişin geçersiz olmadığını ancak para iade edildiğinde meşru kalacağını belirtir.

Başkan Çiftçi'den Esnaf İçin Hızlı Çözüm
Başkan Çiftçi'den Esnaf İçin Hızlı Çözüm
İçeriği Görüntüle

Öte yandan, Hanbeli mezhebi ile Hasan-ı Basri gibi tabiîler, kaporanın caiz olduğu görüşündedir. Zeyd’in hadisi dışında Hanbeliler, Nafi' bin Abdülharis’in, Safvân bin Ümeyye’nin evini hapishane yapmak için kapora ile satın almasını örnek gösterir. Ayrıca Hz. Ömer’in (radiyallahu anh) eve razı olması durumunda kaporanın fiyata dahil edileceğini, razı olmaması durumunda ise paranın ev sahibinde kalacağını belirtmesi de bu görüşü destekler.

Modern Yaklaşım ve Örf
Kaporayla ilgili hadislerin zayıf kabul edilmesi, örf ve akla dayalı değerlendirmelerin daha uygun olabileceğini gösteriyor. Asri âlimlerin büyük çoğunluğu, Hanbeli mezhebinin görüşüne tabi olmanın, yaşanacak mağduriyetlerin önüne geçmek açısından daha doğru olduğunu belirtiyor. Mecmau'l-fıkhi'l-islami’nin 1993’te düzenlediği toplantıda da kapora konusu detaylı şekilde ele alınmış ve uzun müzakereler sonucunda kaporanın caiz olduğu karara bağlanmıştır.

Kaynak: HABER MERKEZİ