"Kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" kararı, savcılık tarafından verilen ve bir suç şüphesiyle başlatılan soruşturmanın, herhangi bir yargılamaya (kovuşturmaya) gerek görülmeden sonlandırıldığını ifade eden bir karardır.
Bu karara halk arasında "takipsizlik kararı" da denir.
Ne Anlama Geliyor?
Bu karar, savcılığın bir suça ilişkin soruşturma yürüttükten sonra, elde edilen delillerin veya durumun, şüpheli hakkında dava açmaya (yani kovuşturma başlatmaya) yeterli olmadığına kanaat getirmesiyle verilir. Bu karar, ilgili kişi hakkında ceza davası açılmayacağı anlamına gelir.
Neden Verilir?
Savcılık, bir soruşturma sonucunda birçok nedenle kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir. En yaygın nedenler şunlardır:
-
Yetersiz Delil: Şüpheli bir eylemin gerçekleştiği yönünde şüpheler olsa da, bu eylemin bir suç olduğunu veya şüphelinin bu suçu işlediğini ispatlamaya yetecek kesin ve somut delil bulunamamasıdır. Bu en sık rastlanan durumdur.
-
Fiilin Suç Oluşturmaması: Gerçekleştiği iddia edilen eylemin, mevcut yasalara göre bir suç tanımına uymamasıdır.
-
Zamanaşımı: Suçun işlendiği tarihten itibaren yasal kovuşturma süresinin dolmasıdır.
-
Cezalandırılmama Halleri: Suçu işlediği iddia edilen kişinin yaş küçüklüğü, akıl hastalığı gibi nedenlerle ceza ehliyetinin bulunmamasıdır.
-
Önödeme veya Uzlaşma: Bazı suçlarda, şüpheli ile şikayetçi arasında önödeme veya uzlaşma sağlanması sonucu soruşturmanın sonlanmasıdır.
Sonuçları Nelerdir?
Takipsizlik kararı verildiğinde, soruşturma aşaması sona erer ve ilgili kişi hakkında bir dava açılmaz. Bu kararın alınmasıyla birlikte, kişi üzerindeki suç şüphesi kalkar ve suçsuzluk karinesi geçerli olur.
Ancak, bu karar kesin değildir. Eğer kararı veren savcının bağlı olduğu üst mahkemeye itiraz edilirse ve itiraz kabul edilirse, soruşturma yeniden başlatılabilir ve dava açılabilir. Bu itiraz hakkı, genellikle şikayetçiye aittir.
Bu karar, "suçlu değildir" anlamına gelmekten ziyade, "eldeki delillerle suçluluğu ispatlanabilecek durumda değildir" anlamına gelir.


