İslam
düşüncesinde farklı yorumlar, Hz. Muhammed'in vefatından sonra ortaya çıkmaya
başlamıştır. Hz. Muhammed hayattayken, Müslümanlar arasında dini konularda
herhangi bir görüş ayrılığı yoktu. Çünkü Hz. Muhammed, Müslümanların inanç ve
ibadet alanıyla ilgili tüm sorunlarına çözüm getirmiş ve onlara örnek bir hayat
yaşamıştı.
İslam Düşüncesindeki Yorum Farklılıklarının Nedenleri
Sahabeler,
Hz. Peygamber döneminde kelam ve diğer alanlardaki soruların çözümlerini bizzat
Hz. Muhammed'den (sav) dinleyerek çözebiliyordu. Fakat O'nun vefatından sonra
ortaya çıkan görüş ayrılıkları birtakım siyasi anlaşmazlıklar ve iç savaşlara
ve nihayetinde farklı ekol ve mezheplerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Hz.
Muhammed'in vefatından sonra, Müslümanlar arasında dini konulardaki görüş
ayrılıkları giderek artmıştır. Bu görüş ayrılıklarının başlıca nedenleri
şunlardır:
Kur'an-ı
Kerim'in ve Hz. Muhammed'in sünnetinin farklı yorumlanması: Müslümanlar, Kur'an-ı
Kerim'in ve Hz. Muhammed'in sünnetinin bazı hükümlerini farklı şekillerde
yorumlamışlardır. Bu durum, farklı dini yorumların ortaya çıkmasına neden
olmuştur.
İslam Düşüncesindeki Yorum Farklılıklar
Siyasi
gelişmeler: İslam'ın yayılmasıyla birlikte, Müslümanlar arasında siyasi güç
mücadelesi başlamıştır. Bu mücadele, farklı dini yorumların ortaya çıkmasına ve
bazı mezheplerin oluşmasına neden olmuştur.
Farklı
kültür ve geleneklerle karşılaşma: İslam, Arap Yarımadası dışındaki farklı
kültür ve geleneklere sahip toplumlara yayılmıştır. Bu durum, Müslümanların
farklı kültür ve geleneklerle karşılaşmasına ve farklı dini yorumların ortaya
çıkmasına neden olmuştur.
İslam
düşüncesinde ortaya çıkan farklı yorumlar, itikadi, siyasi ve fıkhi olmak üzere
üç ana kategoriye ayrılabilir.
İtikadi
yorumlar: Allah'ın varlığı, birliği, sıfatları, kader, ahiret hayatı gibi
konularla ilgili yorumlardır.
Siyasi
yorumlar: İslam'ın siyasi düzeni, halifenin nitelikleri, cihat gibi konularla
ilgili yorumlardır.
Fıkhi
yorumlar: İbadet, muamelat ve ahlâk gibi konulardaki yorumlardır.
İslam
düşüncesinde ortaya çıkan farklı yorumlar, Müslümanlar arasında tartışmalara ve
hatta çatışmalara neden olmuştur. Ancak bu yorumlar, aynı zamanda İslam
düşüncesinin zenginliğini ve çeşitliliğini de yansıtmaktadır.
Her bölgenin
ve coğrafyanın yaşam şartları faklıdır.
Bazı insanlar daha kırsal yerlerde yaşarlar, bazıları ise şehir
merkezinde yaşarlar. Bazılarında ticaret daha ön planda iken bazı coğrafyalarda
ise savaş daha fazla yaşanır. Tüm bunlar ve daha fazlası İslam düşüncesindeki
yorum farklılıklarının sebepleri olarak kabul edilir. 4 büyük mezhep olarak
kabul edilen Hanefi, Şafii, Maliki ve Hambeli mezhepleri, Ehl-i sünnet
Müslümanlar tarafından “Hak mezhepler” olarak kabul edilirler. Ama bu
mezheplerde bazı konularda farklı düşünce sistemlerin geliştiği görülmektedir
ve verilen fetvalar da buna göre değişmektedir. Örneğin; Şafii mezhebine göre
vücudun herhangi bir yerinden kan akması abdesti bozmaz, ama Hanefi mezhebinde
bozar. Hanefi mezhebinde bir erkeğin elinin kadın eline değmesi abdesti bozmaz
ya da tam tersi ama Şafii mezhebinde bozar. İşte bunun İslam düşüncesindeki
yorum farklıkları vardır. Peki, bunların sebepleri nedir?
Şafii
Mezhebinin imamı İmam-ı Şafii kırsal kesime hitap eder. Kırsal kesimde kabul
edilir ki insanın vücudunun kanaması daha rahattır. Tarım veya hayvancılık ile
uğraşan insanların vücutlarının kanaması daha kolaydır ve bazı yerlerde su
bulmak kolay olmadığı için abdest almak da zordur. İmam-ı Şafii, “kan akması
abdesti bozmaz” derken elbette kendi kafasına göre bir yorumda bulunmamıştır.
Peygamber efendimiz (sav) bir yerde elinden kan akarken abdest almamış, İmam-ı
Şafii de bunu ölçü olarak kabul ederek bu hükmü vermiştir. Zira İslam dini
kolaylık dinidir.
İmam-ı
Hanefi ise daha çok şehir kesiminde yaşayanlara göre hüküm vermiş ve kan akması
abdesti bozar şeklinde hüküm vermiştir. Elbette İmam-ı Azam da bunu söylerken
Peygamber’in hayatından bir örnek alarak söylemiştir. Şehirde olan insanın
vücudundan kolay kolay kan akmaz, yani yaptıkları işlere bağlı olarak. Bu
nedenle kanama ihtimali daha düşük olduğundan kan akmasının abdesti bozacağı
hükmü verilmiştir. Ama buna karşın, şehirde insanların birbirlerine değmeleri
daha fazla olabileceği için yine kolaylık olması açısından İmam-ı Hanefi,
kendisine nikâhı düşen iki kişinin vücutlarının birbirine değmesinin abdesti
bozmayacağı hükmü verilmiştir.