Kontrolsüz fiyat artışları maaş zamlarını daha cebe girmeden eritiyor
Maaşlara yapılan zamların, ürün etiketlerindeki artış hızına yetişemediğini vurgulayan vatandaşlar, sıkı ve etkili denetimler olmadan hiçbir artışın kalıcı bir rahatlama sağlamayacağı görüşünde birleşti. Geçim şartlarının ağırlaştığına dikkat çeken yurttaşlar, asgari ücretin en az 30 bin lira seviyesinde olması gerektiğini ifade etti.

“Marketler etiket değiştirme yarışına girdi”
Mazlum Ekinci, yeni asgari ücret henüz belirlenmeden birçok ürüne zam yapıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Marketler şu anda adeta etiket değiştirme yarışına girmiş durumda. Ekonomi düzelmedikçe asgari ücrete ne kadar zam yapılırsa yapılsın boş. Bugün asgari ücret 22 bin lira civarında; 27 bin lira da olsa yeterli olmaz. En az 30 bin lira olmalı ama bununla birlikte ürün fiyatlarındaki artışın da durdurulması şart. Daha zam gelmeden etiketler değişiyor. Bu kabul edilemez.”

“Alım gücü artmadan zammın anlamı kalmıyor”
Ürün zamlarının maaş artışlarını gölgede bıraktığını belirten Necat Kurt, denetim eksikliğine dikkat çekti:
“Asgari ücrete zam yapılıyor ama aynı anda etiketler iki katına çıkıyor. Alım gücü yükselmedikçe bunun hiçbir anlamı yok. Görünüşte denetim var ama fiiliyatta yok. Özellikle büyük marketlerin çok sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekiyor. Bana göre asgari ücret 35 bin liranın altına düşmemeli.”

“Maaşlar eridi, zamlar durdurulamıyor”
Yıl içerisinde birçok ürüne defalarca zam yapıldığını belirten Mehmet Elmas, geçim şartlarının artık dayanılmaz noktaya geldiğini söyledi:
“Asgari ücret 22 bin lira civarında ama ürün fiyatları yüzde yüzün üzerinde arttı. Kirada yaşayan biri bu maaşla nasıl geçinsin? Zamlar kontrolsüz bir şekilde artıyor ve denetleyen yok. Yetkililerden ilk beklentimiz, fiyat artışlarının acilen denetlenmesi ve düşürülmesidir.”

“Maaş elde kalmadan eriyor”
Geçim sıkıntısını somut örneklerle anlatan Hüseyin Alağaç, şu ifadeleri kullandı:
“Ben yalnızım, 17 bin lira maaş alıyorum ama yetmiyor. Maaşı alıyorum, birkaç gün içinde 4 bin lira kalıyor. Ürünler neredeyse her gün zamlanıyor, kimse denetlemiyor. Asgari ücret en az 30–40 bin lira arasında olmalı. Emekli maaşları da 25 bin liranın altına düşmemeli.”

“Zam yapılırken işveren yükü de düşünülmeli”
Asgari ücret artışlarının işveren üzerindeki mali yüküne dikkat çeken Muhyettin Beycan ise çözümün vergilerde olduğunu vurguladı:
“Asgari ücret yaşanabilir seviyeye çıkarılmalı ama bu yapılırken işverenin yükü de göz ardı edilmemeli. Vergiler düşürülürse hem çalışan rahatlar hem işveren ayakta kalır. Asgari ücret artışı, vergi indirimiyle birlikte düşünülmeli.”

“Denetim sistemi var ama yetersiz”
Fiyat artışlarının etkin biçimde denetlenmediğini söyleyen Yusuf Ok, şeffaflık çağrısında bulundu:
“Yıllardır bir denetim sistemi var ama yeterli değil. Asgari ücretin en az yüzde 50 artırılarak 33 bin liraya çıkarılması gerekir. Ancak asıl sorun, denetimlerin yetersizliği ve verilerin net açıklanmaması. Denetim olmazsa fiyatlar sabitlenemez. Bu şekilde kimse geçinemez.”

“Asgari ücret belli olmadan zamlar başladı”
Asgari ücret artışı konuşulurken ürün fiyatlarının çoktan yükseldiğini belirten Bayram Taşan, yetkililere çağrıda bulundu:
“Asgari ücret henüz açıklanmadan etiketler değişmeye başladı. Yüzde 20–30 zam yapılsa bile ürünlere daha fazla zam geliyor. Bu durumda maaş artışının bir anlamı kalmıyor. Kiralar 15 bin liraya dayanmışken, asgari ücret 30 bin liranın altında olmamalı. Denetimler artırılmadan bu sorun çözülmez.”




