İslam ümmeti Gazze sınavını kaybetti, bir yıldır devam eden katliamların durması için mutlak bir adım atamadı. Bunun hesabı çok çetin olacaktır. Gazze’de insanlar diri diri yakılırken, şehirler harabeye çevrilirken, çocuklar açlıktan ölürken bir şey yapılamıyor. Her şey normalleşti, İslam ülkelerinden işgal rejimine karşı tepkiler gelmiyor artık. Dayanılacak gibi değil, görüntüler insanın sabır sınırlarını aşacak derecede. Ya Rabbi! Ne zor bir sınav ne zor bir süreç.

İşgal rejiminin diyalogdan, müzakereden hiçbir şey anlamadığı ortaya çıktı. Buna rağmen İslami direniş hareketlerinden başka işgal rejimine karşı gerçek anlamda mukavemet gösteren hiçbir ülke çıkmadı. Eğer işgal rejiminin karşısında düzenli ordulara sahip ülkeler olsaydı, bugün işgal rejimi katliamlarını bu şekilde yapabilir miydi? Kesinlikle yapamayacaktı.

Eğer Allah’ın yardımı olmasaydı, bir yıldan fazladır bütün teknolojik imkânlara sahip olan ve dünyanın tüm şer devletlerinin desteğini alan bir çeteye karşı direniş göstermeye devam edilebilir miydi? Onlar imanlarıyla, Allah’a olan bağlılıklarıyla direniş meydanlarında cihad ediyorlar. Onlar için şehadet asla bir kayıp değildir, bilakis şehadet onlar için kazançtır. Tarih boyunca İslami mücadelede nice şehitler verilmiştir. Şehitler daima İslami çalışmaların önünü açmış ve zaferi yakınlaştırmıştır. Bugün de Gazze’de verilen on binlerce şehit işgal rejiminin sonunu getirecektir. Bugün çekilen zorluklar ve verilen bedeller, zaferin müjdecisi olacaktır inşallah.

İşgalciler zulüm ve katliamlarında haddi aştı. Biliyoruz, Rabbimiz zalimlere mühlet verir. Allah ihmal etmez, imhal eder yani süre tanır. Görüldü ki İslam ülkeleri Gazze’ye gerçek anlamda yardım edemeyecek. Zaten Gazze‘deki mazlum halkın da, Gazze‘deki direniş neferlerinin de İslam ülkelerinden beklentileri kalmadı. Ümitleri ümmet değildir maalesef.

Artık kelimeler kifayetsiz, sözler anlamsız; atılması gereken adımlar şimdiye dek atılmadı. Ateşkes konusunda bile başarılı olamadı İslam ülkeleri. Bunca şehit, bunca yaralı, harabeye dönmüş şehirler, tıbbi yetersizlikten kaynaklı hayatını kaybeden mazlumlar. Nazilerin bile yapmadığını bugün işgalci alçaklar yapıyor. İnsanları diri diri yakıyorlar, çocukları katlediyorlar, evleri yıkıyorlar. Aman Allah’ım ne de zor bir süreç. Bu zor süreçte ümit Allah’tır. Gazze‘deki insanların ümidi Allah olduğu gibi bizim de ümidimiz Allah’tır. Elimizden bir şey gelmiyor, çaresiz kaldık, aciz kaldık. Ellerinde imkân olanlar, Gazze için çözüm üretemiyorlar. Oysa eğer işgalci alçaklara karşı ülkeler savaş uçaklarını kaldırabilseydi, durum böyle mi olacaktı!

İslam ümmeti Gazze‘yi yalnız bıraktı, direniş eksenini yalnızlaştırdı. Müslümanlar hala aralarındaki ihtilaflardan dolayı gerçek gündemlerine dönemediler, koca koca hocalar birbirleriyle münazara peşindeler. “Allah yerde mi, yoksa gökte mi” diye. Öyle inanıyoruz Allah her yerdedir. Allah bugün Gazze’de mazlumca şehit edilen, kahramanca mukavemet gösteren azizlerin yüreğindedir. Müslümanlar olarak Gazze gibi bir gündemimiz varken, bizim kendi aramızdaki ihtilaflara zaman ayırmamız ne kadar da acı.

Küfür ihtilafları fırsat biliyor. Müslümanları parçaladıkça parçalıyor, böldükçe bölüyor ve tüm imkânlarıyla Müslümanları etkisiz hale getirmek istiyor. Allah zalimlere, kâfirlere, Yahudilere fırsat vermesin. Yalvarışımız, yakarışımız Rabbimizedir. Ellerimizi açıyoruz yürekten Rabbimize dua ediyoruz. Ey Rabbimiz! Kahhâr sıfatınla Gazze’deki mazlumları katleden zalimleri kahreyle, onları yerle yeksan et, birliklerini dağıt. O azgınlar kardeşlerimizi diri diri yaktılar, çocuklarımızın üzerlerine tonluk bombalar attılar, camilerimizi, okullarımızı, üniversitelerimizi, hastanelerimizi ve şehirlerimizi harabeye çevirdiler. Yalvarıyoruz Allah’ım. Direniş hareketlerine yardım et. Onlara katından yardımcılar gönder, onlara büyük zaferler nasip et. Sensin Müslümanların ve mazlumların sahibi, dualarımızı kabul eyle.