İsrafın haram olduğunu belirten Gümüş, “İnsanoğlu dünyayı
çok hızlı bir şekilde tüketti ve bu tükenişin yansımalarını hep birlikte
yaşıyoruz. Bir tarafta çılgınca harcayan ve saçıp savuran şımarıklar, öteki
tarafta açlık sınırında yaşayan insanlar, açlıktan ölen çocuklar var. Hangi
konumda ve maddi imkâna sahip olursak olalım, biz Müslümanlar için Kur’an ve
Sünnette harcamada bir sınır belirlenmiştir. Ölçü çok nettir; israf haramdır ve
Allah israf edenleri sevmez. Az harcama ve bol infak etme peygamber
efendimizin, ehli beytinin ve ashabının bize bıraktığı en güzel miraslardandır.
Asr-ı Saadet, israfı terk eden ve infakta birbirleriyle yarışan kadın ve
erkeklerin örnekleriyle doludur. Bu ölçülere dikkat edelim. İslami hassasiyeti
ve duyarlılığı olmayan insanlar gibi olmayalım. Müslümanlar olarak az yeme, az
giyecek ve az eşya ile hayatımızı sürdürmeyi öğrenmeliyiz. Bunu yapalım ki,
yakın ve uzak akrabaya, ülke içindeki ve ülke dışında perişan bir vaziyette
olan kardeşlerimize daha çok yardımcı olabilelim.” Dedi.
" ZARAR ETSENİZ BİLE DOĞRULUKTAN AYRILMAYIN"
Esnafa seslenen Gümüş, “Esnaf Kardeşlerim! Ekonomik krizin
olduğu bir süreçte özellikle ticaret ve iş ahlakında ciddi bir sıkıntı
yaşandığını görüyoruz. Evvela, iş akitlerinizde Kur’an’ın prensiplerinden
ayrılmayın. Farz olmasa dahi her şeyi yazıya dökmek, şahit tutmak vs.
tavsiyeleri emir telakki edin. Bunlar dostluğa halel getirmez, bilakis
dostluğunuzu muhafaza eder. Tartıda, ölçüde, almada ve ödemede hassas olun.
Zarar etseniz bile doğruluktan ayrılmayın. Peygamber efendimizin son
vasiyetleri arasında olduğu rivayet edilen 'Doğruluktan (sıdk) ayrılmayın.
Doğruluk sizi iyiliğe (birr), iyilik de sizi cennete götürür…' hadis-i şerifi
düsturunuz olsun. Esnaf komşularınızın, dostlarınızın hatta sizi sevmeyenlerin
bu özelliğinizle sizi örnek almalarını istiyoruz. Her Müslüman esnafın böyle
olması gerekir. Özellikle, İslam’a ve Müslümanlara hizmet etmede bedel ödemiş
kardeşlerimizin ve onların çocuklarının buna daha çok riayet etmelerini
bekliyoruz.” Dedi.
Gümüş evlilik konusuna da değinerek, “Evlilik, evlilikleri
kolaylaştırma, evliliklerin devamı için gençlere yol gösterme ve yardımcı olma
her zamanki gündem maddelerimizden biridir. İslam, kadın-erkek beraberliğini
nikâh üzerine bina ediyor ve sağlam aile bağları ile oluşmuş sağlıklı bir
toplum oluşturulmasını istiyor. Artış gösteren boşanma vakaları ve azalan
evlilikler ya da evlilik yaşının otuzlu yaşlara çıkması Müslümanlar arasında da
yaygınlaşıyor. Maddi beklentilerin karşılanamaz boyutta artması gençleri
evlilikten soğutuyor. Yine, maddi saiklerle yapılan, bencillik ve rahat yaşama
arzusu üzerine kurulu evlilikler ne yazık ki uzun ömürlü olmuyor. Hayat
tecrübemiz şunu göstermiştir ki, şatafatlı düğünler, damadı ve ailesini borca
sokacak gereksiz masraflar, alınan bilezikler ve kolyeler kimseye saadet
getirmemiştir. Bu şekilde evlenenler, üç-beş parça lüzumlu eşya ile yetinenler
kadar mesut da olmamışlardır. Tüm bunlar bir yana, evliliklerin devamı, bir
ömür sürmesi ve boşanmaların önünü almak da ikinci bir meseledir. Vefa,
merhamet, fedakârlık, anlayış ve karşılıklı hürmet ile bir ömür süren
evlilikleri gençlerimize öğretelim, gösterelim. Onlar da anne-babaları gibi bir
yastıkta kocasınlar ve yaşlılıkta birbirlerinin yanında olsunlar. Gençler!
Kendinize takvalı eşler seçin. Ebeveynler! Evlilikleri kolaylaştırın. Gençlere
kolay evlenmenin, yuva kurmanın ve bu şekilde haramdan uzaklaşmanın yolunu
açın. Biz istiyoruz ki gençlerimiz daha öğrencilik dönemlerinde dahi
evlenebilsin, gerekirse tek göz evlerde kalıp öğrenimlerine devam etsinler. Bu
şekilde omuz omuza birbirlerini destekleyecekler ve mücadele ile başladıkları
evliliklerin kıymetini daha iyi bilecekler, bağları daha kuvvetli ve sürekli
olacaktır inşallah.” Dedi. İLKHA




