Cumhurbaşkanı’nın Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programında bir genç: “Şu an dünyada aile kavramını çürütmeye yönelik hamleler var. Siz de aile kavramını önemsiyorsunuz. Bu konuda gençlere öneriniz nedir?” şeklinde bir soru sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan soruyu bekliyor gibiydi: “Gençler nedense evlenmiyor, boşanmalar da artıyor…” diye yorumlu bir cevap verdi.

Burada durup araya bir fıkra girelim. Fıkranın içinde Erdoğan’ın hayret ettiği “Gençler nedense evlenmiyor ya!” halinin cevabı gizli.

Öğretmen sınıfta öğrencilere sorar: “Çocuklar balıklar neden konuşmazlar?” Sınıf sessizliğe bürünür. Allah’tan Temel sınıftadır, elini kaldırır ve cevabı yapıştırır: “Öğretmenim senin de kafanı suya soksalar konuşmazsın.”

Sabit asgari ücretle geçinmesi zor olan bir genç nasıl aile kuracak? Haydi kazara kurdu diyelim. Üç çocuk tavsiyenizi nasıl yerine getirecekler!

100 gram altının fiyatını öğrenecek gençler sıtmaya tutulur!

İçinde gülü olacak şekilde bir metre zincir, beş yüzük, küpe, kol saati fiyatları için eline hesap makinasını alıp hesabı yaptıktan ve = düğmesine bastıktan sonra damat adayının gözüne karasu inecek!

Düğün salonu ve vereceği yemeğin fiyatını öğrenecek damat adayının mafsalları gevşer!

Kap kacak giderleri asgari ücretlinin 4-5 maaşı tutar!

Gelinin giyeceği gelinliğin bir günlük kiralama ücretini öğrenen damadın tansiyonu düşer, gözünde gelin kararır!

Koltuk takımı, televizyon, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı, ismini yeni öğrendiğimiz ankastre fiyatlarını öğrenen damadın beyni damıtma yapmamak için kendini zor tutar!

Yatak odasının fiyatını öğrenecek damadın uykusu kaçar!

Kına gecesi, gelinin çarşıya çıkarılma âdeti, gelinin kuaföre gitmesi, hanımefendi gelinin arabasının süslenme meselesi var. Bu giderler damada anlatılmadan önce iki kişinin damat adayının koluna girmesi gerekecek!

Dış çekim kabusu diye cep tutuşturan ve her damadın göreceği bir kabus daha var!

İnmeye karşı bu süreçte kiralık ev fiyatlarını kimse damada hatırlatmasın!

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir boşanma vakasında süresiz nafaka zulmü mayınına basma ihtimali damat adayını cin çarpmışa döndürüyor!

Böylesi stresli bir evlilikten sonra neden cinnet geçirdi? diye soruyorlar!

Bir zamanlar Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç’un dediği gibi (6284) kast ederek“Eşler ayrılsın diye kanun çıkarmışız”!

Evliliğin yoluna taşlar, çiviler, camlar döşerken, boşanma yoluna sıcak asfalt dökmüşüz!

25 yaşında evlendiğiniz 1978 yılında asgari ücret 3300 liraymış ve bu parayla yaklaşık 20 çeyrek altın alınabiliyormuş, şimdiyse asgari ücretle ancak 3 buçuk çeyrek alınabiliyormuş!

Birkaç yıl önce yaşı geçmiş bir gence neden evlenmediğini sormuştum: “Asgari ücret alıyorum. Topluyorum, çıkarıyorum, bölüyorum, hangi işlemi yapıyorsam olmuyor.” demişti!

Ne demişti Temel? Hocam sizin de kafanızı suya koysalar konuşamazsınız…

Sizin de kafanızı düğün masrafları listesine soksalar evlenmezsiniz!

Ortaokulda "Vatandaşlık Bilgisi" dersinde bize aileyi “Toplumun en küçük yapı taşı” olarak öğretmişlerdi. Yani toplumu oluşturan tuğlalar. Aileye kentsel dönüşüm tarzı bir müdahale gerekiyor. Geçenlerde Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş şöyle bir açıklama yaptı: “Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı, Türkiye’de 1,51'e geriledi. Tarihin en düşük noktası” Nüfus artış hızı dibe vurmuş. Aile SOS veriyor. Yaşlılarla gelecek inşa edilmez!

Cumhurbaşkanının hayret ifadesi olarak "Gençler nedense evlenmiyor ya!" sözünü soru haline çevirip "Gençler neden evlenmiyor?" diyerek ilgili birimlere sormalı değil mi?

“İçinizden evli olmayanları evlendirin. Nur-32” ayetinin birinci dereceden muhatabı devlet başkanı değil mi?