"Son Günler" ismini verdiği 12’nci kitabı yayımlanan Yazarımız Sadullah Aydın, İLKHA’ya yaptığı açıklamada romanında hayatını İslami mücadeleye adayan büyük İslam önderi Bediüzzaman Said-i Nursi’nin vefat günlerini anlattığını belirtti. Romanın büyük kısmının Urfa günlerini işlediğini, Üstadın son üç gününü mercek altına aldığını ifade eden Aydın, amacının Bediüzzaman Hazretlerinin aziz İslam davası için yaşadığı mağduriyetleri, çektiği acıları roman diliyle genç nesle aktarmak olduğunu söyledi. Bu tür edebi çalışmalara ihtiyaç olduğunu aktaran Aydın, Batılı düşünür ve aktörlere hayran günümüz gençliğinin kendi gerçek önderlerini tanımadığını, bu tür çalışmaların genç nesille İslam önderleri arasında köprü görevi göreceğini vurguladı.
ÜSTADIN SON GÜNLERDE ÇEKTİĞİ SIKINTILARI ÇOK
AZIMIZ BİLİYOR
Geçtiğimiz günlerde Dua Yayıncılık tarafından
yayınlanan romanıyla ilgili bilgiler aktaran Aydın, “12’nci eserimiz olarak
‘Son Günler’ isminde bir roman kaleme aldım. Rabbim hayırlara vesile kılsın. ‘Son
Günler’ Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin son günlerini, Urfa günlerini anlatıyor.
Çoğu insan Üstad Bediüzzaman’ın tarihsel hayatını az çok biliyor, okumuş.
Özellikle CHP döneminde, Milli Şef döneminde 1925-1930’larda Üstad
Bediüzzaman’ın çektiği acıları, çileleri, sıkıntıları, zindan hayatını,
zehirlenmesini halkımız, okuyucularımız az çok biliyorlar. Ne yazık ki birçok
okuyucu Üstad Bediüzzaman’ın özellikle Demokrat Hükümet zamanında rahat bir
hayat sürdüğünü, ömrünün son günlerini rahat bir şekilde geçirdiğini sanıyor. Ama
ne yazık ki böyle değil.” Diye konuştu.
CHP’DEN ÇEKİNEN DEMOKRAT HÜKÜMET ÜSTAD’A BÜYÜK
BASKILAR YAPTI
Üstad Bediüzzaman’ın Demokrat hükümet zamanında
karşılaştığı baskı ve sıkıntılara değinen Aydın, “Üstad Bediüzzaman Demokrat
Hükümet zamanında da ne yazık ki büyük sıkıntılar, acılar, çileler çekmiştir. Üstad
Bediüzzaman Isparta’da, ölüm döşeğindeyken Urfa’ya gitmek, Peygamberler
şehrinde, Kürdistan’da hayata gözlerini yummak istiyor. Fakat o vakit iktidarda
olan Demokrat Hükümet özellikle Laikçi kesim olan CHP’den de çekindiği için Üstad’ın
Isparta’dan Urfa’ya gitmesine müsaade etmiyor. Üstad çok ağır hasta olmasına rağmen
(ki zaten 3 gün sonra da hayata gözlerini yumuyor) şiddetli kışın hüküm sürdüğü
bir aralık gününde Isparta’dan gizlice gece yarısı arabayla 3-4 tane öğrencisiyle
beraber Urfa’ya gidiyor.” Dedi.
GENÇLERİN ZİHNİ SAHTE KAHRAMANLARLA MEŞGUL
Gençlerin sahte kahramanlarla zihinlerini meşgul
ederken gerçek önderlerini tanımamalarından yakınan Aydın, “Ne yazık ki bugün
özellikle genç nesil meşhur Batılı yazarları, aydınları, sanatçıları, aktörleri
ve ülkemizde tanınan aktörleri, sporcuları biliyorlar, onların hayatlarına ilgi
duyuyorlar. Gecelerini, gündüzlerini onlarla meşgul ediyorlar. Ama bu toplumun,
gençliğin ihyası, geleceği, kurtuluşu için tüm rahatlıklarını bir kenara
bırakan; ömürlerini hicretlerde, sürgünlerde, zindanlarda geçiren, bu uğurda
ömürlerini tüketen, büyük acılarla, sıkıntılarla, musibetlerle karşılaşan İslam
âlimlerini, önderlerini ne yazık ki bilmiyorlar, tanımıyorlar ve onların
hayatlarına da ilgi duymuyorlar. Bu toplumun geleceği açısından çok ümit kırıcı
bir şeydir.” Şeklinde konuştu.
GENÇ NESİL GERÇEK ÖNDERLERİNİ TANIMALI
Genç nesli gerçek
önderlerini tanımaya çağıran Aydın, sözlerine şu ifadelerle son verdi: “Gençlik
kendi gerçek önderlerini tanımalıdır. Kurtuluşları, gelecekleri için toplumu
tekrar ihya edip diriltmek için bütün varlıklarını ortaya koyan, dünya namına
her şeyi bir kenara iten, bu uğurda zindanlara giren, şehit olan âlimleri
tanımalı, bilmeli, onların hayatlarına ilgi göstermelidir. Üstad Bediüzzaman bu
büyük âlimlerden biridir. Üstad’ın 80 yıllık ömrünün hemen hemen 4’te 3’ü
sürgünlerde, zindanlarda geçmiş. Sayısız defa zehirlenmiş. ‘Son Günler’ adlı
romanımda Üstad Bediüzzaman’ın bu fedekârane hayatının son günlerini anlattım.
İstedim ki gençler bu büyük önderin çektiği acıları, sıkıntıları, musibetleri
bilsinler, tanısınlar ve bu büyük insanın onlar için ne kadar büyük
fedakârlıklara katlandığını anlasınlar. Gençler bu tür eserleri okumalı.”




