Bir süredir hem ülkede hem de
dünyada gündem Kudüs ve Gazze.
İbret verici olaylar yaşanıyor.
Siyonist çeteye tepki
gösterenler, lanetleyenler, sessiz duranlar, itidal tavsiyesinde bulunanlar ve
mazlumları suçlayanlar…
Yaşadıkları ideolojik savrulmalardan
sonra “beslendikleri kaynağın” belirlediği doğrultuda gerçekleri tersyüz edip
zalim ve mazlumu aynı kefeye koyma zavallılığı..
İşgali, ilhakı, uluslararası
hiçbir sözleşmeye uyulmamasını, zorla evlerinden çıkartılan insanları, infaz ve
işkenceleri hiç göz önünde bulundurmayan ve isminin önünde “Siyaset bilimci”
yazan tiplerin söyledikleri ise vicdanın, ahlakın, insanlığın sorgulanmasını
gerektirecek cinsten.
Mesela Amerika’da Beyaz Saray’a
yakın bir isim olan Ian Bremmer…
Bu şahıs daha zamanı gelmeden
Biden’in Ermeni meselesinde “soykırım” kelimesini kullanacağını bilecek kadar
“içeriden” bilgi alabilen biri.
Şunları yazmış Bremmer sosyal
medyada: “İsrail kendini savunma hakkına sahiptir. Hamas'ın ayrım gözetmeyen
füze saldırıları terörizmdir.”
Zeynep Karataş, sosyal medya
üzerinden Ian Bremmer’e hiçbir batılı ve liberalin cevap veremeyeceği şu soruyu
sordu:
“Hangi terör örgütü silahsız
vatandaşları bir şehri bombalamadan önce sığınaklarda saklanmaları konusunda
uyarıyor? Bana dünyada bunun başka bir örneğini gösterebilir misin?”
Tüm değerlerini kimi çıkar
hesapları üzerinden şekillendirenlerin buna ne verebilecek bir cevapları
vardır, ne de yanlışı ve haksızlığı dile getirebilecek insani ve ahlaki bir
duruşları.
Ama dünya bunlardan ibaret değil
ve tüm dezenformasyon çabalarına rağmen gerçeği gören, Siyonist vahşete ve
destekçilerine karşı sesini yükselten insanlar da vardır.
Gazze, dünyanın vicdanını
zorluyor..
Hiçbir şey yapamasa da sesini
yükselten, safının mazlumların yanında olduğunu ilan eden, zalime destek veren
siyaset ve medyayı protesto eden “insanlar” var artık ve her yerde oluşturulmuş
“antisemitizm bariyerine” rağmen teröriste “ama”sız bir şekilde terörist
diyebiliyorlar.
Siyonist terör çetesinin ırkçı
“Apartheid” rejimi ile beraber zikredilmesi bir vicdan patlamasının işaretidir
ki, bu da Allah’ın izniyle işgalci için çöküşün başlangıcıdır.
Gazze, işbirlikçileri zorluyor..
Normalleşme adı altında İslam
dünyasının işgale karşı rezervlerini ortadan kaldıran, servetini peşkeş
çekenlerin zilletine bakar mısınız?!
BAE, Şeyh Cerrah’taki insanlık
dışı gasp karşısında “zor durumda” bırakıldığından söz ederken, Ürdün’deki kral
Siyonist saldırganlığının “radikalizmi güçlendirdiğini” söylemek zorunda
kalıyor. Mısır’daki kaynama karşısında “Sisi’nin bel’amları” açıklamalar
yapmak, işgalci katile tepki göstermek zorunda hissediyorlar kendilerini. Uzun
süre ne yapacağını bilemeyen “Körfez medyası” istemeye istemeye Siyonist çeteye
tepki gösteriyor.
Gazze, maskeleri düşürüyor
Alman Şansölyesi Merkel’in
sözleri, Fransa’da üç gün öncesinde Siyonist vahşetin protesto edilmesinin
yasaklanması, Hollanda ve Avusturya faşistlerinin katile destek açıklamaları,
Avrupa medya organlarının etik değerlerinin çürümesi… evet, bir bir düştü
maskeler.
“israil’in kendini koruma hakkı
var” diyor Merkel. Bu aslında adım adım artan işgalin, bunca yıl devam eden
katliamların, milyonlarca insanın mülteci haline düşürülmesinin, yasaklı
silahların kullanılmasının, uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınan
dini ve tarihi mekanların tahrip edilmesinin onaylanması anlamına geliyor ki,
işte burada maskeler tam olarak düşüyor. “İki devletli çözüm” denilen seçeneğin
sadece siyoniste zaman kazandırma ve işgali meşrulaştırma amaçlı olduğu ve bu
seçeneği dile getirenlerin çoğunun farklı bir ajandaya sahip olduğu da bu
vesile ile ortaya çıkmıştır.
Evet, Gazze, Müslümanları
zorluyor, insanlığı zorluyor, küresel sistemi zorluyor.