Ebu Leheb, İslam tarihinde özellikle Kur’an-ı Kerim’de adı geçen ve Hz. Muhammed’e karşı düşmanlığıyla bilinen önemli bir figürdür. Gerçek adı Abdüluzzâ bin Abdülmuttalib’dir. Kendisi Hz. Muhammed’in amcasıdır ve Kureyş’in önde gelen zenginlerinden biriydi.
“Ebu Leheb” lakabı Arapça kökenli olup “alevlerin babası” veya “parlayan alev” anlamına gelir. Bu lakabı almasının iki nedeni olduğu rivayet edilir:
-
Fiziksel görünümü nedeniyle: Yüzünün kırmızımsı ve parlak bir renkte olması, ateş alevi gibi parlaması nedeniyle bu lakapla anılmıştır.
-
İnanç ve Kur’an bağlamında: Kur’an’da geçen lakabı, cehennem azabına uğrayacağına işaret eden bir anlam taşır. Bu da onun İslam’a olan düşmanlığıyla ilişkilendirilmiştir.
Ebu Leheb, Hz. Muhammed peygamberliğini ilan ettiğinde ona en sert karşı çıkan kişilerden biri olmuştur. Peygamberin çağrılarını alayla karşılamış, insanları da ondan uzaklaştırmaya çalışmıştır. Bu düşmanlığı nedeniyle İslam tarihinde olumsuz bir figür olarak anılır.
Kur’an-ı Kerim’in Tebbet Suresi (Mesed Suresi) doğrudan Ebu Leheb hakkında nazil olmuştur. Bu surede onun ve karısının İslam’a düşmanlıklarından dolayı ahirette azaba uğrayacağı bildirilmiştir:
“Ebu Leheb’in iki eli kurusun! Zaten kurudu. Malı ve kazandıkları ona hiçbir fayda sağlamayacaktır. O, alevli bir ateşe girecektir.”
Ebu Leheb, Hz. Muhammed’in tebliğine karşı alaycı tavrını sürdürmüş, Müslümanlara baskı yapılmasında etkili olmuştur. Ancak Bedir Savaşı’ndan kısa bir süre sonra yakalandığı bir hastalık sonucu vefat etmiştir.
Sonuç olarak, “Ebu Leheb” lakabı hem onun görünüşü hem de Kur’an’daki lanetlenmiş haliyle özdeşleşmiş, İslam tarihinde inançsızlık ve düşmanlık sembolü olarak yer etmiştir.




