6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş, Pazarcık
ve Elbistan ilçeleri merkezli, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden zarar gören
Adıyaman'da incelemelerde bulunan ve bazı programlara katılan gazetemizin
başyazarı Sadullah Aydın, izlenimlerini anlattı.
ÇOCUKLARIN GÖZLERİNDE KORKU VE HÜZÜN
VAR
Deprem bölgesinde çocuk olmanın çok zor olduğunu
belirten Başyazarımız Sadullah Aydın, çocukların gözlerinde büyük bir korku ve
hüznün olduğunu söyledi. Deprem
bölgesindeki gözlemlerini sürdüren Aydın, “Adıyaman’ın bir çok köyünü ziyaret
ettik. İlçe ve beldelere gittik. Yıkımın olmadığı yer yok. Her yerde büyük bir
dram yaşanıyor. Herkes birkaç yakınını kaybetmiş. Özellikle çocuklarda büyük
bir deprem korkusu var. Yakınlarını, arkadaşlarını depreme kurban vermiş
çocuklarda derin bir hüzün ve şaşkınlık da göze çarpıyor.” ifadelerini
kullandı.
BAKIŞLARINDA DERİN BİR ACI VAR
Şehir merkezinde, köylerde çocuklarla bire bir
görüşmeler yaptıklarını vurgulayan Aydın, “Depremzede çocuklarla konuştuk,
onları kucakladık, duygularını öğrenmeye çalıştık. Annesini ve kardeşlerini
kaybeden minik kardeşlerimizle tanıştık. Çok büyük bir duygu yoğunluğu
yaşıyorlar. Çoğu hala ne olduğunu anlayabilmiş değil. Bakışlarında derin bir
acı ve ürkeklik var. Koşuyorlar, gülüyorlar, oynuyorlar ama o korkunç depremin
izleri her davranışlarında belli oluyor.” diye konuştu.
Annesi ve ablası ile enkaz altında kalan minik bir
kardeşleri ile tanıştıklarını belirten Aydın, “Babası kendi imkanları ile onu
kurtarmış. Adı Halil olan bu minik yavrumuzun gözleri önünde annesi ve yedi
yaşındaki ablası can vermiş. Minik Halil hala olanları anlayabilmiş değil,
sürekli annesini ve ablasını soruyormuş. Hep onların yolunu gözlüyormuş. Deprem
bölgesinde, Adıyaman ve diğer yerlerde böyle binlerce çocuk var.” dedi.
ÇOCUKLARA MANEVİ VE PSİKOLOJİK DESTEK PROGRAMLARI
OLMALI
Deprem bölgesinde birçok çocukta her an tekrar
depreme yakalanma korkusunun travmatik boyutta olduğunu belirten Aydın,
“Çocuklar geceleri uyuyamıyorlar. Her an depreme yakalanma korkusu
psikolojilerini bozmuş. Yakınlarını tekrar kaybetme korkusu içinde oldukları
için onlardan uzaklaşmak istemiyorlar. Çadırlarda kalmalarına rağmen en ufak
bir sallanma ve sarsıntıda panik içinde dışarı kaçtıkları söyleniyor. Kanapenin
veya masanın hafif sallantısı bile onları korkutmaya yetiyor. Birçok çocukta
davranış bozuklukları görülmeye başlanmış.” dedi.
Çadırlarda yaşamanın çocuklar için ayrı bir çile ve dert olduğunu söyleyen Aydın, “Bir anda sıcak yuvalarını, kendilerine ait karyolalarını, rahat ev ortamını kaybeden çocukların çadırlarda yaşamaları onlara çok zor geliyor. Alışmakta zorlanıyorlar. Bu durum da onları etkiliyor. Bir an önce evlerine dönmek istiyorlar. Yetkililer, STK’lar bütün bunları göz önünde bulundurarak davranmalı. Depremzedeler bir an önce çadırlardan kurtarılmalı. Özellikle çocuklara yönelik manevi ve psikolojik destek programları olmalı. Bu konuda herkese iş düşüyor. Depremzede çocuklarımızı unutmamalıyız.” ifadelerini kullandı.
EKREM GÜLŞEN





