Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, Dünya Kudüs Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanlar için taşıdığı öneme vurgu yaptı.
Coşkun, “Özellikle Kudüs Haftası içerisinde olmamız hasebiyle, Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimizi kutluyor, tebrik ediyorum. Gerçekten büyük bir mücadeleden, büyük bir savaştan, yokluk içerisindeki iman gücüyle mücadelelerini verdiler, israili dize getirip anlaşmayı imzalatmış oldular. Tabii burada imkânlar, olanaklar, araç gereçler, silahla ilgili altyapı, donanım ve ekonomik güç gibi unsurları hesapladığımız zaman, Filistinli kardeşlerimizin ve Gazzeli kardeşlerimizin yokluk içerisinde büyük bir mücadele verdiklerine hepimiz şahit olduk. Bunun sonucunda 50 bine yakın insan şehit oldu; belki 10 binlerce insan hâlâ kayıp, enkaz altında. Ama bu mücadeleye rağmen, yine de itikatlarının sağlam olması, esir takasındaki duruşları ve davranışları, Müslümanların nasıl olması gerektiğini dünyaya örnek teşkil etme adına gerçekten büyük bir mücadele verdiklerini gösterdi.” dedi.
“Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın önemini anlamak, gençlerin adaletsizliklere karşı bir duyarlılık geliştirmesine yardımcı olur”
İbrahim Coşkun
Özellikle çocuklara ve gençlere Kudüs ve Mescid-i Aksa davasının anlatılmasının tarihsel, kültürel ve dini açıdan büyük önem taşımakta olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Bu eğitim, onların hem tarih bilincini geliştirir hem kimliklerini güçlendirir hem de dünya üzerindeki adalet ve özgürlük gibi evrensel değerlere olan bağlılıklarını pekiştirir. Kudüs ve Mescid-i Aksa sadece bir coğrafya değil, aynı zamanda tüm Müslümanların ortak mirasıdır, ümmetin ortak alanıdır. Bu anlamı kavrayan nesiller, bölgesel ve küresel sorunlar karşısında daha bilinçli, daha duyarlı bireyler olarak yetişir. Bu bilinçle hem kendimizi geliştirmek hem kardeşlerimize ve ümmete sahip çıkmak adına bu bilincin mutlaka artırılması gerekir. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın tarihi, dini ve siyasi yönlerini anlamak, gençlerin dünya üzerindeki adaletsizliklere karşı bir duyarlılık geliştirmesine de yardımcı olur. Bu tür bir eğitim, sadece bölgeye has değil, aynı zamanda tüm insanlık için barış ve özgürlük mücadelesinin de önemini vurgular. Hoşgörülü olmaları, farklı kültürlere sevgi ve saygı göstermeleri gibi değerlerin kazandırılması, mutlaka eğitimle mümkündür. O yüzden gençlerimizi bu konuda mutlaka iyi bir şekilde eğitip hazırlamamız gerekir. Kudüs ve Mescid-i Aksa davasının gençlere anlatılması, sadece bir inanç meselesi değil, insanlık adına önemli bir sorumluluğun yüklenmesidir. Bu sayede çocuklar ve gençler sadece bugünü değil, geleceği de daha bilinçli bir şekilde öğrenerek, ona göre tavırlarını ve gelişimlerini belirler. Müslümanların birlik ve beraberliklerinin daha fazla olması adına ne yapılması gerektiği konusunda en azından akıl yoracak, ortak akılda buluşacak ve İslam ülkelerinin güç birliği yaparak gerekli tedbirleri alması için çaba göstereceklerdir.” şeklinde konuştu.
“Filistin ve Gazze toplumunda örnek bir eğitim sistemi mevcuttur”
Filistin ve Gazze’deki eğitim hakkında konuşan Coşkun, “50 bine yakın insan öldürülmüş, bunun yaklaşık yüzde 70-75’i kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Özellikle 20 binin üzerinde çocuktan bahsediliyor. Eğitim öğretim başladığında, karnesini alamayan ve eğitim öğretimle buluşamayan yüz binlerce çocuk mevcut. Çocukların eğitim görmesi ve eğitimden mahrum edilmemesi gerekir. Filistin ve Gazze toplumunda örnek bir eğitim sistemi mevcuttur. Gerek kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim üzerine olsun gerek hafızlık eğitimi olsun gerekse diğer beşerî ilimler üzerine olsun, bu konuda gerçekten iyi çalışmalar yapan bir toplumdur. Ancak bir taraftan savaşın içerisindeler, diğer taraftan bu çocuklara eğitim öğretimi nasıl devam ettirebiliriz, imkanları nasıl sağlayabiliriz, bunları düşünmek zorundalar. Sonuçta eğitim öğretim malzemeleri ve altyapısı gerekiyor. Yokluk içerisinde bile bu tür çalışmalar yapılmaya devam ediliyor. Barış sürecine girildiyse, bir an önce bu çocukların kalkınmasını sağlayacak alanların oluşturulması gerekir ki çocuklar psikolojik sıkıntılardan kurtulup eğitimle iç içe olabilsin.” ifadelerini kullandı.
“İslam ülkeleri üzerlerine düşeni yapmalı”
İslam ülkelerinin Filistin ve Gazze’nin kalkınmasını sağlayacak adımları atması gerektiğini vurgulayan Coşkun, şunları söyledi:
“Savaş sürecinden çıkılarak enkazların bir an önce temizlenmesi ve eğitim olanaklarının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Çünkü savaştan en çok olumsuz etkilenen çocuklardır; aç ve sefil bir şekilde kalan çocuklardır; eğitim öğretimi aksayan çocuklardır. Bu yüzden İslam ülkelerinin birleşerek, Gazze ve Filistin’in kalkınmasını sağlayacak adımları atması gerekmektedir. İslam ülkeleri, üzerlerine düşeni yapmalı ve ümmet bilincini geliştirerek Filistin’i eski haline döndürmelidir. Dünya örgütleri bu konuda yeterince samimi olmadığını defalarca göstermiştir. Batı ve Amerika’nın bu süreçte nasıl bir tutum sergilediği ortadadır. Bu nedenle İslam ülkeleri, kendi aralarında örgütsel yapıları güçlendirmeli ve birbirlerine destek olmalıdır. Mevcut 54 İslam ülkesinin, bu tür olaylar karşısında yeni alanlar açarak örgütlü yapıları oluşturması ve yardımlaşmayı artırması gerekmektedir." (İLKHA)