1992 yılında daha 18 yaşındayken şehid edilen Şehid Gaib
Kahraman'ı şehadetinin yıldönümünde arkadaşı anlattı.
Şehid Gaib'in çocukluktan şehadetine kadar yanında olan ve
onunla beraber büyüyen, şehidin çok çalışkan ve tevazu sahibi olduğunu söyleyen
arkadaşı Muhammed Beşir Demir, "Şehid Gaib Kahraman'ın çocukluk arkadaşıyım.
Nusaybin’de Çocukluğumuzdan itibaren beraber büyüdük. Hacı İsa Dayı'nın
oğluydu. İkimiz de Zaxran'ın Durikî aşiretindendik. İslami terbiyesini Molla
olması hasebiyle babam Molla Osman'dan almıştı. Bizim mahallemizde 1984
yıllarında cami olmadığı için bir cami yaptırmak istedi ve inşaatına başladık.
Çocuk yaşına rağmen sürekli cami inşaatına gelip çalışıyordu. İsmi Gaib
olmasına rağmen rahmetli babam ona sürekli 'Hazır' derdi çünkü her İslami
hizmete koşardı." dedi.
"RAHMETLİ HİÇBİR ZAMAN CAMİ VE ÇEVRESİNDEN AYRILMAZ,
SABAH NAMAZLARINDA DAHİ CAMİYE GİDERDİ"
Tarikat ekolünden yetişme oldukları ve İslam'a bağlılıkları
yüksek olduğu için başlarında takke ve ellerinde tespih sürekli virt
getirdiklerini belirten Demir, "İkimizde tasavvuf ekolünden geliyorduk.
Küçük yaşlarda Şeyh Muhammed Arabkendi'nin yanında tövbe etmiştik. Başımıza
takke elimizde doksan dokuzluk tesbihle sürekli zikir çekerdik. Kur'an-ı
Kerim'i babamın yanında hatmetti. İslami terbiyesi tarikat ekolü üzerine o
kadar çok ilerlemişti ki hocası olmama rağmen ben bile ona imreniyordum. Rahmetli
hiçbir zaman cami ve çevresinden ayrılmazdı. Sabah namazlarında dahi camiye
gelirdi. Vakit namazlarını devamlı olarak camide cemaatle kılardı. Pazartesi ve
perşembe günleri sünnet oruçlarını tutardı. Kendi aramızda bir zikir halkası
oluşturmuştuk, sürekli olarak kelime-i tevhid, İhlas suresi, salavatı şerifeler
ve benzerlerini kendimize virt edinmiştik. Genel olarak günümüzü böyle
geçiriyorduk. Ta ki İslam erleriyle tanışana kadar." ifadelerini kullandı.
"KENDİSİNİ İSLAM DAVASINA FEDA ETMİŞTİ"
İslami davayla tanışmasının şehidin hayatında bir dönüm
noktası olduğuna değinen Demir, "1987 yılında İslami dava erleriyle
tanışmamızdan sonra hepimiz İslam davetinin saflarına katıldık. Rahmetli Gaib
tarikat ekolünden aldığı terbiyeyi İslami hizmetle daha ileri taşıdı. Şehid
olana kadar sürekli olarak hizmet ederdi. Kendisini İslam davasına feda
etmişti. Allah'u Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu gibi,
"Müminlerdendir öyle erler vardır ki Allah'a verdikleri ahde sadakat
gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar,
ahitlerini hiç değiştirmediler." (Ahzâb 23) der. İşte rahmetli Gaib o
ahdi yerine getirenlerdendi. Allah'u Teala inşallah bizlere de şehadeti nasip
edecek. Şehid olduğunda 17-18 yaşlarındaydı. Keşke yaşasaydı çünkü o zaman daha
büyük hizmetler yapardı. Ama Allah'u Teala onun için o ömrü takdir
etmişti." diye belirtti. (İLKHA)




