Atilla Uras (d. 1937, İstanbul – ö. 27 Haziran 2018, İstanbul), Türkiye'nin önde gelen iş insanlarından ve hayırseverlerinden biriydi. Robert Koleji'ni tamamladıktan sonra ABD'de Babson Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldu. Askerlik hizmetini tamamlamasının ardından uzun yıllar boyunca özellikle Sovyetler Birliği ile ticaret, ihracat ve ithalat alanlarında faaliyet gösterdi.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından iş hayatının yönünü turizm sektörüne çevirdi. Türkiye'nin Ege kıyılarında, özellikle de Bodrum'da lüks turizm yatırımlarıyla tanındı. Sahibi olduğu beş yıldızlı oteller ve eski Marmarabank'ın mülkiyeti, onu Türk iş dünyasının önemli figürlerinden biri yaptı. Ticari başarılarının yanı sıra, eğitime ve ülke kalkınmasına katkı sağlamayı amaçlayan hayırsever kimliğiyle de biliniyordu. İstanbul'da kendi adını taşıyan bir okul inşa ettirerek bu alandaki toplumsal sorumluluğunu yerine getirdi.
Yaşlılık Dönemi İddiaları ve Hukuki Davalar
Atilla Uras'ın hayatının son yılları, büyük bir servetin ve sağlığın merkezinde gelişen, kamuoyuna yansıyan dava ve iddialarla gölgelendi. Bu dönemdeki en dikkat çekici olay, Uras'ın çocuklarıyla girdiği vesayet ve miras mücadeleleriydi.
1. Vesayet Davaları: Uras'ın kızları Victoria Yasemin Uras ve Nilüfer Uras, babalarının akıl sağlığının yerinde olmadığı ve mal varlığını yönetemeyeceği iddiasıyla mahkemeye başvurarak babalarının vesayet altına alınması talebiyle dava açtı. Bu durum, medyada geniş yankı uyandırdı. Atilla Uras, tekerlekli sandalye ile gittiği mahkemede akli melekelerinin yerinde olduğunu ve kızlarının asıl amacının servetinin yüzde 50'sine el koymak olduğunu iddia ederek vesayet talebini reddetti. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı nedeniyle zor günler geçirdiğini, ancak işlerini yönetebilecek durumda olduğunu savundu.
2. Mirastan Men ve Tazminat: Yaşanan bu gerilim sonrasında Atilla Uras, hukuki bir adım atarak iki kızını da mirasından men ettiğini açıkladı. Bir avukat ve şahit huzurunda imzaladığı belgede, kızlarının zor günlerinde yanında olmadıklarını, bakıma ihtiyacı olduğu dönemlerde ilgilenmediklerini ve kendisinden aldıkları borç paraları keyif ve eğlence için harcadıklarını iddia etti. Ayrıca onları, "Evlat ve torun sevgisinden, ilgisinden mahrum bırakmakla" suçladı. Bu eylemini pekiştirmek için kızlarına ayrıca tazminat davası da açtı. Uras, mirastan men kararını asla geri almayacağını belirterek kızlarıyla olan tüm bağlarını hukuken de kestiğini net bir şekilde ortaya koydu.
Atilla Uras, yaşamının son anına kadar süren bu hukuki mücadelelerin ardından 2018 yılında vefat etti. Onun hayat hikayesi, başarılı bir iş kariyerinin yanı sıra, aile içi anlaşmazlıkların ve büyük mirasların beraberinde getirdiği karmaşık dramın da bir örneği olarak hafızalara kazındı.





