Başlık olarak belirlediğimiz sözler, HAMAS’ın unutulmaz lideri Şehid Komutan Yahya Sinvar’a ait. Yahya Sinvar, şehid edilmeden üç yıl önce Vice News adlı bir kanala verdiği röportajda bu sözleri dile getirmişti.

Tarihi röportajda Şehid Sinvar, “Halkımızı sahip olduğumuz şeylerle savunmak zorundayız. Beyaz bayrak mı çekelim? Böyle bir şey kesinlikle olmayacak.” şeklindeki sözleriyle işgalcilere karşı son nefeslerine kadar mücadele edeceklerini, ne pahasına olursa olsun düşmana teslim olmayacaklarını ifade etmişti.

Allah kendisinden razı olsun, mekânını cennet eylesin. Hakikaten bu sözlerinin gereğini ortaya koyduğu unutulmaz duruşla yerine getiren kahramanlardan oldu.

Kanının son damlasına kadar işgalcilerle mücadele etti, tek başına kalmasına rağmen beyaz bayrak çekmedi, siyonist katillere teslim olmadı.

Beyaz bayrak; teslim olmayı, boyun eğmeyi, mücadelenin sona erdiğini simgeler. Ancak şehid lider bunun tam tersini ortaya koydu. Mücadelenin sona ermediğini, imkânsızlıklar içinde bile olsa devam ettiğini göstermiş oldu.

Şehid Lider Yahya Sinvar, düşmanın teslim çağrısına başkaldırıyla mukabelede bulundu. Zalimlere boyun eğmeyi kendisi ve davası için bir zül gördü.

Şehadetinden sonra işgalcilerin eliyle yayınlanan görüntülerde nasıl bir kahramanlık sergilediği dost düşman herkes tarafından görüldü.

Şehid Sinvar’ın hayatı boyunca Filistin davası için yaptığı mücadele ve bu mücadele sürecinde söylediği sözler, direniş hareketleri başta olmak üzere tüm Müslümanlar için bir ders niteliğindedir.

Onun sözleri, alelade söylenen sözler değildir. Onun dile getirdikleri, Filistin davası için mücadele eden onurlu bir halkın direniş ruhunu yansıtmaktadır.

O, sözleriyle umutsuzluğun bir Müslümanın hayatında olmaması gerektiğini belirtmiştir. Direniş ruhuna sahip bir Müslümanın hayatında umutsuzluğa karşı umut, korkuya karşı cesaret, zillete karşı izzet vardır.

O da bunu ortaya koymuştur. Aynı zamanda günümüz insanlarına da tarihi bir vesika niteliğinde çok açık bir mesaj vermiştir.

Çıkar ve menfaati söz konusu olduğu zaman değerlerinden taviz veren, zulme ve zalime karşı harekete geçmeyip sessiz kalan, olumsuzluk söz konusu olduğu gibi teslim olan, ilk fırtınada birlikte yola çıktığı arkadaşlarını yolda bırakan, mal ve makamına zeval gelmesin diye ilk fırsatta beyaz bayrak çekenlerin çoğaldığı günümüzde, Yahya Sinvar’ın işgalcilerin zulüm, baskı ve katliamlarına karşı ‘Beyaz bayrak mı çekelim?’ sözleri, günümüz insanları için bir pusula mesabesinde açık bir mesajdır.

Günümüz insanı bu mesaj doğrultusunda sorgulamalıdır kendisini; nerede durduğunu, nasıl yaşadığını, haksızlık ve zulümlere karşı nasıl bir tavır aldığını, siyonistlerle mücadelede çocuk katillerinin mi yoksa kutlu davaları için büyük bedeller ödeyen onurlu insanların mı tarafında yer aldığını…

Yahya Sinvar’ın sözleri, vicdanını yitirmemiş herkesi harekete geçirme konusunda sorumluluklar aldırmalıdır aslında.

İşte bugün söz konusu sorumlulukların alınmasına son derece ihtiyaç vardır. O aziz insanın sözlerinin anlaşılmasına, verdiği mesajlarının gereğinin yerine getirilmesine ihtiyaç vardır.

Bunu yapacaklar; mesajının gereğini yerine getirecekler direniş ruhuna sahip Müslümanlar olacaktır. Elbet bu kolay olmayacaktır, belki kısa vadede bu temenni gerçekleşmeyecektir.

Ancak er ya da geç Yahya Sinvar gibi aziz ve kahraman dava adamlarının ortaya koyduğu mücadele ve söyledikleri sözler gerçek anlamda anlaşılacak ve gereği yerine getirilecektir.

İşte o zaman Gazze kurtulmuş, Kudüs özgür olmuş, Mescid-i Aksa siyonist postallardan temizlenmiş ve dünyada İslami vahdet sağlanmış olacaktır.

Rabbimiz, bu temennilerin gerçekleşmesi için sorumluluklarını yerine getiren duyarlı ve hassasiyet sahibi insanların sayısını çoğaltsın. Çoğaltsın ki bu temenniler çok uzak olmayan bir zamanda gerçekleşmiş olsun.