Nöroşirurji Uzmanı Op. Dr. Kerem Bıkmaz konuyla ilgili şu
bilgileri verdi:
"Hareket etmemizi sağlayan, vücuda dış etkilere karşı
direnç ve dayanaklılık veren, kemiklerden oluşan bir yapı iskelet sistemidir.
Bizi taşıyan da omurga kemikleridir. Omurga kemikleri iç yüzeyleri ve dış yüzeyleri
bir çizgi halinde giderler ve birbirinin tam üstünde olacak şekilde
birbirlerini takip ederler. Bir omurga kemiğinin, komşu omurganın üzerinde
kaymasına ''Spondilolistezis'' yani halk arasındaki bilinen adıyla bel kayması
denir. Bu durum yani omurganın yer değiştirmesi, spinal kanalı daraltarak,
sinire bası nedeni ile nörolojik semptomlara yol açar.
Bel kayması doğuştan olabileceği gibi bir düşme, kaza veya
ağır doğum sonucunda da meydana gelebilir. Doğuştan olan bel kayması gençlerde
daha çok görülür, 40 yaş üzerinde ise travma sonucu ya da kemik erimesine bağlı
mikrokırıklar sonucu oluşabilir.
Omurgamızın herhangi bir bölgesinde gelişebilecek bu durumun
en sık meydana geldiği yer, bel omurlarının bulunduğu bölgedir. Bel
kayması bir ömür boyu sabit kalabilir veya hayatımızın bir döneminde
hareketli hale gelebilir. Bayanlarda özellikle menopoz sonrası ya da erkeklerde
de kemik erimesi sonrası bu kayma aktif hale gelir ve daha hareketli olmaya
başlar.
Bel kaymasının belirtileri ise;
Bel ile birlikte her iki bacakta ağrı, uyuşukluk ve yanma
hissi
Bacaklarda hissizlik, adale gerginliği, güçsüzlük
Bel eğiminde artış veya yürümede aksaklık
Geceleri bacaklara sık sık kramp girmesi ve sık sık
tutulması
Op. Dr. Kerem Bıkmaz son olarak şunları ifade etti:
"Bel kayması tanısı konulduktan sonra bu bel kaymasının hareketli olup
olmadığına bakılır. Bel kayması oluşmuş ve de hareketsiz bir halde ise buna
mutlaka müdahale edilmesi gerekmez. Ancak bel kayması hareketli ise hastanın
mutlaka ameliyat olması gerekir. Yoksa bu hareketli olan bel kayması hastanın
hayatını birçok yönden çekilmez hale getirir."