Hz Ali, Dört Halife'nin sonuncusu (Hulefâ-yi Râşidîn'in dördüncüsü), ilmiyle, adaletiyle ve savaş meydanlarındaki eşsiz cesaretiyle İslam tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biridir.
Hazreti Ali'nin Hayatı ve İslam'daki Yeri
Doğumu ve Yetişmesi
- Doğum: Miladi 600 civarında, Mekke'de doğdu. Şii kaynaklar ve bazı Sünni âlimlere göre, Kâbe'nin içinde dünyaya gelen tek kişi olması onun için özel bir keramettir.
- Ailesi: Babası, Hz. Muhammed'in amcası ve koruyucusu Ebû Tâlib, annesi ise Fâtıma bint Esed’dir.
- Peygamberin Himayesi: Mekke'deki kıtlık döneminde, Hz. Muhammed amcasının yükünü hafifletmek için Ali'yi himayesine almış ve beş yaşından itibaren hicrete kadar onu kendi evinde, bizzat kendi terbiyesi altında büyütmüştür. Bu nedenle cahiliye adetlerinden uzak, nebevi bir eğitimle yetişti.
İslam'a Girişi ve Fedakarlığı
- İlk Müslüman: Hz. Muhammed'e vahiy geldiğinde, çocuklardan ilk iman eden ve Hz. Hatice'den sonra Müslüman olan ilk erkek olarak kabul edilir. Bu sırada yaklaşık 10 yaşlarındaydı.
- Hicret Gecesi: Mekkeli müşriklerin Hz. Muhammed'i öldürme planı yaptığı Hicret Gecesi, Peygamberimizin yatağına yatarak canını hiçe sayan ve müşrikleri oyalayan kişi olmuştur. Bu, onun İslam'a ve Peygambere olan sarsılmaz bağlılığının en büyük göstergelerinden biridir.
- Evliliği: Hicretin ikinci yılında, Hz. Muhammed'in kızı Hazreti Fatıma ile evlenmiş ve bu evlilikten Hasan ve Hüseyin başta olmak üzere, Ehlibeyt soyunun devamını sağlayan çocuklar dünyaya gelmiştir.
Lakapları, Cesareti ve İlmi
Hazreti Ali'nin şahsiyeti, üç temel özellik etrafında şekillenir: Cesaret, ilim ve adalet.
1. Cesaret ve Kahramanlık (Esedullah)
Hazreti Ali, katıldığı hemen hemen tüm savaşlarda gösterdiği eşsiz kahramanlık ve savaşçılık yeteneği ile tanınır. Bu nedenle ona çeşitli lakaplar verilmiştir:
|
Lakap (Künye) |
Anlamı |
Açıklama |
|
Esedullah |
Allah'ın Arslanı |
Savaş meydanlarında gösterdiği büyük cesaret ve yiğitlik sebebiyle bizzat Hz. Muhammed tarafından verildiği kabul edilir. |
|
Haydar-ı Kerrar |
Tekrar Tekrar Saldıran Arslan |
Asla geri dönmeyen, hep ileri atılan kahramanlığına vurgu yapar. |
|
Ebû Türâb |
Toprağın Babası |
Bir savaş sonrası veya bir olayda toprağa uzanıp dinlenirken Hz. Muhammed tarafından sevgiyle verilen bir künyedir. |
Özellikle Hayber Kalesi'nin Fethi'ndeki kahramanlığı ve Hendek Savaşı'nda meşhur savaşçı Amr bin Abduved'i yenmesi, onun askeri dehasının doruk noktaları olarak anılır. Bu kahramanlıklar nedeniyle Uhud Savaşı'nda söylendiği rivayet edilen şu söz, onun savaşçı kimliğinin şiarı olmuştur:
"Lâ fetâ illâ Ali, Lâ seyfe illâ Zülfikâr." (Ali'den başka yiğit, Zülfikâr'dan başka kılıç yoktur.)
2. İlim ve Hikmet
Hz. Ali, sadece bir komutan değil, aynı zamanda sahabenin en bilgili ve hüküm vermede en isabetli olanlarından biriydi.
- Hz. Muhammed, onu ilmin kaynağı olarak nitelendirmiş ve ünlü hadisinde şöyle buyurmuştur: "Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır."
- Vahiy Kâtibi: Hz. Peygamber'in vahiy kâtipliğini yapmış, ayrıca devlet yazışmalarını ve Hudeybiye Antlaşması gibi önemli metinleri kaleme almıştır.
- Fıkıh ve Kur'an Otoritesi: Kur'an, hadis ve fıkıh konularında en otoriter sahabelerden biri olarak kabul edilir.
Dördüncü Halifelik Dönemi (656–661)
Hz. Osman'ın şehit edilmesinin ardından, halkın büyük çoğunluğunun biatıyla Dördüncü Halife seçildi (656).
- Adalet: Halifeliği boyunca uyguladığı mutlak adalet ve zengin-fakir ayrımı yapmayan eşitlikçi yaklaşımıyla öne çıktı. Yönetim merkezini Medine'den Kûfe'ye taşıdı.
- İç Savaşlar: Halifelik dönemi, ne yazık ki İslam toplumunda ilk büyük ayrılıkların yaşandığı iç karışıklıklarla (Fitne dönemi) geçti. Cemel ve Sıffin gibi büyük savaşlara katılmak zorunda kaldı.
- Şehadeti: Hicretin 40. yılında (Miladi 661), Kufe'de, sabah namazı sırasında Abdurrahman İbn-i Mülcem adlı bir Harici tarafından hançerlenerek şehit edildi.





