Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Zor,
Batman’da ulusal ve yerel basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında Türkiye’nin eğitim, sağlık ve ekonomi
konularına değinen Zor, bunların şu an ülkenin en önemli gündem maddeleri
olduğuna işaret etti.
Türkiye’de öğrenci sayısının 18 milyon, derslik sayısının
ise 732 bin dolaylarında olduğunu aktaran Zor, öğretmen sayısının da bir milyon
112 bin dolaylarında olduğunu, bunların 103 bin tanesinin sözleşmeli öğretmen
olduğunu belirtti.
“GENÇLERİMİZİN YURTLARLA İLGİLİ PROBLEMLERİ ÇÖZÜLMÜŞ DEĞİL”
Türkiye’nin kurulduğu günden bugüne bir şeye henüz karar
veremediğini ifade eden Zor, “Henüz daha yerli ve milli müfredat
oluşturulamadığından dolayı insanımız bir şekilde alacakaranlık kuşağına terk
edilmiştir. Yükseköğretimde başladığından dolayı bunun en acı tecrübelerini
KYK’da (Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü) yaşamaktayız. Yükseköğretimde 8
milyona yakın bir öğrencimiz var. Bu gençlerimiz gittikleri her yerden barınacak
yurtlar, evler aramakta. Evler almış başını gidiyor, kira fiyatları çok yüksek.
Yurtta bulamıyorlar, haliyle 752 bin yataklı KYK’da buna bir çözüm üretemiyor.
Bu gençlerimizin yurtlarla ilgili problemleri henüz çözülmüş değil.” dedi.
“HALEN AMERİKAN EĞİTİM SİSTEMİNE TABİYİZ”
“Halen biz 27 Aralık 1969 tarihli Fulbright Eğitim
Sistemine, Amerikan eğitim sistemine tabiyiz” diyen Zor, “Buradan çıkan
nesillerse bu topraklara dönük değerlere yabancı gibi kalıyorlar. Gençlerimizin
bugün Z kuşağının özellikleri sıralandığı zaman seküler bir yaşam tarzı,
bencillik, kendini öne sürme gibi kaideler bugün anketlerde karşımıza
çıkmaktadır. Devlet olarak biz bugün nasıl bir nesil yetiştirmemiz gerektiğinin
hesabını yapmalıyız.” diye konuştu.
“BU GERÇEKTEN BÜYÜK BİR ZULÜM”
Dayatmacı bir anlayışa karşı olduklarını, aşı yapıp
yapmamada herkesin özgür olması gerektiğini vurgulayan Zor, şöyle devam etti:
“İsteyen insan gitsin aşısını olsun. Ama aşı olmak istemeyen insanlara da
zoraki aşı olacaksınız diye bir dayatma yapılmasın diyoruz. Sabahtan buraya
geldik. Her 48 saatte bir PCR testi veriyoruz. Büyük bir zulüm bu. Şimdi
eğitim-öğretimde, diğer meslek gruplarında 48 saatte bir PCR testine tabi
tutulacaklar. Bu gerçekten büyük bir zulüm. Aşı yapmak istemeyenlere dönük bu
şekilde bir baskı ve uygulamayı çok da doğru bulmuyoruz.”
Konuşmasında ülke ekonomisine de değinen Zor, Türkiye’de şu
an itibariyle asgari ücretin 2 bin 825, açlık sınırının 2 bin 900 ve yoksulluk
sınırının ise 9 bin 500 lira olduğunu söyledi.
“EVE EKMEK GÖTÜREMEYEN BİR BABA NASIL TEBESSÜM EDEBİLSİN”
Türkiye’de memur, işçi kesimi dahil insanların yüzde
82’sinin yoksulluk sınırının altında olduğuna dikkat çeken Zor, sözlerine şöyle
devam etti: “Yani 100 insandan 82’si
yoksulluk sınırının altında. Bunlardan belirli sabit bir işi olan insanlardan
bahsediyorum, 40-45 arası açlık sınırının altında. Böyle bir sosyoekonomik
yapıdaki insanlardan siz barış ve huzur bekleyebilir misiniz? Siz insanların
tebessümlü bir şekilde güne başlamasını bekleyebilir misiniz? Eve ekmek
götüremeyen bir babanın tebessüm etme hakkını ona veriyor musun ki o insan
tebessüm edebilsin.” ŞEVKİ ASLAN



